Image

İnsan hakları avukatı Ebru Timtik, adil yargılanma ve yargı bağımsızlığı talepleriyle başladığı ölüm orucunun 238. gününde, İstanbul’daki Bakırköy Dr. Sadi Konuk Hastanesi’nin mahkûm koğuşunda hayata veda etti. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu üyesi avukata, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla 13 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.

Timtik ve Ünsal’ın avukatları arasında olduğu Çağdaş Hukukçular Derneği ile Halkın Hukuk Bürosu, son birkaç yıldır ısrarlı bir yargısal tacize maruz bırakılıyor. Halen ölüm orucunu sürdüren Aytaç Ünsal da silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Timtik ve birlikte yargılandığı meslektaşı Aytaç Ünsal’ın tahliye taleplerini, 30 Temmuz günü Adli Tıp Kurumu’nun sağlıklarının hapishane koşullarında tutulmalarına uygun olmadığını belirtir raporuna rağmen reddetti ve hastaneye yatırılmalarına karar verdi. O günden bu yana Ebru Timtik, İstanbul Bakırköy'deki Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yatıyordu.

11 Ağustos 2020’de Anayasa Mahkemesi, ölüm orucundaki hak savunucularının avukatlarının bir gün önce yaptıkları tedbiren tahliye başvurusunu reddetti. Mahkeme kararında “Hastanelerde tedavi altında tutulmakta olan başvurucuların sağlık hizmetlerine erişim imkânına sahip oldukları”nı ifade etti. Oysa her iki avukat da ölüm orucunda herhangi bir müdahaleyi kabul etmedikleri için kendilerine tıbbi tedavi yapılmıyordu.

Ebru Timtik'in cenaze töreninde birçok polis müdahalesi yaşandı. Önce İstanbul Barosu önünde yapılacak töreni engellemek isteyen polis, Timtik'in naaşını Adli Tıp Kurumu önünden kaçırıp Gazi Cemevi'ne götürdü. Cenazenin kaçırılmasına rağmen İstanbul Barosu önünde bulunan avukatlar tarafından tören düzenlendi. Anmaya mesaj gönderen İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu'nun mesajında şu ifadeler yer aldı: "Ebru Timtik ve diğer meslektaşlar için haksız bir karar verildi. Hak mücadelesini savunamamak ölümden de beter. Herkes bilmelidir ki bu ölüm engellenebilirdi. Engellemediler. Topyekûn devletin duyarsızlığını nasıl izah edebilirler? Mücadelemizi sürdüreceğiz. Ona rahmet dilerken, uğruna adil yargılanma hakkının savunucusu olacağımıza söz veriyoruz."

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu anma töreniyle ilgili olarak "Bugün bir terör örgütü mensubunun fotoğrafını İstanbul Barosu’na asanları şiddetle kınıyorum. Şahsım adına da onlarla ilgili suç duyurusunda bulunacağım" açıklaması yaptı.

Cenaze töreni için Gazi Cemevi’ne girmek isteyenleri COVİD-19 salgını gerekçesiyle engellemeye çalışan polis, Timtik’in toprağa verildiği Gazi Mezarlığı’na yapılmak istenen yürüyüşe de biber gazı ve plastik mermi ile müdahale etti.

Ebru Timtik’in ölümü üzerine uluslararası kurumlar da mesajlar yayımladı. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Yüksek Komiseri Dunja Mijatovic, Türkiye'deki insan hakları savunucuları olarak avukatların rolünü eski haline getirme ve sürdürme çağrısını yineledi. Mesajında “238 gün süren açlık grevinin ardından yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik'in adil yargılanma talebinin Türk adalet sistemi tarafından karşılanmamış olması beni derinden üzdü. Ailesine başsağlığı diliyorum. Timtik, mesleki faaliyetlerinin gerçekleştirilmesiyle bağlantılı olarak cezai kovuşturmalara maruz kalan Çağdaş Hukukçular Derneği avukatlarından biridir. Adalet ve güvenilirlikten yoksun bir ceza davasının ardından 13 yıl 6 ay hapis cezasına karşı mücadele ediyordu. Bir diğer meslektaşı Aytaç Ünsal da adalet için aynı savaşı sürdürüyor ve kendisini kritik bir durumda buluyor. Timtik’in ölümü, hukukun üstünlüğünün en temel ilkelerini sistematik bir şekilde hiçe sayarak, hukukçuları, insan hakları savunucularını ve gazetecileri susturmak için bir araca dönüşen Türkiye'deki yargı sisteminin yol açtığı acıların trajik bir örneğidir. Avukatlar, insan hakları savunucuları olarak ve giderek düşmanlaşan bir yargı sisteminin temel bir bileşeni olarak bu gelişmelerin yükünü iki katına çıkarmışlardır. Türk makamları acilen, olağanüstü hal sırasında savunma hakkına getirilen kısıtlamaları geri alarak adil yargılama ilkelerini korumalı ve hiç kimsenin yasal süreç olmaksızın tutuklanmamasını sağlamalıdır. Ayrıca, müvekkilleri ile işbirliği yaparak avukatları suçlu olarak gören Türk yargısında giderek daha belirgin hale gelen tutuma değinmelidirler. Bu konuda şu ana kadar ilerleme kaydedilmemiş olması, Ebru Timtik'in ölümüne yol açmıştır. Daha fazla trajediyi önlemek için harekete geçme zamanı” dedi.

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilciliği sözcüsü ise mesajında, “Avrupa Birliği, geçen yıl terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla mahkum edilen ve 238 gündür açlık grevinde olan avukat Ebru Timtik'in ölümünden derin üzüntü duyuyor. Grup Yorum'dan Helin Bölek ile İbrahim Gökçek'in ve Mustafa Koçak'ın hayatını kaybetmesinin ardından bu yıl açlık grevi sonucu ölen dördüncü tutuklu oldu. Ailelerine başsağlığı diliyoruz. Adil yargılama için verdikleri mücadelenin trajik sonucu, Türk makamlarının ülkedeki son yıllarda ciddi şekilde kötüleşen insan hakları durumunu ve yargı sisteminde gözlenen ciddi eksiklikleri inandırıcı bir şekilde ele alma ihtiyacını acı bir şekilde göstermektedir. Türkiye, hukukun üstünlüğü ve temel özgürlükler konusunda acilen somut ilerleme göstermelidir” ifadelerini kullandı.