Gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetlerinin açıklanması ve suçun faillerinin yargı önüne çıkarılarak cezalandırılması talebiyle başlattığımız, Türkiye tarihinin en uzun soluklu adalet eylemi olan Galatasaray’daki buluşmalarımız 700. haftamızda ağır polis şiddeti ile engellendi ve kuşaktan kuşağa aktarılarak devam eden hakikat ve adalet mücadelemizle hafıza mekânına dönüştürdüğümüz Galatasaray Meydanı bize yasaklandı.
Dört yılı aşan bir süredir Galatasaray Meydanı tomalar, ağır silahlı polisler, çelik ve beton bariyerler ile kuşatıldı. Cumhurbaşkanlığı rejimi, adalet ve hukukun üstünlüğü talebimize sesimizi duyurduğumuz Galatasaray Meydanı’nı esir alarak cevap verdi.
En başından beri bu yasaklamanın evrensel hukuka, Anayasa’ya ve ilgili yasalara aykırı olduğunu, keyfi olduğunu, haklarımızı ihlal ettiğini söyledik. Bu iddialarla yargı makamlarına başvurduk, maruz kaldığımız hak ihlalinin ortadan kaldırılmasını talep ettik. 23 Şubat 2023 günlü resmi Gazete’de yayınlanan 2019/21721 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına kadar bu haklı itiraz ve taleplerimiz görmezden gelindi.
Maside Ocak’ın başvurusu üzerine verilen bu AYM kararıyla, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkımızın ihlal edildiğine hükmedildi.
Beyoğlu Kaymakamlığı’nın savunmasında Galatasaray’daki buluşmalarımızın yasaklanması ile ilgili ileri sürdüğü; “bildirimde bulunmadılar” ve “suç işlenmesinin engellenmesi, kamu düzenin bozulması, başkalarının haklarının korunması gibi zorlayıcı şartların varlığı nedeniyle” yasakladık şeklindeki gerekçelerinin hukuki geçerliliğini tartışan AYM, söz konusu kararı ile; idarenin buluşmalarımızın engellenmesine dayanak gösterdiği ‘bildirimde bulunulmadı’ gerekçesini; “yapılmak istenen etkinlik, yaklaşık yirmi dört yıl boyunca belirli zaman ve yerde yapılmakta olup idarenin bu etkinliğin yapılacağına ilişkin olarak önceden bilgisi olmadığı söylenemez.” diyerek ve idarenin “zorlayıcı şartlar nedeniyle yasaklama yoluna gidildiği” iddiasını da; “idare, yasaklama kararında kamu düzeni bozulması, bozulma tehlikesi veya başkalarının haklarının korunması gerekliliği gibi zorlayıcı şartlar olduğunu ortaya koymamıştır. İzah edilen sebeplerle idarenin etkinliği yasaklama kararı için dayanak gerekçelerinin haklı ve ikna edici olduğu söylenemez” diyerek geçersiz kıldı.
Ayrıca AYM, “Diğer yandan başvurucunun da içinde yer aldığı grubun kaybolan yakınlarının bulunması ve kamuoyunda farkındalık yaratılması amacına yönelik oturma eylemi ve basın açıklaması yapmak istemesi demokratik bir toplumda saygı ile karşılanmalıdır.” diyerek Galatasaray’daki buluşmalarımızın demokrasinin gereği olduğuna vurgu yaptı.
Kararın bir örneğinin yeni ihlallerin önlenmesi için Beyoğlu Kaymakamlığı’na gönderilmesine karar veren AYM, böylece Cumartesi Anneleri/ İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’nda sürdürdüğü eylemin hukuka uygun olduğunu bildirerek, engellenmemesi konusunda Beyoğlu Kaymakamlığı’na açık bir ödev yükledi.
Anayasa'nın 153. Maddesi; “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir.” “...Yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” diyerek AYM kararlarının uygulanması konusunda hiçbir kuruma herhangi bir takdir yetkisi tanımamış veya bu konuda bir istisnaya yer vermemiştir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin anayasaya aykırılık konusunda verdiği karardan sonra idarenin Galatasaray yasağında ısrar etmesi Anayasa’yı kasten ihlâl etmek anlamı taşımaktadır.
Yarından itibaren kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği olarak ilgili makamların AYM kararına kayıtsız şartsız uyma yükümlülüklerini yerine getirmeleri için girişimlerde bulunacağız. Ancak bugün buradan sesleniyoruz; keyfi yasağınıza son verin ve Galatasaray Meydanı’ndaki ablukayı kaldırın!
Bütün engellemelere rağmen hakikati söylemeye devam edeceğiz. 28 yıllık pratiğimiz tanıktır; hakikati söyleme sorumluluğuna ve cesaretine sahibiz, bundan vazgeçmeyeceğiz! Kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz! Kayıplarımızı aramaya, akıbetlerini sormaya, faillerinin cezalandırılmasını istemeye, mevcut adaletsizliğe itiraz etmeye, hak ve özgürlük talep etmeye devam edeceğiz.
Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi