Image
 İsim ses_durusma.jpg

SENDİKA.ORG

SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in tutuklu olduğu 8 SES’linin yargılandığı davadan yine tahliye kararı çıkmadı. Duruşmaya SES üye ve yöneticilerinin yanı sıra KESK'e bağlı sendikaların yöneticileri, Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu (EPSU), İngiltere'nin en büyük sendikası olan UNISON temsilcileri de katıldı.

SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in tutuklu olduğu 8 SES’li hakkında “örgüte üye olmak”, “örgüt yönetmek” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla açılan davanın üçüncü duruşması Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Enternasyonal dayanışma

Duruşmaya SES üye ve yöneticilerinin yanı sıra KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri, KESK Eş Genel Başkanları Mehmet Bozgeyik ve Şükran Kablan Yeşil, Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu (EPSU), İngiltere’nin en büyük sendikası olan UNISON temsilcileri katıldı.

Dava öncesi adliye önünde toplanan SES üyeleri, avukatlar ve Avrupalı sendikacılar basın açıklaması yaptı.

“Bu dava bir karalamadır”

Sendika adına açıklama yapan Hüsnü Yıldırım, mahkemeye çağrı yaparak tutuklu üyelerinin serbest bırakılmasını talep etti. Hüsnü Yıldırım, “Bu dava bir karalamadır. Biz bu davanın takipçisi olacağız” dedi.

Ardından söz alan Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu Sekreteri (EPSU Francoise Geng, “Bugün buraya Avrupalı kadın konfederasyonu adına geldim. Burada tutuklu olan yoldaşlarımız kadın arkadaşlarımız ile dayanışma göstermek için geldik. Umarım bugün sonuç olumlu olur ve arkadaşlarımız tahliye olur, olmazsa da buraya tekrar geleceğiz. Bu dava vesilesiyle de şunu söyleyeyim; Türkiye’deki sendikalarla dayanışma içindeyiz” ifadelerini kullandı.

UNISON Sendikasının Başkanı Andrea Egan, “Tutuklu arkadaşlarımız ve diğer sendika üyeleriyle dayanışma içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum” dedi.

Serbest bırakılmadılar

Tutuklu olarak yargılanan önceki dönem SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden ve bu dönemki Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in tutukluluğunun devamına karar verildi.

Davaya çağrı

Dün (2 Ekim) Ankara’da Kahya Otel’de basın toplantısı düzenledi.

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ile KESK’e bağlı sendikaların genel merkez ve Ankara şube yöneticileri ile üyelerinin de katıldığı açıklamada konuşan SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım duruşmaya katılım çağrısında bulundu.

Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:

