Görsel

DW

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın LGBTİ+’ları ve nikahsız yaşayanları hedef gösteren açıklamasına tepki gösterdikleri için haklarında dava açılan dönemin Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin yargılanmasına başlandı. Açıklamalarının hakaret unsuru taşımadığını belirten Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Sağkan, "Diyanet İşleri Başkanı'nın toplumun bir kesimini hedef gösteren, bilimsel verilerden uzak ayrımcılık ve nefret söylemine karşı Avukatlık Kanunu 76’ncı ve 95’nci maddesi gereği görevimizi yerine getirerek bu açıklamayı yaptık" dedi. Davada sanık avukatlığı yapan eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yargıcı Rıza Türmen, Ali Erbaş’ın açıklamasının nefret söylemi içerdiğini belirterek, "Nefret söylemi şiddete açılan yolu teşvik eder" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 24 Nisan 2021 tarihinde Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde verdiği Cuma Hutbesi’nde LGBTİ+’ları, HIV taşıyanları ve nikahsız yaşayanları hedef gösteren ifadeler kullanmış, "Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim" demişti. O dönem Erinç Sağkan başkanlığındaki Ankara Barosu Yönetim Kurulu ise Erbaş’a tepki gösteren bir açıklama yapmıştı. Açıklamada Erbaş’ın sözleri nefret söylemi olduğuna işaret edilirken, bu durum Orta Çağ’daki cadı avına benzetilmiş ve açıklama kınanmıştı. Diyanet’in şikayeti üzerine Ankara Barosu’nun 11 yöneticisi hakkında "kamu görevlisine dini inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklaması nedeniyle görevinden dolayı hakaret" suçlamasıyla dava açılmıştı.

TBB Başkanı sanık sandalyesinde

Davanın ilk duruşması Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya TBB Başkanlığı’na seçilen Erinç Sağkan, yeni Ankara Barosu Başkanı Kemal Koranel’in arasında bulunduğu 9 sanık katıldı.

Sanıkların avukatlığını, eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, Avukat Bülent Yücetürk ve ceza hukukçusu Devrim Güngör savundu. Ayrıca İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, TBB yöneticileri başta olmak üzere çok sayıda avukat, insan hakları temsilcileri ile bazı diplomatlar da duruşmayı takip etti.

"Hakaret yok, eleştiri var"

İlk olarak savunma yapan Erinç Sağkan, iddianameyi hazırlayan savcıyı eleştirdi. 21 yıllık avukat olduğunu, ilk kez sanık olarak yargılandığını belirten Sağkan, şunları kaydetti:

"İddianamede suçlamanın ne olduğu somut olarak yer almamış. Kullanılan hangi ibarelerle hakaret suçunu işlediğimiz belirtilmemiş. Açıklama yanlış bulunabilir, çok ağır eleştirilebilir; ancak açıklamanın suç unsuru içermediğini tüm hukukçular bilir. Diyanet İşleri Başkanı'nın toplumun bir kesimini hedef gösteren, bilimsel verilerden uzak ayrımcılık ve nefret söylemine karşı Avukatlık Kanunu 76’ncı ve 95’nci maddesi gereği görevimizi yerine getirerek bu açıklamayı yaptık.  Açıklamada kullanılan ifadeleri benzer durumlarda Orta Çağ'da yaşanan hedef göstermeler sonucu yaşanan trajedileri örnek olması için kullandık. Eleştiri ve düşünce açıklama özgürlüğünü kullandık. Açıklamanın hakaret içermediği ve kutsal değerleri aşağılamadığı açıktır. Hakkımda beraat kararı verilmesini talep ediyorum."

Ankara Barosu Başkanı, sanık Kemal Koranel de açıklamada hakaret suçunun unsurlarının olmadığını belirterek, Avukatlık Kanunu’nun barolara "hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma görevi" verdiğini kaydetti. Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamasının toplumu bölen bir açıklama olduğunu belirten Koranel, "Biz eleştiri hakkımızı kullandık. Bu nedenle cezalandırılmamız demokratik hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz" ifadesini kullandı.

