Mahkeme: Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi

Esas No: 2022/30

25 Mayıs 2021’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile SES yöneticileri Fikret Çalağan, Belkıs Yurtsever, Rona Temelli, Bedriye Yorgun, Erdal Turan ve Ramazan Taş evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı.

8 gün gözaltında tutulan SES yöneticileri 1 Haziran’da savcılığa çıkarıldılar. Savcı ifade almadan 8 kişiyi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme, adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmalarına karar verdi ancak savcı itiraz etti. İtirazın ardından Gönül Erden hakkında tutuklama kararı çıkarıldı ve 21 Eylül 2021 günü evinden gözaltına alındı. Gönül Erden, 22 Eylül’de tutuklanarak Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.

Soruşturmanın tamamlanmasıyla 8 SES yöneticisine yönelik “örgüt yöneticisi olmak”, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hazırlanan 305 sayfalık iddianame, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkemenin iddianameyi kabul edilmesiyle 6 Nisan 2022’de davanın ilk duruşması görüldü.

Davanın sekizinci duruşması 20 Aralık 2023 tarihinde görüldü.

Duruşma Öncesi

Duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yapılmadı. 

Salonun önünde üç çevik kuvvet polisi bir süre bekledikten sonra ayrıldılar. Bu celsede izleyicilerin öncekilere göre daha az olduğu görüldü. Duruşmanın 10.30’da başlaması bekleniyordu ancak SEGBİS bağlantılarının yapılamaması nedeniyle saat 11.50’de salona alındık. 

Salona girişte herhangi bir engellemeyle karşılaşmadık, izleyicilerin tamamı salona girebildi. 

Duruşmaya Katılım 

Sanıklar Belkıs Yurtsever, Bedriye Yorgun ve Fikret Çalağan salonda hazır bulundu. 

Sanık Selma Atabey Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi SEGBİS salonundan, sanık Gönül Erden Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi SEGBİS salonundan ve Gönül Erden müdafi Av. Zülfikar Erden Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi SEGBİS salonundan bağlandı.

Sanık müdafileri Av. Öztürk Türkdoğan, Av. Kenan Maçoğlu, Av. İddamin Karahancı, Av. Çiğdem Kozan, Av. Mert Ekinci, Av. Linda Sevinç Hocaoğulları'nın, Av. Sipan Cizreli, Av. Levent Kanat salonda hazır bulundu.

Duruşmayı KESK MYK üyeleri ile bağlı sendikaların yöneticileri, SES Yönetim Kurulu üyeleri, çok sayıda sendika üyesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) de izledi.

Duruşmanın Seyri

Geçen celse ara karar uyarınca Ankara CBS'ye yazılan müzekkereye cevap verilmediği görüldü. Sanık Gönül Erden müdafi Av. Öztürk Türkdoğan'ın tanık dinletme talebine ilişkin tanık listesi ekli yazılı dilekçe sunduğu görüldü, dosyasına eklendi.

Kameradan Kameraya Teşhis 

Tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun Ereğli Konya Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu SEGBİS salonunda hazır olduğu görüldü. Kimlik tespitinin ardından Mahkeme Başkanı, Ovalıoğlu’na SEGBİS ekranından Gönül Erden’i işaret ederek tanıyıp tanımadığını, ismini bilip bilmediğini sordu. Ovalıoğlu, ilk önce aradan zaman geçtiğini belirterek, “Teşhis ettiğim fotoğraflardan görsem daha iyi olurdu” dedi. Ardından “Evet tanıyorum, ismini bilmiyorum” dedi.

Mahkeme Başkanı, Ovalıoğlu’na SEGBİS ekranından Selma Atabey’i de göstererek tanıyıp tanımadığını sordu. Ancak Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlanan Atabey’in görüntüsü SEGBİS’teki sorun nedeniyle yakınlaştırılamadı. Ovalıoğlu, Atabey’i göremediğini ifade etti. 

Mahkeme Başkanı, Ovalıoğlu’na salonda bulunan sanıklar Belkıs Yurtsever, Bedriye Yorgun ve Fikret Çalağan’ı tek tek göstererek tanıyıp tanımadığını sordu. Ovalıoğlu, hepsini sima olarak tanıdığını ancak hiç kimsenin ismini hatırlamadığını söyledi.

