Image
KESKİN_YARKIN.jpg

AGOS

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyesi Güllistan Yarkın’ın “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması  İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Keskin ve Yarkın’ın üzerlerine atılı suçtan cezalandırılmalarını istedi.

Esas hakkındaki mütalaaya karşı söz alan Eren Keskin, “İddianame de mütalaa da uluslararası hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, hakaret etmiyoruz. 1915’te yaşanan olayların soykırım olduğunu söylüyoruz. Bu çağda düşüncem için kimseye hesap vermeyi kabul etmiyorum. Uluslararası hukuka göre böyle bir ceza verilemez ortada suç yok” dedi.

Güllistan Yarkın da, “1915’te yaşananların İttihat Terakki tarafından gerçekleştirilen soykırım olduğunu düşünüyorum” dedi.

Keskin ve Yarkın’ın avukatı Özcan Kılıç, müvekkillerinin “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçlamasıyla yargılandığını hatırlatarak, “Konuşmanın içeriğinde muhatap olarak İttihat ve Terakki Partisi gösterilmiştir. 1915’te Türkiye Cumhuriyeti yoktu, Cumhuriyet 1923’te ilan edildi. Bunların göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz” dedi. Kılıç, mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep etti.

Süre talebini kabul eden mahkeme, davayı 2 Mayıs saat 12:00’a erteledi.

Hakim ilk önce davayı 24 Nisan'a ertelemek istedi ancak salondan itirazlar yükselmesi üzerine 2 Mayıs tarihi verildi.

Eren Keskin Agos'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Biz her 24 Nisan’da, 2005 yılından bu yana 'Soykırımı tanı, af dile, tazmin et' çağrısıyla açıklama yapıyoruz. Bunu uzun bir süre, 2018 yılına kadar hep sokakta yaptık. Ama 2018 yılından itibaren yasaklanmaya başlandı. Açılan bir soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Fakat 2021 yılında yaptığımız açıklamaya yönelik bu kez dava açıldı. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu konuda netleşmiş bir görüşü yok. Çok gündem olmasını istemiyorlar bu nedenle takipsizlik ya da beraat kararları çıkıyor. Fakat bu sefer bir politika değişikliği görüyoruz. Geçtiğimiz hafta HDP’ye aynı şekilde yaptığı bir açıklamadan 301. Madde kapsamında ceza verildi. Savcı bizim de cezalandırılmamızı istedi. 2024 yılında insanların düşünceleriyle yargılanmalarının akıl dışı olduğunu düşünüyorum. Düşünce özgürlüğünü güvence altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Türkiye imza atmışken bu yargılamaların yapılması akıl dışı ve hukuk dışı. Biz yaptığımız şeyin doğru olduğuna inanıyoruz ve devam edeceğiz."
 

Diyarbakır Barosu beraat etmişti

Diyarbakır Barosu da benzer bir suçlamayla dört kez yargılanmış ve beraat etmişti.

Son beraat kararın ardından açıklanan gerekçeli kararda,  Diyarbakır Barosu’nun yaptığı açıklamada yer alan ve suç teşkil ettiği öne sürülen kavramlar olan "tehcir", "büyük felaket", "zorla yerinden edilme","jenosid" ve "soykırım" ifadelerinin iç hukuk ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında incelendiği; paylaşımlardaki ifadelerle söz konusu kurumları aşağılama kastının bulunmadığı kaydedildi.  
 
Kararda, “(…) yapılan paylaşımın eleştiri kapsamında düşüncenin açıklanması olarak değerlendirildiği, bu itibarla yargılamaya konu paylaşımın düşünce hürriyeti kapsamında düşüncenin açıklanması olarak değerlendirilmiş olmasına istinaden söz konusu paylaşımın yargılamaya konu suçun maddi unsurlarını oluşturmadığı anlaşılmakla (…)" ifadelerine yer verildi.