Mahkeme: Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi

Esas No: 2022/30

25 Mayıs 2021’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile SES yöneticileri Fikret Çalağan, Belkıs Yurtsever, Rona Temelli, Bedriye Yorgun, Erdal Turan ve Ramazan Taş evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı.

8 gün gözaltında tutulan SES yöneticileri 1 Haziran’da savcılığa çıkarıldılar. Savcı ifade almadan 8 kişiyi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme, adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmalarına karar verdi ancak savcı itiraz etti. İtirazın ardından Gönül Erden hakkında tutuklama kararı çıkarıldı ve 21 Eylül 2021 günü evinden gözaltına alındı. Gönül Erden, 22 Eylül’de tutuklanarak Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.

Soruşturmanın tamamlanmasıyla 8 SES yöneticisine yönelik “örgüt yöneticisi olmak”, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hazırlanan 305 sayfalık iddianame, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkemenin iddianameyi kabul edilmesiyle 6 Nisan 2022’de davanın ilk duruşması görüldü.

Davanın dokuzuncu duruşması 18 Nisan 2024 tarihinde görüldü.

Duruşma Öncesi

Duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yapıldı. 

SES Eş Genel Başkanı Sıddık Akın, “SES’in pandemi döneminde yaptığı çalışmalar ve yürüttüğü kadın mücadelesi suç unsuru olarak gösterildiği davanın 9. duruşmasındayız. 4 yıldır hukuksuzluk devam ediyor. Tutuklu arkadaşımız yok ama adli kontrol şartıyla dışarıda olan arkadaşlarımız var. En azından bu duruşmada adli kontrol tedbirlerinin sonlandırılmasını, emek ve demokrasi güçlerine yönelik baskıların son bulması açısından bir adım atılmasını bekliyoruz. Bu ülkenin artık normalleşmeye ihtiyacı var, demokrasinin artık işlemesine ihtiyacı var.” dedi.

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak da “Bu ülkede artık normalleşme çok önemli. Toplumun bütün kesimlerinden bu tepkiyi alıyoruz. Bu normalleşme hukuksuzluk süreçlerinin ortadan kaldırılmasıyla başlayacak. Uzun süredir insanlar kendi masumiyetlerini ispatlamak zorunda kalıyorlar, olmayan deliller karşısında savunma yapmaya çalışıyorlar. Oysaki hukukun başlangıcında masumiyet karinesi vardır. Artık hiçbir delilin olmadığı iddia makamlarına karşı savunma yapmaktan bıkkınlık geldi. Bu davanın bugün arkadaşlarımızın beraatiyle sonuçlanmasını bekliyoruz.” İfadelerini kullandı.

Basın açıklamasının ardından duruşma salonuna geçildi. İzleyicilerin öncekilere göre daha az sayıda olduğu görüldü. Duruşma salonunun önünde dört çevik kuvvet polisi ve iki sivil polis bekledi. 

Saat 13.45’te başlaması gereken duruşma, öncesindeki duruşmaların uzaması nedeniyle 15.00’te başladı. Salona girişte herhangi bir engellemeyle karşılaşmadık, izleyicilerin tamamı salona girebildi. 

Duruşmaya Katılım 

Mahkeme Heyeti’nin değiştiği görüldü.

Sanıklar Belkıs Yurtsever ve Fikret Çalağan salonda hazır bulundu. 

Sanık Selma Atabey Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi SEGBİS salonundan, sanık Gönül Erden Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi SEGBİS salonundan ve Gönül Erden müdafi Av. Zülfikar Erden Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi SEGBİS salonundan bağlandı.

Sanık müdafileri Av. Öztürk Türkdoğan, Av. Kenan Maçoğlu, Av. İddamin Karahancı, Av. Çiğdem Kozan, Av. Mert Ekinci, Av. Linda Sevinç Hocaoğulları'nın, Av. Levent Kanat salonda hazır bulundu.