Ovalıoğlu, beyanında 2013 yılında örgüte katıldığını, 2018’de kendi isteğiyle Habur Sınır Kapısı’nda teslim olduğunu belirterek, “2018’de cezaevine girdim. Ankara’da cezaevinde kaldım. Örgütteyken gördüğüm kişileri haberlerde milletvekili, sendikacı olarak görünce ifade vermek istedim. ‘Bu kişiler bize geldi, onlarla görüştük’ şeklinde ifade verdim. İfademin üzerinden 10 yıl geçtiği için ben o anki fotoğraflarıyla teşhis edebiliyorum. Geçen sürede mesela saçları beyazlamış, dökülmüş” dedi.

Ovalıoğlu, önce YPG saflarında ‘savaşçı’ olduğunu, sonra örgütte şoförlük yaptığını, daha sonra da ‘özel kuvvetler’e geçtiğini, şoförlük yaparken gelen kişileri sınırda karşılayarak örgütün bulunduğu yere götürmekle görevli olduğunu anlattı. Orada mahkemelerin bulunduğunu, kadroyu şikayet etmek isteyen sivillerin de kendilerine geldiğini aktaran Ovalıoğlu, “Bazen bir, bazen on kişi geliyordu. Her gelen misafir de birbirini görmüyordu. Grup halinde eğitime gelenler oluyordu. Gelecek kişilerden örgütün haberi oluyordu. Hem çözüm süreciydi hem de örgüt eğitim seferberliği başlatmıştı, her gün gelen giden oluyordu” diye konuştu.

Mahkeme Başkanı’nın “KCK içinde olmayan birinin gelme ihtimali var mı?” sorusuna Ovalıoğlu, “Bizim bulunduğumuz yere sadece KCK’liler gelebilir” dedi.

Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine Ovalıoğlu, “Genelde telefon getirilmiyor ama bilmeyenler getiriyordu. Gümrükte telefonu teslim alıyordum, çıkışta veriyorduk” dedi.

Mahkeme Başkanı, eğitime gelenlerin kaç gün kaldığını sordu.

Ovalıoğlu, “Aynı gün gelip dönen de oluyordu, 1 ay kalan da. ‘Emekçiler Komitesi’ genelde eğitim için geliyordu ve 1 aya yakın kalıyordu. Bunlar sendika ve STK’lar” ifadelerini kullandı. 

Mahkeme Başkanı, sanıkların isimlerini okuyarak, bu kişilerin 1 ay kaldığına dair bilgisinin olup olmadığını sordu.

Ovalıoğlu, “Hatırlamıyorum, kimin ne kadar kaldığını bilmiyorum. Ne kadar süre kaldıklarına dair bilgim yok” dedi. 

“Özel Güçleriniz Var Mı?”

Sanık Bedriye Yorgun, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine tanığa sorusu olmadığını söyledi.

Söz alan Av. Kenan Maçoğlu, Ovalıoğlu’na, “Cezaevinde hafıza tekniğiyle ilgili bir eğitim aldınız mı ya da ilaç kullanıyor musunuz ya da özel güçleriniz var mı?” diye sordu.

Ovalıoğlu’nun “Hayır” yanıtının ardından Maçoğlu, “O zaman diliminde binlerce kişiyi taşıdığınızı söylüyorsunuz, hepsini hatırlamak büyük başarı. Mahkeme heyetini 10 yıl sonra görseniz hatırlar mısınız?” dedi.

Ovalıoğlu, “Herkesi tanımıyorum, günde 10 kişiyi teslim alıyordum. Onların içerisinden hatırladıklarımı teşhis ediyorum” yanıtını verdi. 

Mahkeme Başkanı Av. Maçoğlu’nu “Dosyayla ilgili soru sorun” diye uyardı.

Av. Maçoğlu ile Ovalıoğlu arasında şu diyalog yaşandı:

Av. Maçoğlu: İfadeye nasıl götürüldünüz cezaevinden? Elazığ’dan Ankara’ya nasıl geldiniz?

Ovalıoğlu: İfade vermek istiyorum şeklinde dilekçe verdim, Ankara’da mahkemeye çıktım. ‘Emniyette ifade vermeyi kabul ediyor musun?’ dediler. ‘Evet’ dedim, bir iki gün sonra aldılar beni.