Eski Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Özgen Hindistan, Ali Erbaş’ın açıklamasının ayrıştırıcı olduğunu belirterek, "Bu dönemde açıklamanın etkisiyle çocuklara, kadınlara ve farklı yönelime sahip kişilere şiddeti arttırdı" değerlendirmesini yaptı. Diğer sanık avukatlar da suçlamaları reddetti, beraatlerini istedi.

Rıza Türmen: Erbaş’ın açıklaması nefret söylemi

Eski AİHM Yargıcı, Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Rıza Türmen, davayı AİHM kararları üzerinden değerlendirdi. Ali Erbaş’ın eşcinsellerin ve nikahsız yaşayanların hastalıkları yaydığı açıklamasının nefret söylemi olduğunu belirten Türmen, AİHM’in nefrete teşvik konusunda "şiddet kriteri" aramadığını anımsattı. AİHM kararlarında yetkililerin nefret söylemeni karşı önlem alması gerektiğinin ifade edildiğini dile getiren Türmen, şu değerlendirmede bulundu:

"Demokrasi ve çoğulculuk farklılıkların tanınmasını gerektirir. Devletin azınlık gruplarını koruma yükümlülüğü daha büyüktür. Nefret söylemine karşı soruşturma açmamak ayrımcılıktır. Devlet görevlileri nefret söyleminden kaçınmalıdır. Buna karşı soruşturma da açmalıdır. Bu olayda devlet yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. İfade özgürlüğü yoksa demokrasiden söz edilemez. Nefret söylemi şiddete açılan yolu teşvik eder. Ankara Barosu da açıklamasında bu endişeyi dile getirmiştir."

Avukat Bülent Yücetürk, savcının iddianamede suçun delillerini dahi ortaya koyamadığını belirterek, asıl Ali Erbaş’ın açıklamasının suç olduğunu kaydetti. Yücetürk, "Bu açıklamada toplumsal barışı bozan, nefret söylemi, ayrımcılık ve hedef gösterme unsurlarının hepsi vardır" dedi. Diyanet’in anayasada kendisine verilen görevin dışına çıktığını belirten Yücetürk, Ali Erbaş’ın Ayasofya konuşmasında Atatürk’e lanet okuyan sözlerini anımsattı, Erbaş’ın Diyanet’i siyasetin içine soktuğunu kaydetti.

Erbaş’ın avukatı: Kınama özgürlük değildir

Bu sırada Yücetürk’ün sözlerini bölen Ali Erbaş’ın avukatı Mahmut Acerce, "Sanık avukatının Atatürk ile ilgili sözlerine katılmıyorum" dedi. Acerce’nin müdahalesi tartışma yarattı. Bunun üzerine mahkeme başkanı Sebahattin Sarıdoğan, avukatı "Böyle bir usul yok, söz vermeden konuşmayın" diye uyardı. Acerce’nin "duruşmayı şova çeviriyorlar" demesi üzerine Sarıdoğan, "Siz başkansanız, gelin mahkemeyi siz yönetin" karşılığını verdi. Avukat Bülent Yücetürk, sabahtan beri boşa konuştuğunu, ifade özgürlüğü ve savunma hakkı ile ilgili söylediklerini müşteki avukatının anlamadığını kaydetti.

Savunmaların ardından söz verilen Erbaş’ın avukatı Mahmut Acerce, Erbaş’ın açıklamasının tümüne bakılması gerektiğini savunarak, "Buna nefret söylemi demek algı yaratmaktır. Baro niyet okuyor. Kınama özgürlük olarak değerlendirilemez" dedi.

"Amerikan tarzı" uyarısı

Diyanet’in avukatı Bekir Korkmaz’ın sanık avukatlarının konuşması sırasında araya girmesi üzerine de mahkeme başkanı Sarıdoğan uyarıda bulundu. Sarıdoğan, "Burada Amerikan filmi tarzında itiraz ediyorum hâkim bey durumu yok. Sırası gelen konuşur" dedi.

9 Mart'a ertelendi

Savunmaların tamamlanmasının ardından mahkeme, duruşmaya katılmayan iki sanığın savunmasının alınması için duruşmanın 9 Mart’a ertelenmesine karar verdi. Mahkeme, Ali Erbaş ve Diyanet’in davaya katılma taleplerini de gelecek duruşmada karara bağlayacak.