Tanıklar Mustafa Gökalp Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi SEGBİS salonunda, Rıza Aydoğdu Ovacık (Tunceli) Asliye Ceza Mahkemesi SEGBİS salonunda, Birgül Karataş Ovacık (Tunceli) Asliye Ceza Mahkemesi SEGBİS salonunda hazır bulundu.

Duruşmayı DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, KESK MYK üyeleri ile bağlı sendikaların yöneticileri, SES Yönetim Kurulu üyeleri, sendika üyeleri ile İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) de izledi.

Duruşmanın Seyri

Duruşma, SEGBİS ile bağlanan tanık Mustafa Gökalp’in beyanlarının alınmasıyla başladı. Kimlik tespitinin ardından Mahkeme Başkanı, Gökalp’e tek tek tüm sanıkların isimlerini okuyarak tanıyıp tanımadığını sordu. Gökalp; Selma Atabey'i, Gönül Erden'i, Fikret Çalağan'ı, Bedriye Yorgun'u ve Belkıs Yurtsever'i tanıdığını; Erdal Turan'ı, Ramazan Taş'ı ve Runa Temelli'yi tanımadığını söyledi. 

Gökalp, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine tanıdığını söylediği kişilerin örgütsel faaliyette bulunduklarına dair herhangi bir bilgi ve görgüsü olmadığını ifade etti.

SEGBİS’teki sorun nedeniyle bazı söyledikleri anlaşılamayan Gökalp, şöyle konuştu:

“Gönül Erden'i SES Genel Başkanlığı döneminden beri tanıyorum. O dönem SES Cizre İlçe Temsilciliği’nde yönetici olarak görev yapıyordum. Gönül Erden 2014 yılı Temmuz ayında Şırnak il gezisine gelmişti. Cizre'de olduğu dönemde beraber dolaşmıştık, akşam da bizim evde kaldı. Benim dışımda şube yöneticileri kendisine eşlik etti. 2-3 günlük bir geziydi. Bu süreçte diğer ilçelere de gidilmişti. Ben bu faaliyetlerin tamamında kendisiyle birlikte değildim, sadece Cizre’de birlikteydik. Kendisi Cizre'de 1 gün kaldı, ertesi sabah Şırnak'a geçti. Telefonu bozulmuştu, burada tamirciye gösterdik. Tamirci işlemin uzun süreceğini söyledi. Gönül Erden, telefonu kapalıyken beraberindeki yönetici arkadaşların telefonu üzerinden iletişim kuruyordu. Kardeşinin düğünü için memleketine gideceğini söyledi. Cizre'ye geldiğinde telefonu bozuk değildi. Cizre’den Şırnak'a gittiğinde çalışıyordu, Cizre'ye tekrar döndüğünde ise telefonu bozulmuştu. (…) Telefonu kendisine ulaştırılmak üzere Ankara'ya göndermesi için beraberindeki yönetici arkadaşlardan birisine verdik, kim olduğunu hatırlamıyorum.”

Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine Gönül Erden ve diğer sanıklar ile sanık müdafileri, tanık beyanına karşı diyecekleri ve soruları olmadığını söyledi. 

Sanık müdafi Av. Öztürk Türkdoğan, tanık Mustafa Gökalp’in o tarihte SES’te yönetici olduğuna dair belgeyi mahkemeye sundu. 

“Telefonu Arızalıydı”

SEGBİS ile bağlanan tanık Rıza Aydoğdu’nun kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme Başkanı, Aydoğdu’ya tek tek tüm sanıkların isimlerini okuyarak tanıyıp tanımadığını sordu. Aydoğdu; Gönül Erden'i tanıdığını, Selma Atabey'i, Fikret Çalağan'ı, Bedriye Yorgun'u, Belkıs Yurtsever'i, Erdal Turan'ı, Ramazan Taş'ı ve Runa Temelli'yi tanımadığını söyledi. 

Aydoğdu, Gönül Erden'i Ovacık'tan tanıdığını, 2014 yılının 9 Ağustos günü Ovacık'ta Gönül Erden’in kardeşinin düğünü olduğunu söyledi.

