Image

DİKEN

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi avukatların mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek yargılandığı davanın duruşması bugün Silivri Cezaevi yerleşkesinde görüldü.

Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada ‘belgede sahtecilik’ suçundan da cezalandırılan polis şefi Ramazan Akyürek’in arşivlediği ‘Belçika-Hollanda belgeleri’yle ilgili Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu mahkemeye ulaştı. ATK’nin belgeleri müdahaleye uğrayıp uğramadığıyla ilgili incelemediği ortaya çıktı. 

Avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Özgür Yılmaz ve Oya Aslan’ın yargılandığı davanın delilleri arasında yer alan ve yıllardır asıllarına ulaşılamayan Belçika-Hollanda belgeleri ocakta mahkemeye ulaşmıştı. Mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan, bu belgelerin Hollanda’daki bir operasyonda ele geçirildiğini ve asıllarının 2005 tarihli bir mahkeme dosyasında bulunduğunu söylemişti. Horasan, bu DVD’nin 25 Ocak 2007’den bu yana hiç açılmadığını belirterek, incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na göndereceğini aktardı.

Hâkim, Fethullahçı polis şefine güveniyor

Avukatlar, söz konusu belgelerin bulunduğu DVD’nin müdahaleye uğramış olabileceğini söylemiş, başkan Horasan da “Bu belgeler orijinal, çünkü Ramazan Akyürek’in yazısında orijinal olduğunu söylüyor” diye yanıt vermişti. Oysa başkan Horasan, bu mahkemedeki görevinden önce İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı olarak Hrant Dink davasında Emniyet İstihbarat eski daire başkanı Ramazan Akyürek’i tutuklu yargılamıştı. Akyürek, yargılama sonunda ‘resmi belgede sahtecilik’’resmi belgeyi yok etmek’ ve ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçlarından mahkûm edilmişti.

İnceleme altı ay sürdü

Mahkeme, Ocak 2022’de söz konusu CD ve DVD’leri incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na göndermişti. İnceleme sonunda Adli Bilişim İhtisas Dairesi Veri İnceleme Şubesi tarafından 23 Haziran’da rapor hazırlandı.

Raporda, mahkemeye İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından onaylı fotokopisi yollanan belgelerle adli emanetten getirtilen altı adet harddiskte kayıtlı bilgilerin aynı olup olmadığı, adli emanetten gönderilen üç adet DVD ve iki adet CD’nin söz konusu belgelerin imajı olup olmadığı araştırıldı.

İnceleme kapsamında materyallerdeki mevcut ve silinmiş alanlardan elde edilen dosyalar, örgüt kod adları, kişi, yer ve dernek isimleri kullanılarak anahtar kelimelerle arama sonuçları, ‘suça konu örgütsel telefon konuşmaları‘ olduğu iddia edilen ses dosyası mahkemeye yollandı. CD ve DVD’lerin herhangi bir müdahaleye uğrayıp uğramadığı araştırılmadı.

Söz konusu belgeler Ocak 2022’de mahkeme dosyasına ulaştığında duruşma savcısı Haluk Tunç, 17 Kasım 2021’de görülen duruşmada açıkladığı esas hakkındaki mütalaasını tekrar etmiş, avukatların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etmişti. Savcı Tunç, esas hakkındaki mütalaasında avukatların ‘örgüt yöneticiliği’‘örgüt üyeliği’ ve ‘örgüt propagandası’ suçlarından cezalandırılmasını talep etmişti.

Mahkeme, dosyaya gelen ATK raporunun yeterli olduğunu söyleyerek süre taleplerini reddetti. Duruşma esasa dair savunmaların alınacağı ihtaratıyla 7-11 Kasım’a bırakıldı.

Ne olmuştu?

ÇHD ve HHB üyesi avukatlar hakkındaki dava 2013’te başladı. Dosyayı darbe girişiminden sonra ihraç edilen ve tutuklanan savcı ve emniyet görevlileri hazırladı.

Bu dava sürerken aynı delillerle dernek üyesi bazı avukatlara 2017’de bir operasyon daha düzenlendi. Bu operasyonun sonucunda İstanbul 37’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir dava daha açıldı. Bu davanın bazı sanıkları ilk davada da yargılanıyordu.

2017’de başlayan davanın ilk duruşması Eylül 2018’de görüldü. Beş gün süren ilk duruşmadan sonra mahkeme tutuklu bütün avukatları tahliye etti. Aynı gece savcı karara itiraz etti ve tahliye edilen avukatlar hakkında aradan 24 saat geçmeden tekrar tutuklama kararı verildi. Tahliye veren hâkim de başka bir mahkemeye gönderildi. Mahkeme başkanlığına da hâkim Akın Gürlek getirildi. Gürlek, avukatlar hakkında iddialarda bulunarak tutuklanmalarını sağlayan tanık Berk Ercan’ı soruşturma aşamasında tutuklayıp yargılama aşamasında da tahliye etmişti. 

Mahkeme, bu davada Mart 2019’da avukatlara ceza yağdırdı. Avukatlar toplamda 159 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Eylül 2020’de 14 avukat yönünden mahkûmiyet kararını onadı. Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik’in İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüt yöneticiliği’ suçlamasıyla yargılandığını, 2017’deki dosyada ise ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığını anımsatan Yargıtay, bu kişilerin mahkûmiyetini bozdu ve dosyaların birleştirilerek değerlendirilmesine hükmetti. Böylece yargılama sekiz yıl önce başlayan dosyada birleşti.

Dava kapsamında tutuklu yargılanan avukat Ebru Timtik, adil yargılanma talebiyle 238 gün boyunca ölüm orucu tutmuş, 27 Ağustos 2020’de yaşamını yitirmişti.