Image
akbelen_eylem.jpg

SENDİKA.ORG

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda bir yılı aşkın süredir kömür madenin genişletilmesine karşı mücadele veren İkizköylüler, Milas Atapark’ta yapılan basın açıklamasında bir araya geldi.

Basın açıklaması öncesi yürüyüş yapmak isteyen yaşam savunucularına polis engel olmaya çalıştı. Tüm engellemelere rağmen Milas pazar yerinden Atapark Meydanı’na kadar sloganlarla yürüyen İkizköylüler Atapark’ta basın açıklamasını yaptı.

Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ’nin (YK Enerji) iki kömürlü termik santrale kömür sağlamak için genişletmek istediği kömür madeni için daha önce üç kez bilirkişi incelemesi keşfi yapıldığını ifade eden yaşam savunucuları şimdi de yeni bilirkişi raporunun çıkmasını bekliyor.

“Kaynaklarımızı yok eden şirketin karşısında yılmadan direniyoruz”

İkizköy Çevre Komitesi adına basın açıklamasını okuyan Nejla Işık, bilirkişi raporunun bilerek uzun süredir çıkarılmadığını belirterek şunları söyledi:

"Biz İkizköylüler, Akbelen Ormanı için bütün zor şartlara rağmen tam 465 gündür çadırlı nöbet tutuyor; havamız, suyumuz, toprağımız, ormanımız için yıllardır kömür madeni ve termik santrale karşı mücadele ediyoruz. Bugün burada direnişimize ilk günkü inançla, azimle, umutla devam ettiğimizi göstermek; canımız pahasına koruduğumuz, dört elle sarıldığımız Akbelen Ormanı’nın sesi olabilmek, Akbelen İçin adalet sesini duyurabilmek için toplandık. Havamızı zehirleyen, su kaynaklarımızı yok eden, topraklarımızı alt üst eden, zeytinlerimizi acımasızca yerle bir eden bu açgözlü şirketin karşısında, hala yılmadan direniyoruz!

"Bizlere yaşamı zehir eden kömür canavarı, Akbelen Ormanı’na dayanmış bir halde pusuda bekliyor. Geçen sene bir an önce açmak istedikleri kömür madeni için defalarca kez hukuksuzca yapmaya çalıştıkları kesimleri engelledik. Gizlice ormana girip kestikleri 35 ağacımızı da, Muğla’mızın ve ülkemizin her yeri yanarken yangınları ve beraberinde gelen kargaşayı fırsat bilip yardıma gelen insanları kandırarak kestirdikleri 105 ağacımızı da unutmadık, unutmayacağız! Büyük yangınlarda kaybettiğimiz hektarlarca orman söz konusuyken, geriye kalan ormanlara tüm gücümüzle sarılmamız ve korumamız gerekirken; neden hala ömrünü doldurmuş termik santraller için inat ediyorsunuz? Neden yaşamı yok eden, hepimizin sonunu getiren kirli enerji kaynakları için bu kadar ısrar ediyorsunuz?"

“Akbelen Ormanı’nı Vermeyeceğiz”

Paris İklim Anlaşmasına göre Türkiye’nin 2030’a kadar kömürden çıkış planı yapması gerektiğini hatırlatan Işık devamında şunları kaydetti:

"Geleceğimizi kömüre feda edecek bir karar kabul edilemez. İklim krizi etkilerinin giderek arttığı, bu gidişle yaşam için temel ihtiyaçlarımız olan su ve gıda krizinin kapıya dayanacağı günler yaklaşıyorken, göz göre göre geri dönüşü olmayan hataları geleceğimizle ödemek istemiyoruz!

"Hem Akbelen’i bir kalkan gibi çevreleyip koruyan, hem de Akbelen’in içinde, kalbinde yaşayan 35 bin zeytin ağacımız varken, Akbelen Ormanı’nın kesilmesi mümkün değildir! Yönetmelik değişikliği ile zeytinlikleri madene açmak isteyen şirket, yıllardır defalarca kez denenip başarısız olunduğu gibi; Zeytin Kanunu’nu yıkamaz, kanunu yönetmelikle alt edemez, tüm bunları kendi kişisel çıkarları için kullanamaz! Biliyoruz ki vicdanlarının sesiyle yazılmış bilirkişi raporları Akbelen’in kurtuluşu olacak! Akbelen’i koruyacak bilirkişi raporunu umutla bekliyoruz. Kamu yararı arıyorsanız; kamu biziz, buradayız, haykırıyoruz! Akbelen Ormanı’nı Vermeyeceğiz. Akbelen için, zeytin için, iklim için adalet!"