Diyarbakır Barosu, Tahir Elçi cinayeti soruşturmasında 4 yıl sonra şüphelilerin tespit edilmesi ve halen aktif görevde olan üç polisin ifadelerinin alınması sonrası bir basın açıklaması yaptı:
"Baro başkanımız Tahir Elçi’nin katledilişinin ardından 1.540 gün geçti. Baromuzun ve soruşturma komisyonumuzun soruşturmanın seyri konusunda bilgisi olmakla birlikte, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi kaygısından dolayı bu gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmamıştır. Ancak dün soruşturmadaki bazı gelişmelerin bizlerin dışında basında yer alması üzerine bu açıklamayı yapma gereği ortaya çıkmıştır.
Baro Başkanımız Tahir Elçi cinayetine ilişkin soruşturma dosyasında 9 ve 10 Ocak 2020 tarihlerinde üç polis memurunun şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmıştır. Şüpheli olarak ifadesi alınan polislerden ikisinin görev yeri değiştirilmiş, diğerinin ise meslekten ihraç edildiği ifadelerden anlaşılmaktadır. Bazı soru işaretleri olsa da iki şüphelinin ifadesi bizzat savcılık odasında, bir şüpheli ise SEGBİS yoluyla ifade vermiştir. Şüpheliler hakkında tutuklama talep edilmemiş, herhangi bir adli kontrol tedbirine de başvurulmamıştır.
Diyarbakır Barosu, Tahir ELÇİ soruşturmasının yasaya uygun yürütülmesi, cinayetinin açığa kavuşturulması, faillerin yargı önüne çıkarılması için cinayetten hemen sonra bir komisyon kurmuş; komisyondaki meslektaşlarımız ilk günden bu yana son derece titiz bir çalışma yürütmüşlerdir. Cinayetin aydınlatılması için Londra Üniversitesi’nin Goldsmiths Koleji bünyesinde faaliyet gösteren Forensic Architecture adlı araştırma merkezine başvurmuştur. Forensic Architecture, Tahir ELÇİ’nin öldürüldüğü sırada kayıtta olan kamera görüntülerini daraltarak, görüntüdeki şahısların silahlarını ateşledikleri anlar, ses ve görüntü senkronizasyonu gibi tamamen bilimsel yöntemlerle şüpheli sıfatı taşıyabilecek kişileri tespit etmek suretiyle olayın aydınlatılması amaçlanmıştır. Diyarbakır Barosu’nun soruşturma dosyasından temin ettiği görsel-belgesel deliller ve tanıklıkların yanı sıra açık kaynaklı bilgi ve malzemelerle bilimsel bir çalışma sonucunda bir video ve bu videodan hareketle bir rapor hazırlamıştır.
Bu raporda bilimsel verilerden hareketle varılan sonuçlardan hareketle, soruşturma komisyonumuz tarafından hazırlanan soruşturmanın genişletilmesi ve muhtemel şüpheliler üzerine odaklanması talepli dilekçemiz, 14 Aralık 2018 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuştur. Bu dilekçede üç polis memuru ilk kez şüpheli olarak zikredilmiş, üç polis memurunun şüpheli olarak ifadelerinin alınması, müteakiben tutuklamaya sevk edilmeleri talep edilmiştir. Ancak talebimizden 13 ay sonra şüphelilerin ifadesine başvurulmuştur. Şüphelilerin tutuklanmamış olması ihmaller ve özensizlikler zincirine bir halka daha eklemiştir.
Olağan hukuk rejimlerinde yoğun suç şüphesi altında olan kişiler, şüpheli olarak kabul edilip ceza muhakeme usulündeki soruşturma usulleri kapsamında soruşturulmaktadır. Örneğin iletişimleri izlenebilir, görev başında olmaları nedeniyle delillerin karartılması ihtimali bulunduğundan açığa dahi alınabilirlerdi. Ancak daha ilk günden bu yana son derece özensiz bir şekilde yürütülen bu soruşturmada, bu özensizlikler yetmezmiş gibi Tahir Elçi’nin bulunduğu yöne doğru silahlarını ateşledikleri görülen, doğrudan ateş alanına sahip polis memurlarının şüpheli olarak ifadelerine başvurulması ve gerekli soruşturma ve araştırma usullerine tabi olmaları gerekirdi. Ancak aradan geçen 4 yılı aşkın zaman sürecinde dosyada hiçbir zaman şüpheli olarak zikredilmediler.
Üç polis memurunun, 4 yılı aşkın bir süredir cezasızlık politikasından istifade ederek ısrarla soruşturmaya dahil edilmemiş ve şüpheli sıfatı almamış olmalarının; soruşturmanın gidişatına, delillerin kaybolması ya da karartılmasına neden olmadığını umuyoruz. Bu saatten sonrasında artık kovuşturma aşamasında delillerin tartışılmasının ve değerlendirilmesinin önü açılmalıdır. Meslek hayatı boyunca Türkiye’deki cezasızlık politikasıyla mücadele eden Tahir Elçi’nin dosyasında kovuşturma aşamasına geçilmesi, cezasızlığın son bulmasına yönelik bir umut ışığı olacaktır. Kamuoyunun gözleri önünde işlenen bu cinayetin faillerinin yargı önünde hesap verecek olması, cezasızlık politikasında küçük de olsa bir gedik açacaktır.
Bizler bu cinayet ile ilgili ihmaller dizisini biliyoruz ve farkındayız. Cinayetten hemen sonra olay yerinde bir keşif yapılmadığını, olay anını gösteren bazı kamera kayıtlarında sözüm ona “görüntü kaybı” olduğunu, olay yerindeki bazı kamera kayıtlarına açıklanmayacak bir şekilde “ulaşılamadığını”, dosyadaki bazı belgelerin bizlerden gizlendiğini biliyoruz. Hazırlanacak iddianamenin bu sorulara cevap olmasının yanı sıra, 4 yılı aşkın bir süredir neden ve neyi beklediğimize de cevap vermesini bekliyoruz.
Bunun yanı sıra tutuklama için yeterli ve kuvvetli şüphe olması, ceza usul yasasındaki diğer tutuklamaya dair diğer koşulların da olmasına rağmen; şüphelilerden ikisinin halen görevlerinin başında olması ve tutuksuz yargılanmalarından derin bir endişe duyduğumuzu da not etmek isteriz.
Tahir Elçi ailesinin, Diyarbakır Barosunun her bir üyesinin ve kamuoyunun talebi ve beklentisi; bir an önce iyi temellendirilmiş bir iddianame ile şüpheli ya da şüpheliler hakkında bir iddianame düzenlenmesi ve dava aşamasına geçilmesidir."