"Aralarında Eş Genel Başkanımız Selma ATABEY ve önceki dönem Eş Genel Başkanımız Gönül ERDEN’in tutuklu bulunduğu ve önceki dönemlerde MYK üyeliği yapmış, önceki dönem Ankara Şube Eş Başkanı ve yönetim kurulu üyelerimiz olmak üzere toplamda 8 arkadaşımızın yargılandığı davanın üçüncü duruşması 3 Ekim 2022 günü Ankara Adliyesinde görülecektir. Önceki duruşmalarda görüldüğü üzere kendilerine atıfta bulunulan suçlar arasında sendikamızın pandemi döneminde yaptığı eylem ve etkinliklerin suç unsuru olarak yer aldığını üzülerek izledik. Biz biliyoruz ve anlıyoruz ki yıllardır halkın sağlık hakkına ve sağlık emekçilerin yaşadığı sorunlarına sahip çıkmak özellikle pandeminin başlangıcında herkesin korktuğu ve sustuğu dönemde taleplerimiz için yaptığımız eylem ve etkinlikler birilerini iyice rahatsız etmiş olmalı. Ayrıca ana akım medyada, haberlerde şubelerimiz ve işyerlerimizden pandeminin yönetilemediğini, yaşamak ve yaşatmak istiyoruz şiarıyla isyanımızı duyurmamız, kimilerini had bildirme, intikam alma arayışına itmiş olmalı. Bilinmeli ki; KESK ve bağlı sendikalar kurulduğu günden beri emekçilerin haklarını ısrarlı bir şekilde savunmuş ve halkın nitelikli kamu hizmeti alması mücadelesi vermiştir. Sağlık ve Sosyal Hizmet iş kolunda örgütlü olan sendikamız SES, kurulduğu günden beri nitelikli, ücretsiz, erişilebilir ve anadilinde sağlık ve sosyal hizmet mücadelesi yürütmeye amaç edinmiş ve bugünde aynı amaçla mücadelesine devam etmektedir. Kurulduğumuz günden beri sendikal mücadelemizi marjinalleştirme, bizleri de ötekileştirme çabalarıyla da mücadele etmekteyiz. 2007’de, 2009’da ve 2012’de KESK ve KESK’e bağlı sendika yöneticilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalar yapılmış, fakat hem anayasa mahkemesi hem de AHİM’in bu konuda yapılan haksız gözaltı ve tutuklamaların hukuka aykırı olduğunun tespitini yapmıştır. Bu şekilde toplu açılan davaların birçoğunda arkadaşlarımızın tamamı beraat etmiştir. Yukarıda anlattığımız yargısal süreç esasında siyasi iktidarın emek, barış ve demokrasi mücadelesi yürüten sendikamıza, sendikal örgütlülüğümüze yönelik yargı baskısının kesintisiz olduğunu göstermektedir. Her dönem doğruları söylemekten imtina etmeyen sendikamız ve yöneticileri yine hukuksuz bir yargı süreci ve asılsız iddialar ile yıpratılmak istenmektedir. Siyasi iktidar bu dava ile sendikamızın emek mücadelesini suç konusu yaparak mücadelemize zarar vermek istemektedir. Üstelik ortada suç teşkil eden hiçbir delil olmadığından bu oluşturdukları suç unsurlarını yine yaratıkları iftiracı tanıklar üzerinden yapmaya çalışmaktadır. İddianamede yer alan suçlamaların tarihsel seyri bile ortada bir iftira olduğunu kanıtlar niteliktedir. SES tarihi emekçilerin ve toplumun sağlık hakkı mücadelesinin tarihidir. SES tarihi aynı zamanda emeğin özgürleştiği demokratik bir sistem yaratma mücadelesidir. Bu davayla sağlık hakkı, sendikal haklar ve kadın mücadelesi de yargılanmak istenmektedir. Salgın döneminde hakları verilmeyen sağlık emekçileri için aktif mücadele eden sendikamızın faaliyetlerinin dava konusu yapılmasını kabul etmiyoruz. İktidarın yapması gereken halka ücretsiz ulaşılabilir nitelikli ve anadilinde sağlık hizmeti sunmak, sağlık emekçilerinin haklarını vermektir. Hak mücadelesi veren emek örgütlerini yıpratma çabası sonuç vermeyecektir. Bu hukuksuz davada yargılanan tüm arkadaşlarımız serbest kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu mücadelede; işkolumuzdaki emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere, tüm demokrasi güçlerini 3 Ekim 2022 günü Pazartesi (yarın) 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmaya hep birlikte katılım sağlamak üzere 09:30 da Ankara Adliyesi ana giriş kapısı önünde buluşmaya davet ediyoruz."

Yıldırım’ın ardından dava süreci hakkında bilgi veren SES Hukuk Danışmanı Öztürk Türkdoğan ise “Bu davanın politik bir arka planı var, bu iddianameden açıkça anlaşılıyor. SES’in kurulduğundan bu yana halk sağlığını önceleyen bir çizgisi var. Covid döneminde yapılan açıklamaların suçlama konusu yapılması ileride çok konuşulacaktır. Açık ve gizli tanıkların dinlenmesi ertelenerek mahkeme süreci uzatılmaya çalışılıyor. Davanın seyri adil yargılama ve savunma hakkına aykırı bir şekilde yürütülüyor. İtirazlarımızı yaptık. Hukuk Türkiye’de uzun zamandır usulsüzlüklerle yürütülüyor. Arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşması için yarın elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

Basın toplantısında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de Türkiye’de hukuk krizi yaşandığına vurgu yaparak, sözlsrine şöyle devam etti:

"SES’in sağlıkta yıkıma karşı verdiği mücadeleyi kamuoyu çok iyi biliyor. AKP ülkeyi yalan ve dolan siyaseti üzerinden yönetmeye çalışıyor. AKP’nin cemaatten devraldığı siyasallaşmış bir yargıyla karşı karşıyayız. Tüm muhalif kesimlere yönelik bir baskı ortamı var. Seçime gittiğimiz süreçte AKP kaos yaratarak varlığını sürdürmeye çalışıyor. Emekten, özgürlükten yana, laiklik mücadelesini yükselten ortak mücadeleyi yükseltmemiz lazım. Uluslararası emek örgütleri de dayanışmayı büyütüyor. Emek ve demokrasi güçlerini arkadaşlarımızın yarınki duruşmasına, dayanışmaya çağırıyoruz."