Av. Maçoğlu: Kobani ifadelerinden önce miydi, sonra mı?

Ovalıoğlu: Sonraydı.

Av. Maçoğlu: Avukatın geldi mi ya da avukat görevlendirmesi yapıldı mı?

Ovalıoğlu: Sordular, ben gerek yok dedim, istemedim.

Av. Maçoğlu: Cezaevindeyken sizinle görüşen emniyetçiler oldu mu?

Ovalıoğlu: Şırnak’tayken geliyordu. Şırnak’ta her hafta herkes ile görüşüyorlardı. Elazığ’da da bir kere geldiler, sonra gelmediler. Ben ‘Televizyonda, gazetede gördüğüm kişileri tanıyorum, örgüte gelip gidiyorlardı, buna ilişkin ifade vermek istiyorum’ diye dilekçe yazdım.

Av. Maçoğlu: Yargılandığın başka dosyalar vardı. Onlarda da teşhis işlemi yaptın mı?

Ovalıoğlu: Hayır.

“Fotoğrafları Ekrandan Görüp Teşhis Ettim”

Sanık Belkıs Yurtsever, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine tanığa sorusu olmadığını söyledi.

Söz alan Av. Levent Kanat, “Müvekkilimi teşhis ettiğinizi söylediniz. Emniyetteki teşhis sürecini anlatır mısınız? Ne sunuldu size, fotoğrafların büyüklüğü nasıldı, renkli miydi, siyah beyaz mıydı, nasıl yaptınız teşhisi?” diye sordu.

Ovalıoğlu, “Duvarda asılı bir ekran vardı, oradan bir sürü fotoğraf aşağı doğru akıyordu. Aynı kareye bazen 3 fotoğraf sığıyordu. Tanıdıklarım oluyordu, bazıları hakkında daha detaylı bilgim vardı” diye konuştu. 

Av. Kanat, “Yani önünüze kağıt baskılı fotoğraf gelmedi, ekrandan teşhis ettiniz. Sorum bu kadar” dedi.

Sanık Fikret Çalağan, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine tanığa sorusu olmadığını söyledi.

Av. İddamin Karahancı, “YPG saflarından şoförlüğüne geçtiğini, binlerce kişiyi taşıdığını söyledin. Her gördüğünü bu kadar rahat hatırlıyor musun?” diye sordu.

Ovalıoğlu, hepsini hatırlamadığını söyledi. 

Av. Karahancı, “Sen verdiğin ifadede önce ‘Ahmet’i tanıyorum’ dedin de sonra mı fotoğraf gösterildi, yoksa fotoğraf gösterildikten sonra mı Ahmet’i anlattın?” diye sordu.

Ovalıoğlu’nun “İsim vermedim. İsmini verdiklerim medyada tanınan ya da her gün gelen kişilerdi” yanıtı üzerine Karahancı, “Tamam bitti” dedi.

“Tahliye Olmak İçin Yargıtay Kararını Mı Bekliyorsunuz?”

Sanık Selma Atabey, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine tanığa sorusu olmadığını söyledi.

Söz alan Av. Çiğdem Kozan, “Sivil birilerini gördüm, ifade vermek istedim dediniz. Kimleri gördünüz, kimler hakkında ifade verdiniz?” dedi.

Ovalıoğlu, milletvekili olduklarını söyledi. 

Mahkeme Başkanı, Av. Kozan’ı “Dosyayla ilgili soru sorun” diyerek uyardı.

Av. Kozan’ın “Kobani dosyasında ‘Aslında tahliye olmam lazım ama Yargıtay kararı bekliyorum’ demişsiniz. Doğru mu? Tahliye olmak için Yargıtay kararını mı bekliyorsunuz şu anda?” sorusuna Mahkeme Başkanı “Bu sorunun sorulmasını reddediyorum. Dosyayla ilgili sorun” dedi.

Av. Kozan’ın “Kerem Gökalp’i tanıyor musunuz?” sorusuna Ovalıoğlu, hem kırsaldan hem cezaevinden tanıdığını söyledi.

Ovalıoğlu’nun SEGBİS bağlantısı kapatıldı. 