SEGBİS’teki sorun nedeniyle Aydoğdu’nun söylediklerinin neredeyse hiçbirinin anlaşılamaması üzerine Av. Öztürk Türkdoğan, “Sistemde sorun var. Bu, bizim aleyhimize bir durum oluşturmasın. 15 günlük telefon kesintisi başımıza bela oldu. Yine teknik sorun var, isterseniz tanığı daha sonra hazır edelim.” dedi.

Mahkeme Başkanı’nın “İsterseniz biraz daha zorlayalım, kelime kelime almaya çalışalım.” sözlerine Türkdoğan, “Tamam, olur.” yanıtını verdi. 

Mahkeme Başkanı Aydoğdu’ya “Gönül Erden, Ovacık’a geldiğinde telefonda sık konuşuyor muydu?” diye sordu.

Aydoğdu, “Telefonu arızalıydı. Düğün hazırlıkları için 15-20 gün öncesinde gelmişti. Geldiğinde kendisini gördüm. 10 gün kadar kaldı, sonra Ankara'ya gitti. Düğüne birkaç gün kala geri geldi” dedi.

Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine Gönül Erden ve diğer sanıklar ile sanık müdafileri, tanık beyanına karşı diyecekleri ve soruları olmadığını söyledi. 

Mahkeme Başkanı’ndan Tanığa ‘Takı’ Sorusu

SEGBİS ile bağlanan tanık Birgül Karataş, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine sanıklardan yalnızca Gönül Erden'i tanıdığını; Selma Atabey'i, Fikret Çalağan'ı, Bedriye Yorgun'u, Belkıs Yurtsever'i, Erdal Turan'ı, Ramazan Taş'ı ve Runa Temelli'yi tanımadığını söyledi. 

Gönül Erden’in teyzesinin kızı ve aynı zamanda ev sahibi olduğunu kaydeden Karataş, “2014 yılı 9 Ağustos’ta Gönül’ün kardeşi evleniyordu. Ankara’da sendika başkanıydı. Düğünden 20 gün önce eve geldi, ailesine yardım etti. Sonra Ankara’ya gitmesi gerekti. O arada telefonu da yoktu, bozuktu.” dedi.

Mahkeme Başkanı, “Başka nesi yoktu mesela?” diye sordu.

Karataş, şöyle devam etti: 

“Başka hatırladığım bir şey yok ama telefonu yoktu. Geldiğinde bozuktu, telefonu yanında yoktu. Annesinden, kardeşlerinden de telefon istedi, bir iki kez de benden istedi. Hatta ben takıldım, sen nasıl sendika başkanısın, benim telefonumu alıyorsun diye espri yaptım. Telefonunun bozulduğunu söyledi. Kendisi 20 gün boyunca oradaydı. Hep birlikte düğün hazırlıkları yapıyorduk. Düğüne kadar orada kaldı. Düğünden önce birkaç günlüğüne Ankara'ya gidip geldi, işi vardı. İşinin ne olduğunu bilmiyorum. Düğünden önce Ovacık'a tekrar döndü. Düğünden sonra Mersin'e gitti, düğün Mersin’de devam etti, erkek tarafı orada olduğu için. Ankara'ya gidip geldiğinde telefonu vardı. Ovacık'a ilk geldiğinde de Ankara'dan gelmişti.”

Mahkeme Başkanı, “Gönül Erden, düğünde kardeşine bir şey taktı mı?” diye sordu.

Karataş, “O kadarını hatırlamıyorum. Takı töreni oldu ama ne taktığını hatırlamıyorum.” dedi.

Mahkeme Başkanı, “Telefonu olmadığını hatırlıyorsunuz, ne taktığını hatırlamıyorsunuz.” ifadelerini kullandı.

