Rosa Kadın Derneği’ne baskın ve kadınların gözaltına alınmasına tepki gösteren MED-DER, “Kadınları zayıflatmayı amaçlayan bu operasyonlar, kazanımlarını sürdürme mücadelesini ve kararlılığını güçlendirecektir” açıklaması yaptı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında dün Rosa Kadın Derneği’ne yapılan baskın ve 22 kadının gözaltına alınmasına yönelik tepkiler sürüyor. Diyarbakır ve Şırnak’ta yapılan açıklamalarda, baskı ve gözaltıların kadın mücadelesine yönelik saldırıların devamı olduğunu belirtilerek, mücadelenin sürdürüleceği mesajı verildi.
Eşbaşkanları Şilan Elmas Kan’ın gözaltında olduğu Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Yenişehir ilçesinde bulunan dernek binasında açıklama yaptı. Özgür Kadın Hareketi (TJA), aktivistleri, Hakların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yöneticileri, Rosa Kadın Derneği, Kürt Edebiyatçılar Derneği, 78’ler Derneği üye ve yöneticilerinin de katıldığı açıklamada, MED DER yöneticisi Dilanç Güvenç konuştu.
‘ERKEK DEVLET SALDIRILARI’
Ülkede demokratik muhalefet güçlerinin hemen hemen her gün operasyonlarla güne başladığına ifade eden Güvenç, kadın iradesine ve mücadelelerine yönelik artan saldırılara dikkat çekti. Güvenç, “Demokrasiye, barışa ve özgürlüğe inanan, halkın hak ve özgürlükleri için mücadele eden tüm kadınlara onlarca dava açıldı, asılsız ve adaletsiz suçlardan yıllarca hapis cezasına çarptırıldı. Bu saldırılarla Rosa Kadın Derneği’ni ve tüm demokratik dernekleri kriminalize etmek istiyorlar. Bunlar 5 bin yıl önceki ataerkil toplumun gelenekleriyle, kadınların tüm hak ve özgürlüklerini ihlal ediyor, kadının varlığını inkar ediyor. Bu saldırılar erkek devlet tarafından uygulanmaktadır” dedi.
‘KADINLAR GÜÇLENECEK’
Operasyonlarla kadınların hapsedilmek istendiğini dile getiren Güvenç, “Kadınları zayıflatmayı amaçlayan bu operasyonlar, kadınların demokrasi ve özgürlük haklarını, değerlerini, haysiyetini ve kazanımlarını sürdürme mücadelesini güçlendirecektir. Kadınların mücadelesine ve özgürlüğüne yönelik bu operasyon ve taahhütlerin, onların İstanbul Sözleşmesi’ni geri çekme ve yürürlükten kaldırma cesaretine dayandığı bilinmektedir. Biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin bizim için kırmızı çizgimiz olduğunu söylerken birlik olduk. Bu anlaşma tekrar yürürlüğe girinceye kadar sahada olacağız ve mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Eşbaşkanları Şilan Elmas Kan’ın gözaltına alınmasının Kürtçeye yönelik tahammülsüzlük olduğunu söyleyen Güvenç, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını istedi.
TJA aktivistleri, HDP Mardin İl Örgütü binasında yaptıkları açıklamayla, kadınların gözaltına alınmasına tepki gösterdi. TJA aktivisti Eylem Amak, iktidarın kadınlara savaş açtığını belirterek, “Her gün en az 3 kadın erkekler tarafından katledilirken, bu şiddeti önlemek yerine, kadınlar ve kadın kazanımları hedef alınmıştır” dedi. Kadın düşmanı politikalara her gün bir yenisinin eklendiğinin altını çizen Amak, kadınların iktidarın korkulu rüyası olduğunu söyledi. Amak, şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddetle mücadele yürüten kadın aktivistleri, siyasetçileri gözaltına alıp tutuklayarak kadın mücadelesini sindirmeyi amaçlamışlardır. Bugün Kürt illerinde genç kadınlar kolluk eliyle şiddete, tacize, istismara uğrayarak intihara sürüklenmektedir. Bu suçu işleyenlere ise çoğu zaman cezai bir yaptırım dahi uygulanmamaktadır.”
