
Eskişehir Onur Yürüyüşü davasında bilirkişi raporu hazırlandı, henüz basın açıklaması yapamadan gözaltına alınan LGBTİ+’ların maruz kaldığı polis şiddetine raporda hiç yer verilmezken yaşananlar ‘kontrollü zor kullanmak’ olarak tanımlandı.
2024 Eskişehir Onur Yürüyüşü kapsamında Ulus Anıtı önünde toplanan 10 kişi hakkında ‘2911 sayılı kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” iddiasıyla açılan davada dosyaya bilirkişi raporu girdi. Herhangi bir resmi yasaklama kararının beyan edilmediği eylem gününe ilişkin altı görüntü kaydı bilirkişi tarafından incelendi.
Bilirkişi raporunda polisin ‘dağılın anonsu’ yaptığına ve polis amirinin ‘koridor oluşturun gözaltı yapacağız’ sözlerine yer verilirken bu esnada eylemcilerin maruz kaldığı polis şiddetine yer verilmedi. Darp edilen ve yerlerde sürüklenen eylemcilerin maruz kaldığı şiddet bilirkişi raporunda ‘kontrollü zor kullanmak’ olarak tanımlandı. Bununla da kalmayan raporda bazı eylemcilerin gözaltına alınırken güldüğü öne sürüldü.
Ulus anıtı önünden gözaltına alındıktan sonra sağlık kontrolüne götürülen eylemciler ilk duruşmada bu aşamada da kötü muameleye maruz kaldıklarını aktarmış olsa da bilirkişi raporunda sadece ‘slogan attıkları’ kaydedildi.
Görüntülerin baştan sona izlediğini iddia eden bilirkişi raporu şöyle devam etti;
“Şüpheli şahısların polis Memurlarına direndikleri, slogan attıkları, pankart açtıkları, polis memurlarının uyarılarını dikkate almadıkları, bazı göstericilerin polis memurlarına tekme attıkları, tehdit ve hakaret ettikleri görülmüş olup…”
“Bilirkişi raporu, bilinmezliklerle dolu”
Olay günü gazetecilerin de kameralarına yansıyan darp görüntüleri bilirkişi raporunda görülmezken yargılanan LGBTİ+’ların avukatı Hasan Çayır, KaosGL.org’a yaptığı açıklamada bilirkişi raporunu bu haliyle kabul etmeyeceklerini ve bilirkişi raporunun bilinmezliklerle dolu olduğu belirtti.
Çayır raporda dikkat çeken detaylara ilişkin sözlerine şöyle devam etti:
“Eylemcilerin istasyon yönünde dağılmaları anons edildiği iddia edilmesine rağmen bilirkişi raporunda da bariz bir şekilde anlaşıldığı üzere eylemciler polis ablukası içinde sıkıştırılmış durumda. Eylemcilerin polis ablukası içerisinde hangi suretle ne şekilde dağılacaklarını anlamak imkansız. Mahkemede de belirttiğimiz üzere bu şekilde bir anons yapılmış olsaydı dahi hukuken bir geçerlilik taşıması mümkün değil. Aynı zamanda bilirkişi raporunda eylemcilerin anayasal bir haklarını kullandıklarına ilişkin beyanları yasaklama kararı varsa görmek istediklerini belirten talepleri değil bir eylemcinin gözaltına alırken gülümsediği gibi dosya ile hiçbir alakası olmayan "saçma" tespitler mevcut.”
Raporu hazırlayan bilirkişinin Eskişehir’deki Gezi Parkı protestolarında polisler tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz davası bilirkişilerinden olması da dikkat çekti.