Mahkeme Başkanı’nın soruları üzerine Karataş, “Ben şu an 2014 yılında kullandığım hattı kullanmıyorum, hattımı değiştirdim ancak ne zaman değiştirdiğimi hatırlamıyorum. Kendisinin telefonla kiminle görüştüğünü bilmiyorum. Benim telefonumu aldığında nereyi aradığını hatırlamıyorum. Görüştüğü kişilerin daha sonra kendisine ulaşmak istediğinde bizi arayıp aramadığını hatırlamıyorum. O dönemde hangi numarayı kullandığımı hatırlamıyorum, üzerinden zaman geçti. O telefonun kendi adıma kayıtlı olup olmadığını hatırlamıyorum.” yanıtlarını verdi.

Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine Gönül Erden ve diğer sanıklar ile sanık müdafileri, tanık beyanına karşı diyecekleri ve soruları olmadığını söyledi. 

“Kendimiz Delil Toplamak Zorunda Kaldık”

Mahkeme Başkanı’nın söyleyeceği bir şey olup olmadığı sorusuna Gönül Erden “Söyleyeceğim bir şey yok.” cevabını verdi. 

Söz alan Av. Öztürk Türkdoğan, şu ifadeleri kullandı: 

“Şüpheyi gidermek için kendimiz delil toplamak zorunda kaldık, bu nedenle 3 tanık dinlettik. Dosya kapsamında dinlenen Kerem Gökalp ve gizli tanık Ulaş’ın beyanlarını dikkate aldığınızda mevsim ve ay bakımından farklı zamanlardan bahsediliyor. Temmuz- ağustos arasında telefonun sinyal vermediği süre için biz bu tanıkları dinlettik. Umarım mahkemeniz bu konuda bir kanaate ulaşmıştır. Zaten bu tarihlerle ilgili bir delil yoktu, suç unsuruna rastlanacak bir kanıt yoktu. 

Gizli tanık Ulaş’ın dinlenmesindeki usulsüzlüğe itiraz etmiştik, tekrar dinlendi. Beyanlarında suç unsuru yok. Buna rağmen Gönül Erden’in ev hapsi devam ediyor. Ev hapsi tedbiri artık cezalandırmaya dönüştürülmüş durumda, kaldırılması gerekiyor. Sendika halk sağlığı kapsamında bazı çalışmalar yapmış, kolluk ısrarla bunu yasa dışı örgütle ilişkilendirmeye çalışıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Ev hapsinin kaldırılmasını talep ediyoruz.”

Av. Zülfikar Erden, “Bu dosyada anlamadığımız şey şu; 18 ayı geçen fiili tutukluluk üzerine 14 aya varan konutu terk etmeme uygulaması var. Bütün bunlar açık ve gizli tanık beyanları nedeniyleydi. HTS kayıtlarıyla müvekkilin yurt dışında olduğu iddia edilen tarihlerde yurt dışında olmadığı ispatlandı. Her iki tanığın beyanlarının yalan olduğu ortaya çıkmışken konutu terk etmeme uygulaması infaza dönüşmüş durumda. Bu dosya çoktan beraat kararının verilmesi gereken bir aşamaya geldi. Konutu terk etmeme adli kontrolünün artık kaldırılmasını talep ediyoruz.” dedi.

“Atabey Ameliyat Oldu, Tedavisi Devam Ediyor”

Sanık Selma Atabey, “Geçen duruşmada sağlık sorunlarımdan bahsetmiştim. Ankara’da tedavi gördüm, yaklaşık 1,5 ay hastanede yattım. Şu an Diyarbakır’dayım fakat 3 ayda bir kontrole gitmem gerekiyor. Adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep ediyorum.” dedi.

Av. İddamin Karahancı, “Selma Atabey hakkında sağlık raporlarını mahkemenize sunduk, meme kanseri nedeniyle ameliyat oldu, tedavisi devam ediyor. Sürekli adresle ilgili talepte bulunmak zorunda kalıyoruz. Bu nedenle il dışı yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz.” dedi.

Fikret Çalağan, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep etti. 

Av. İddamin Karahancı, Çalağan’ın babasının hasta olduğuna dikkat çekerek, imza kontrolünün kaldırılmasını talep etti.

