İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin, İstanbul TGEM Şube tarafından telefonla ifadeye çağrıldı. İfade nedenini sorduğunda “Emniyet’e geldiğinizde bilgi alırsınız” yanıtıyla karşılaştı ve 13 Eylül’de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gitti.
Keskin, TEM Şube’ye gittiğinde ilk “şaşkınlığını” yaşadı.
Çünkü Keskin’e görevli polis direkt olarak “Hangi örgüttensiniz?” diye sordu. Keskin, örgütten değil insan hakları savunucusu olduğunu söyledi ve İHD adına oraya gittiğini belirtti. Bir süre bekledikten sonra görevliler TEM Şube’deki ilgili görevli ile görüştürüldü.
Keskin bu kısmı “asıl şaşkınlığı orada yaşadım. Çünkü, atmadığım bir tweet yüzünden ifademi almak istiyorlardı” diye anlattı.
“Çitil’e suikast iddiası”
Aslında olay bundan iki yıl önceye dayanıyor.
Ağustos 2020’de kendi sosyal medya hesabından şu tweeti atıyor:
“Yıllar önce Musa Orhan’dan önce bir Musa Çitil vardı. 90’lı yıllarda Mardin’de komutandı. Ş.E.’ye cinsel saldırıdan tutuksuz yargılandı beraat etti. Sonra yıllar sonra Diyarbakır Sur’da komutandı??.”
Kom olduğunu bilmediği “Sabya Altinsay” isimli bir kullanıcı Keskin’e yanıt olarak “Demek halen hayatta” diye yanıt veriyor, yanıtta bir patlayıcı işareti yer alıyor.
Bu yanıtı gören Aydın’dan bir yurttaş, yanıtı CİMER’e şikâyet ediyor. “Musa Çitil’e bir suikast iması” aldım diyor.
"Şiddetsizliği savunuyorum"
Bunun üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Keskin’i ifadeye çağırıyor. 13 Eylül'de istanbul Emniyet Mdürülüğ TEM Şube'deki İfadesinde, Çitil'e suikast gibi bir amacı olmadığını belirten Keskin, bianet’e şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’nin ifade özgürlüğü noktasında geldiği noktayı gösteren çok ironik bir durum oldu. Ben kendi tweetimde Musa Orhan İpek Er’e cinsel saldırıdan yargılanıyordu ve ben bu olayın yeni olmadığını daha önce de 420 asker de benzer suçları yapmıştı. Geçmişte de benzer şeyler yapılmıştı diye hatırlatmak istedim.
“Biri bana patlayıcı ile yanıt vermiş. Böyle bir şey olabilir mi? Yıllardır şiddetsiz mücadeleyi savunan biriyim nasıl bir suikast çağrısı yapabilirim.
“Gerçekten olan biteni şaşkınla izliyorum. Türkiye’nin düşünce ve ifade özgürlüğü açısından geldiği nokta bu. Benim tweetime yanıt veren biri üzerinden ben ifade verdim. İnanılır gibi değil.”