“Bu Kadar İnsanı Tek Tek Teşhis Etmesi İnsan Doğasına Aykırı”

Söz alan Av. Öztürk Türkdoğan, Gönül Erden’in telefonunun sinyal alamadığı dönemde memleketi Tunceli’de bulunduğunu ve telefonunun bozuk olduğuna dair bilgisi ve görgüsü olan tanıkları dinletmek istediklerini söyledi. 

Av. Maçoğlu, tanığın güvenilmez biri olduğuna dikkat çekerek, “Ben o soruları özellikle sordum. İki defa etkin pişmanlıktan faydalanmak istemiş ama faydalandırılmamış. Mahkemenin kendisinin güvenmediği bir tanık, güvenilmez bir tanıktır” dedi. 

Sanık Bedriye Yorgun, Ovalıoğlu’nun beyanlarına ilişkin, “Şahsı tanımıyorum, beyanları yalan. Onun dışında söyleyeceğim bir şey yok” dedi. 

Sanık Belkıs Yurtsever, Ovalıoğlu’nu tanımadığını, hiçbir söylediğini kabul etmediğini, tamamının yalan olduğunu belirtti. 

Sanık Fikret Çalağan, Ovalıoğlu’nun yalan söylediğini, beyanlarının hepsinin yalan olduğunu kaydetti.

Av. İddamin Karahancı, şunları söyledi:

“Medyadan tanınan bilinen kişileri tanıdığını, onlar dışındakilerin ismini hatırlamadığını söylüyor. Teşhis işlemi nedir, neye dayalı yapılır? Önce şahıs bir şeyler anlatır sonra fotoğraftan teşhis ettirilir. Böyle yapılmamış.

Binden fazla kişiyi gördüm diyor, bir kişinin bu kadar insanı tek tek teşhis etmesi insan doğasına aykırı. Müvekkillerin HTS kayıtları geldi, onlarda da herhangi bir şekilde boşluk yok. Hiçbir somut veriye dayanmayan, gerçeğe aykırı olan bu beyanların delil kabul edilmemesini talep ediyoruz.”

Selma Atabey, “Tanık beni göremediği halde teşhis yapıyor. Ben o yüzden ciddiye almıyorum. Yüzümü bile görmeden iddialarda bulunuyor. Bu iddiaları reddediyorum. Ben bu kişiyi hiçbir yerde görmedim, yollarımız hiç kesişmedi” diye konuştu.

Tanığa sorduğu soru, Mahkeme Başkanı tarafından reddedilen Av. Çiğdem Kozan, “CMK’da ‘Bir itiraz olması halinde başkan sorunun yöneltilip yöneltilmemesine karar verir’ diyor. Siz itiraz olmadan sorumu kendiniz reddettiniz. Ben bu soruyu, sanığın bir menfaati beklentisi var mı diye sormuştum” ifadelerini kullandı.

Savcı, Adli Kontrol Tedbirlerinin Devamını Talep Etti

Savcı mütalaasında, “Alınan tanık beyanına bir diyeceğimiz yoktur. Dosyadaki açık ve gizli tanık beyanları ile diğer deliller göz önüne alındığında kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, üzerlerine atılı suçun CMK 100/3-a maddesinde sayılı katalog suçlardan olması da göz önüne alındığında adli kontrol tedbirlerinin devamına, karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur” dedi.

Sanık Selma Atabey, “Sağlık durumumla ilgili olumsuz bir gelişme var. Meme kanseri teşhisi konuldu, doktorum Ankara’da olduğu için tedavi olmam lazım. Adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep ediyorum” diye konuştu.

Sanık Gönül Erden, ev hapsi sürecinin 10 ayı bulduğunu belirterek, kaldırılmasını talep etti. 

Av. Öztürk Türkdoğan, “Tanık beyanları gerçeği ifade etmiyor. Gönül Erden ile ilgili zaten beyanı yok. Ciddi bir suçlama bulunduğu kanaatinde değiliz. Ev hapsinin sona ermesi gerekiyor. Ev hapsinin kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.

Av. Zülfikar Erden de “Açık ve gizli tanık beyanlarının yalan olduğu HTS kayıtlarıyla ortaya çıktı. Ovalıoğlu’nun Gönül Erden hakkında beyanı yok. Elektronik kelepçe nedeniyle sorun yaşıyor. Kaldırılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

Sanıklar Belkıs Yurtsever, Bedriye Yorgun ve Fikret Çalağan da adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve mahkemelerden vareste tutulmayı talep etti. 