Belkıs Yurtsever adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve duruşmalardan vareste tutulmayı talep etti. 

Av. Levent Kanat, Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun beyanlarının çelişkili olduğunu, menfaati bulunduğu için de beyanlarının delil olamayacağını belirtti. Kanat, “Adli kontrol tedbirdir, bunun uzun süreli olması tedbir niteliğinin kaybolması demektir. Bugüne kadar müvekkil açısından herhangi bir ihlal de olmadı. Devamı infaz haline gelecektir. Kaldırılmasını talep ediyoruz.” dedi.

Av. Çiğdem Kozan çeşitli mahkemelere ait emsal beraat karar örneklerini mahkemeye sundu, belgeler dosyaya eklendi.

Av. Kenan Maçoğlu, “Merdan Rüştü Ovalıoğlu, etkin pişmanlıktan faydalanmış, güvenilmez bir tanıktır. Örgüt üyeliğinden iki defa ceza almış. Hakkında verilen gerekçeli kararların dosyaya kazandırılmasını istiyoruz. Müvekkiller açısından da adli kontrol kararlarının kaldırılmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Av. Mert Ekinci, “Adli kontrol için kuvvetli suç şüphesinin mevcut olması gerekir. Öyle olduğu kanaatinde değiliz. Uygulanan adli tedbir kontrollerinin maliyeti düşük, kişinin hayatına bir zarara yol açmıyormuş gibi düşünülebilir ama mesela Ramazan Taş, kardeşini kaybetti, imza adli kontrolü nedeniyle kardeşinin cenazesine gidemedi. Kişilerin hayatında telafisi imkansız sonuçlara neden olabiliyor. Diğer müvekkilim Rona Temelli’nin bir sağlık sorunu var, böbrek nakili süreci yaşıyor. Yurt dışında tedavi imkanı var ama yurt dışı çıkış yasağı olduğu için gönderemiyoruz. Yani usulsüz olduğu kanaatinde olduğumuz bu adli kontrol tedbirleri yakıcı sonuçlar doğurmaya doğru gidiyor. Adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep ediyoruz.” diye konuştu.

Av. Linda Sevinç Hocaoğulları, Erdal Turan’ın yurt dışı çıkış yasağı olduğunu anımsatarak, “Yurt dışı çıkış yasağı, küçük bir tedbir gibi görünse de kişinin hayatını ciddi anlama etkiliyor, tedbir değil cezalandırma. Müvekkilimin atılı suçları işlediğine dair bir delil bulunmuyor. Bu nedenle adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep ediyorum.” dedi.

Savcı, Ev Hapsinin Kaldırılmasını İstedi 

Savcı mütalaasında, “Beyanlara bir diyeceğimiz yoktur. İkameti terk etmeme yönündeki adli kontrol tedbiri uygulanan sanıklar yönünden mevcut delil durumu, tedbire raiyet, tedbir süresi, tedbirlerin geçiciliği ve orantılılığı göz önüne alınarak, ayda bir imza atmak şeklindeki tedbir uygulanmak üzere kaldırılmasına; diğer adli kontrol tedbirlerinin dosyanın geldiği aşama orantılılık ilkesi, riayet durumları göz önüne alınan mahkememce tayin edilecek diğer adli kontrol veya derece itibariyle hafifletilerek uygulanmaya devam olunmasına, sadece yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol uygulanan sanık/sanıklar yönünden söz konusu tedbirlere aynen devam olunması kamu adına talep ve mütalaa olunur” dedi.

Mahkeme Heyeti saat 16.40’ta duruşmaya ara verdi, salon boşaltıldı. Yaklaşık 40 dakikalık aranın ardından izleyiciler salona alınarak ara karar açıklandı. Duruşma 17.30’da sona erdi.