‘SUSTURAMAYACAKSINIZ’
Kürt kadınlarının hedef haline getirilerek çalışmalarının kriminalize edildiğini ifade eden Amak, “Gözaltına alınması gerekenler kadınlar değil, kadına yönelik şiddet uygulayanlardır. Kadın düşmanlığı politikalarınızdan derhal vazgeçin. Biz kadınları baskı ve gözaltılar ile susturamayacaksınız” ifadelerini kullandı.
Ankara Kadın Platformu da, Büro Emekçileri Sendikası (BES) binasında gerçekleştirilen açıklamayla gözaltıları protesto etti. Açıklamanın yapıldığı salona, “Kadın mücadelesi engellenemez” pankartı asıldı.
Platform adına açıklamayı yapan platform üyesi Ebru Özer, “Diyarbakır’da şiddete maruz kalan kadınların şiddetten uzaklaşarak güçlenmelerini sağlamak için çalışmalar yürüten Rosa Kadın Derneği’ne yapılan bu saldırılar, sadece kadına yönelik şiddete karşı kadınların örgütlü mücadelesine değil, aynı zamanda şiddet mağduru kadınların mücadelesine de bir müdahaledir” dedi.
Taciz, tecavüz ve şiddet faillerinin sokakta özgürce dolaştığını ancak kadın özgürlük mücadelesi yürüten kadınların gözaltına alındığını belirten Özer, “Kadına yönelik şiddete, ayrımcılığa karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadın mücadelesi yürüten kurumlara yönelik yapılan bu saldırılar, şiddet ve cinayetlerin politik olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
TESADÜF DEĞİL
Özer, kadınların dünyanın her yerinde erkek egemen sisteme karşı verilen mücadelenin öncülüğünü yaptığını ekleyerek, “Bu nedenle, AKP-MHP ittifakının kadına yönelik saldırılarına karşı sessiz kalmayan, sokakları terk etmeyen kadınlara yönelik baskılarının tesadüf olmadığını biliyoruz. Erkek şiddetine karşı mücadele eden kadın kurumlarının sistematik yargı ve gözaltı şiddetine maruz kaldığını biliyoruz” diye konuştu.
Açıklama “jin, Jiyan, Azadi” sloganları ve alkışlarla eşliğinde sona erdi.
Batman’da da TJA ve HDP Kadın Meclisi tarafından açıklama yapıldı. HDP il binası önünde yapılan açıklamada, “Kadın mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz”, “Susmak yok direnişin kendisiyiz” ve “Biz kadınlar her yerdeyiz” yazılı dövizler taşındı. Açıklamaya, görevden alınarak yerine kayyım atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Songül Korkmaz, Kozluk ilçesi ile Bekirhan Belde belediyelerinin eşbaşkankarı ve TJA aktivistleri katıldı.
Zılgıt, alkış ve “Jin Jiyan azadi” sloganı ile başlayan açıklamada konuşan HDP İl Eşbaşkanı Fatma Ablay, kadınların hukuksuz bir şekilde gözaltına alındığını belirterek, kadın düşmanlığını her alanda sürdüren AKP ve MHP zihniyetinin kadın kırımını sürek avına dönüştürerek, kadın kazanımlarına karşı cadı avı başlatıldığını söyledi. Toplumun her alanına sirayet eden toplumsal düşmanlık anlayışın önce tecrit sonra kadına dönük saldırılarla devam ettiği, kadınlardan da bunlara boyun eğilmesinin istendiğini kaydeden Ablay, “Biz de diyoruz ki boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Her saldırı ve baskıyı mücadeleyle direnişle karşılayacak ve diyoruz ki vardık varız ve var olacağız. Rosa Kadın Derneği kadın haklarını savunan, şiddet ve tecavüzle mücadele eden kadının öz gücüyle yaratılan bir kurum ve kazanımdır” diye konuştu.
Her kadın alanı ve kazanımının kadınlar için birer mücadele ve direniş alanı olduğunu söyleyen Ablay, şöyle dedi: “Bu alanlarımızı terk etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni nasıl ki sokaklarda savunuyor ve yaşatmaya çalışıyorsak, kadın kazanımlarımızı da sokaklarda mücadelemizin her alanında savunmaya devam edeceğiz. Kaybeden eril egemen zihniyet ve onun iktidarları olacaktır. Alanlardan sesleniyoruz gözaltına alınan kadın arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Hiç bir güç ve baskı bizi haklı mücadelemizden alıkoyamayacaktır” dedi.