Image

BİANET Gezi Parkı eylemleri döneminde yaptığı paylaşım gerekçesiyle "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla yargılanan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı savunmasında "Orada yaşananlara tanıklık etmiş biri olarak olayları katliam olarak tanımlama zorunluluğu duydum" dedi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın, Gezi Parkı eylemleri döneminde attığı sosyal medyadan yaptığı paylaşımlar nedeniyle dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a “hakaret ettiği” iddiasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü. İstanbul Anadolu Adliyesi 42'nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Şebnem Korur Fincancı, avukatı Oya Meriç Eyüboğlu ve Erdoğan’ın avukatı Gökhan Arslanoğlu hazır bulundu. Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Fincancı, tweeti paylaştığı dönem Erdoğan’ın başbakan olduğunu ve kolluk güçlerinin saldırılarından sonra "Polisimiz destan yazdı", "Emri ben verdim" şeklindeki açıklamalarını hatırlattı.

"Gezi eylemlerinde 10 bin üzerinde insan yaralandı"

Topçu Kışlası kararı üzerine gençlerin Gezi Parkı’nda nöbet tutmaya başladığını belirten Fincancı, şöyle devam etti: "İlk saldırı çadırların yakılması şeklindeydi. Kolluk kuvvetleri plastik mermi, biber gazı kullanarak doğrudan vatandaşları hedef aldılar. Bu süreçte 10 bin üzerinde kişi yaralandı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı başvurularına göre 13 kişi göz veya görme kaybı yaşadı, 8 kişi de hayatını kaybetti. “Tweeti attığım gece hekim olarak Gezi Parkı’nda bulunan revirde nöbetçiydim. Polisler revire yönelik yoğun şekilde göz yaşartıcı kimyasal kullandı ve revirdeki yaralıları taşımak zorunda kaldık.  Aynı gün başbakan Sincan’da yaptığı konuşmada emri kendisinin verdiğini söyledi. Bu açıklamalar üzerine hem orada yaşananlara tanıklık etmiş hem de insan hakları mücadelesi veren biri olarak yapılanları katliam olarak tanımlama zorunluluğu duydum."

"Polis şiddeti işkence düzeyine ulaştı"

“Polis şiddeti işkence düzeyine ulaştı. Bu konuda uluslararası insan hakları örgütlerinin hazırladığı raporlar da var. Kamu görevlilerine hakaret değil işkenceyi ifşa ettim. Suçlamayı kabul etmiyorum ve beraatımı talep ediyorum.” Avukat Oya Meriç Eyüboğlu da "Müvekkilimin beyanlarına katılıyorum. Olan bir şeyi söylemiştir. Zaten mevcut hükümetin yetkilileri de o dönemde yaşananları eleştirmiştir" dedi.  Cumhurbaşkanı avukatı Gökhan Arslanoğlu ise şikayetlerinin devam ettiğini belirterek Fincancı’nın cezalandırılmasını talep etti. Savunmaların ardından mahkeme, avukatların savunma için süre talebini değerlendirerek duruşmayı 17 Mart 2020 tarihine ertelendi.