Ara Karar

-Sanık Selma Atabey hakkında "Diyarbakır il merkez sınırları dışına çıkamamak" şeklinde uygulanan adli kontrol kararının Ankara ve Diyarbakır il sınırları dışına çıkışlarının yasaklanması şeklinde değiştirilerek devamına ve "yurt dışına çıkışlarının yasaklanması" şeklinde uygulanan adli kontrol tedbirinin devamına,

-Sanık Gönül Erden hakkında uygulanan “konutu terk etmeme” adli kontrolünün kaldırılmasına ve "ikametinin bulunduğu il sınırlarını terk etmemek" şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına; "yurt dışına çıkışlarının yasaklanması" adli kontrol kararının devamına,

-Sanık Fikret Çalağan "yurt dışına çıkışının yasaklanması" adli kontrol kararının devamına ve "ikametine en yakın güvenlik biriminde oluşturulacak belgeye her ayın 1.günü 07.00–22.00 saatleri arası imza bildiriminde bulunmak" şeklinde verilen adli kontrol tedbirlerinin aynen devamına,

-Sanık Bedriye Yorgun hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" ve "ikametine en yakın güvenlik biriminde oluşturulacak belgeye her ayın 1. günü 07.00-22.00 saatleri arası imza bildiriminde bulunmak" şeklinde verilen adli kontrol tedbirlerinin aynen devamına,

-Sanık Belkıs Yurtsever hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" ve "ikametine en yakın güvenlik biriminde oluşturulacak belgeye her ayın 1. günü 07.00–22.00 saatleri arası imza bildiriminde bulunmak" şeklinde verilen adli kontrol tedbirlerinin aynen devamına,

-Sanık Erdal Turan hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" şeklindeki adli kontrol kararının devamına,

-Sanık Ramazan Taş hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" şeklindeki adli kontrol kararının devamına,

-Sanık Rona Temelli hakkında "yurt dışına çıkışının yasaklanması" devamına,

-Bir kısım sanıkların vareste tutulma taleplerinin mevcut delil durumu, bizzat savunmalarının alınması gerekme ihtimali gözetilerek ayrı ayrı reddine,

-Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun tanıklık yapmış olduğu dosyalara ilişkin ilgili yerlerden soruşturmanın gizliliği hususu da gözetilerek yalnız mahkemece incelenmek üzere tanık sıfatıyla ya da etkin pişmanlık kapsamında vermiş olduğu beyanlarının Ankara CBS ve diğer Cumhuriyet Başsavcılıklarından istenildiği, Antalya ve Şırnak CBS'ler tarafından beyan bulunmadığı, buna karşılık bir kısım sanık müdafileri tarafından beyanların şüpheli sıfatıyla alınmasından ötürü müzekkereye bu şekilde yanıt verildiği yönündeki beyanları dikkate alınarak, Antalya ve Şırnak CBS'lere geçen celse 12 nolu ara karar uyarınca yazılan müzekkerenin şahsın şüpheli sıfatıyla verdiği beyanlar da dikkate alınarak müzekkereye cevap verilmesi hususu hatırlatılmak suretiyle yeniden müzekkere yazılmasına, bu hususta Ankara TEM Şube Müdürlüğü tarafından gönderilen beyanların ise içeriklerine dair hiçbir veri olmadan gönderildiği, ilk ve son sayfadan ibaret olduğu anlaşılmakla, Ankara TEM Şube Müdürlüğü’ne de geçen celse 12 nolu ara karardaki hususlar gözetilerek şahsın beyanlarının gönderilmesi için yeniden müzekkere yazılmasına, mahkemece incelendikten sonra dosya sanıklarıyla ilgili dosya kapsamında bulunmayan başkaca veriler içermesi halinde dosya içerisine alınmasına, başkaca veriler içermemesi halinde ilgili Başsavcılıklara yeniden geri gönderilmesine,

-Bir kısım sanıklar müdafi Av. Kenan Maçoğlu'nun talebinin kabulü ile Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun yargılandığı mahkemelerden gerekçeli karar örneklerinin UYAP üzerinden dosya arasına alınmasına oy birliği ile karar verildi.

Bir sonraki celse 19 Eylül 2024 Perşembe günü saat 14.15’te görülecek.