Image
Özüm Vurgun

MLSA

İfadelerine girdiği kişiler ve savunuculuk faaliyetleri kapsamında katıldığı basın açıklamaları nedeniyle bir ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen avukat Özüm Vurgun, “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında beraat etti.
İtirafçı tanık Ümit Akbıyık’ın verdiği ifadeler üzerine 25 Nisan 2023’te evine yapılan baskında gözaltına alınarak tutuklanan avukat Özüm Vurgun hakkında, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Vurgun, “İtirafçı bir tanığın suçtan kurtulmaya yönelik  beyanları üzerinden bana bu dava açıldı. İddianamede suç unsuru olarak gösterilen basın açıklamalarına hak savunucusu olarak katıldım. Haklarında soruşturma açılan 18 meslektaşım için Diyarbakır adliyesi önünde yapılan basın açıklamasına katılmam suç sayılmış. Bunlar yasal demokratik açıklamalardır” dedi.
Ardından Ümit Akbıyık, SEGBİS duruşmaya bağlanarak ifade verdi. Soruşturma aşamasında verdiği ifadeleri tekrar eden Akbıyık, Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nde (ÖHD) sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğünü ve derneğin cezaevinde olan, gözaltına alınanlara hukuki verdiğini iddia etti.
Savcı esas hakkındaki görüşünde Vurgun’un “örgüt üyesi olmak” suçundan cezalandırılmasını istedi. Esasa karşı ilk sözü alan Vurun, beraatını istedi.

‘Bu davada avukatlık mesleği kriminalize edilmeye çalışılıyor’
Esasa karşı söz alan Vurgun’un avukatı ve ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, dosyada usulî birçok hukuksuzluğun olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu davada avukatlık mesleği kriminalize edilmeye çalışılıyor. Hukuku egemenlerin bir sopası olarak görüyoruz ama kaçamayacağımız şeyler hak ve özgürlüklerdir. Bu bir düşman ceza hukuka pratiğidir. Burada savunmayı savunuyoruz. Bu dosya ÖHD açısından hukuki ve siyasi bir komplodur.ÖHD’nin faaliyetleri kriminalize edilmek istendi. ÖHD asla kimseden talimat ya da emir almaz. Bu dosyada avukatlık pratiği tehlikeli olarak görüldü. Mahkemenin, bu düşman ceza hukuku pratiğine dur demesini bekliyoruz.”
‘Bu ülkede avukat kalmaz’
Vurgun avukatı ve Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise Vurgun hakkında Avukatlık Kanunu’na göre soruşturma izni alınmadığını ve avukatın sır saklama yükümlüğünün ihlal edildiğini söyledi. Avukatlık mesleğinin bu kadar rahat kriminalize edilemeyeceğini vurgulayarak, “Avukatlık mesleğini örgüt faaliyeti olarak tanımlarsak bu ülkede avukat kalmaz” dedi.
Avukat Ruşen Seydaoğlu ise Vurgun’un kentte yaşanan hak ihlallerine ilişkin sivil toplum örgütleriyle birlikte katıldığı basın açıklamalarının iddianamede suçlama konusu yapıldığını söyledi. Vurgun’un ÖHD Eş Başkanı olarak bu açıklamalara katıldığını ifade ederek, bu açıklamaların örgütsel delil gösterilmesini anlayamadıklarını söyledi. İfade özgürlüğü hakkının suça konu edinilmesinin hak ihlali olduğuna işaret eden Seydaoğlu, her türlü toplanma, gösteri ve ifade özgürlüğü hakkının örgüt suçu olarak değerlendirilmesin vazgeçilmesini istedi.

Vurgun’un üzerine atılı “örgüt üyesi olmak” suçunu işlediğinin sabit olmadığını karar vererek, beraat kararı verdi.
Davanın geçmişi
İtirafçı tanık Ümit Akbıyık’ın verdiği ifadeler üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, 25 Nisan 2023’te, 20 ilde yapılan ev baskınlarında aralarında gazeteci, avukat, siyasetçi, sanatçı, siyasetçi, sivil toplum ve meslek örgütlerinin üye ve yöneticilerinin bulunduğu 200’e yakın kişi gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınanlar arasında Diyarbakır Barosu’na kayıtlı 19, Mardin Barosu’na kayıtlı üç, Batman Barosu’na kayıtlı iki, Şanlıurfa Barosu’na kayıtlı 1 avukat olmak üzere toplam 25 avukat da yer aldı.
Soruşturmada 21 avukat yurtdışı yasağı adli kontrol kararıyla serbest bırakılırken, aralarında Özüm Vurgun’unda bulunduğu dört avukat ise “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Dört avukat 28 günlük tutukluluğun ardından yapılan itiraz üzerine serbest bırakıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Vurgun hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. İddianamede, Vurgun’un savunuculuk faaliyetleri kapsamında katıldığı 14 basın açıklaması ve gözaltına alınan kişilerin ifadelerine girmesi suç unsuru olarak gösterildi.