Avukat Serhat Hezer’in savunmanlık faaliyetleri nedeniyle yargılandığı dava, savcının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için 3 Ekim tarihine ertelendi.
Serhat Hezer, yürüttüğü mesleki faaliyetler ve aleyhindeki itirafçı tanık ifadesi gerekçe gösterilerek 'örgüt üyesi olmak' suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Hezer ve avukatlarının yanı sıra Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyeleri, Avukat Hakları Merkezi, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilciliği ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi yöneticileri ile çok sayıda avukat da duruşmayı izledi.
İtirafçı tanık Ümit Akbıyık, duruşmaya SEGBİS ile bağlanarak ifade verdi. Akbıyık, Hezer’in örgütsel faaliyetler nedeniyle gözaltına alınan kişilerin ifadelerine katıldığını öne sürdü. Ayrıca, kendi hakkında açılan bir soruşturmada da Hezer’in avukatlığını yaptığını belirtti. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) “örgüt tarafından yönlendirildiğini” iddia ederek, Hezer’in bu derneğin üyesi olduğunu söyledi. Mahkeme başkanının, Hezer’in kod adı olup olmadığı ve örgüt içinde faaliyet gösterip göstermediğine ilişkin sorusuna Akbıyık, “Bu konuda bir bilgim yok” yanıtını verdi.
Ardından söz verilen Hezer, "Bir diyeceğim yok" dedi.
Avukat Yunus Muratakan, tanık Ümit Akbıyık’ın ÖHD hakkında verdiği ifadelerin asılsız olduğunu ve ciddiye alınmaması gerektiğini belirtti. Akbıyık’ın yönlendirilip yönlendirilmediği, avukat eşliğinde ifade verip vermediğinin tespiti için soruşturma aşamasında alınan tüm teşhis ve ifade tutanaklarının incelenmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Akbıyık’ın ifade işlemleri sırasında yanında olduğu iddia edilen avukat A.B’nin o sırada Diyarbakır Adliyesi’nde bulunduğunun tespit edildiğini vurguladı.
Savcı, tanık ifadeleri ve teşhis tutanaklarının dosyaya bir yenilik katmayacağı gerekçesiyle bu taleplerin reddedilmesini istedi. Esasa ilişkin mütalaasını hazırlamak için ise süre talep etti.
Avukat Yunus Muratakan, tanık ifadelerinin müvekkilinin hukuki durumunu tayin etmek açısından önemli olduğunu ve çelişkilerin ortaya çıkması için dosyaya alınması gerektiğini savundu. Avukat Mehdi Özdemir ise Akbıyık’ın ifadeleri üzerine 34 avukat hakkında soruşturma başlatıldığını hatırlattı. A.B’nin o sırada adliyede olduğunun tespit edilmesi üzerine Diyarbakır Barosu’nun adli soruşturma başlattığını belirterek, “Örgüt üyeliği suçu zorunlu müdafilik gerektiren bir suçtur. Avukat olmadan alınan ifadeler hükme esas alınamaz. Diyarbakır Barosu’na yazı yazılarak A.B hakkındaki soruşturma dosyasının bir örneğinin istenmesini talep ederiz” dedi. Ayrıca, hak temelli faaliyetler yürüten sivil toplum örgütlerinin tanık ifadeleriyle kriminalize edilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Avukat Erhan Demir ise müvekkilinin avukatlık faaliyetleri nedeniyle yargılandığının çok açık olduğunu belirtti. Bu davanın tek taraflı bir soruşturma ile, dosyada şüpheli olan bir tanığın beyanları üzerine açıldığını ve derhal beraat kararı verilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, müvekkili hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.
Savunmaların ardından mahkeme, itirafçı tanık Ümit Akbıyık’ın teşhis ve ifade tutanaklarının istenmesi talebini dosyaya bir yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetti. Mahkeme, Hezer hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol kararının hükümle birlikte değerlendirilmesine karar verdi. Esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın iddia makamına gönderilmesine hükmeden mahkeme, davayı 3 Ekim 2024 tarihine erteledi.