Av. Levent Kanat da “Adli kontrol tedbirleri cezalandırma aracı değildir ama iddia makamı cezalandırma aracı olarak görüyor gibi geliyor bana. Biraz önce huzurunuzda dinlenen tanığa, sizin tarafınızdan adeta level (burada ‘level atlatmak diyor Esra, seviye diyelim istersen) atlatılarak teşhis yaptırıldı. Kameradan kameraya teşhis yaptırmaya çalıştınız. Kendisi de emniyette -bütün usuller ayaklar altına alınarak- teşhisi ekranda akan fotoğraflardan yapmış. Böyle bir usul yok. Somut delile dayanan bir ifadesi yok, kanaat belirtiyor. İfadeleri çelişkili. Hukuken delil niteliği yok. Bu verilerin adli kontrol tedbirlerinin gerekçesi olması mümkün değil. Kaldırılmasını talep ediyoruz.”

Mahkeme Heyeti, duruşmaya ara vermeden saat 13.15’te ara kararını açıkladı. Duruşma yaklaşık 1,5 saat sürdü.

Ara Karar

Selma Atabey hakkında "Diyarbakır il merkez sınırları dışına çıkamamak" şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına ve "yurt dışına çıkışlarının yasaklanması" şeklinde uygulanan adli kontrol tedbirinin devamına,

-Sanık Gönül Erden hakkında uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına,

-Sanık Fikret Çalağan "yurt dışına çıkışının yasaklanması" adli kontrol kararının devamına ve "ikametine en yakın güvenlik biriminde oluşturulacak belgeye her ayın 1.günü 07.00–22.00 saatleri arası imza bildiriminde bulunmak" şeklinde verilen adli kontrol tedbirlerinin aynen devamına,

-Sanık Bedriye Yorgun hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" ve "ikametine en yakın güvenlik biriminde oluşturulacak belgeye her ayın 1. günü 07.00-22.00 saatleri arası imza bildiriminde bulunmak" şeklinde verilen adli kontrol tedbirlerinin aynen devamına,

-Sanık Belkıs Yurtsever hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" ve "ikametine en yakın güvenlik biriminde oluşturulacak belgeye her ayın 1. Günü 07.00–22.00 saatleri arası imza bildiriminde bulunmak" şeklinde verilen adli kontrol tedbirlerinin aynen devamına,

-Sanık Erdal Turan hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" şeklindeki adli kontrol kararının devamına,

-Sanık Ramazan Taş hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" şeklindeki adli kontrol kararının devamına,

-Sanık Rona Temelli hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" devamına,

-Bir kısım sanıkların vareste tutulma taleplerinin mevcut delil durumu, bizzat savunmalarının alınması gerekme ihtimali gözetilerek ayrı ayrı reddine,

-Av. Öztürk Türkdoğan'ın tanık olarak bildirdiği kişilerin dosyaya tanık sıfatıyla eklenilerek duruşma gün ve saatinde SEGBİS ile hazır edilmeleri için ilgili yer mahkemelerine istinabe evrakı gönderilmesine,

-Bu celse dinlenilen tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun beyanlarına karşı süre isteyen sanık müdafilerine talep ettikleri sürenin verilmesine,

-Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun tanıklık yapmış olduğu dosyalara ilişkin ilgili yerlerden soruşturmanın gizliliği hususu da gözetilerek yalnızca mahkeme tarafından incelenmek üzere tanık sıfatıyla ya da etkin pişmanlık kapsamında vermiş olduğu beyanlarının Ankara CBS ve diğer Cumhuriyet Başsavcılıklarından istenilmesine, mahkeme incelendikten sonra dosya sanıklarıyla ilgili dosya kapsamında bulunmayan başkaca veriler içermesi halinde dosya içerisine alınmasına, başkaca veriler içermemesi halinde ilgili Başsavcılıklara yeniden geri gönderilmesine oy birliği ile karar verildi.

Bir sonraki celse 18 Nisan 2024 Perşembe günü saat 13.45’te görülecek.