Diyarbakır’da bulunan sivil toplum örgütleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi binasına dün yapılan polis baskınına, adliye önünde yaptıkları açıklamayla tepki gösterdi. Diyarbakır Tabip Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), KESK’e bağlı sendikalar, Diyarbakır Barosu ve birçok sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
İHD işyeri değildir
İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, derneklerinin Yönetim Kurulu’nda yer alan Ferhat Berkpınar hakkında Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında polisler tarafından baskın düzenlendiğini belirtti. Diyarbakır 4’üncü Sulh Ceza Hakimliği kararıyla Berkpınar’ın gözaltına alındığı ve hakimliğin derneği Berkpınar’ın “iş yeri” şeklinde kabul ettiğini ifade eden Zeytun, “Bu iyi niyetli olmayıp, insan hakları çalışmalarının suçlulaştırılmasını amaçlayan bir hukuk oyunudur. CMK’nın ilgili hükümleri gereği, bir kişi ile ilgili soruşturmada ancak ve ancak üstü, evi, işyeri ve arabası aranabilir. Bunun dışında arama kararı çıkarılması kanunun açık ihlalidir. Gönüllü olarak çalışma yürüttüğü İHD Diyarbakır Şubesi, Ferhat Berkpınar’ın kişisel iş yeri değildir. Berkpınar şubemizde gönüllü insan hakları faaliyetlerini yürütmektedir. UYAP üzerinden yapılacak basit bir sorgu işlemi ile yönetim kurulu üyesi arkadaşımızın işyeri bilgileri rahatlıkla öğrenebilinirken, bu durumun aksine olacak şekilde derneğimize yönelik arama kararı alınması yıllardır sürdürdüğümüz hak mücadelemizin suçlulaştırılması çabası olarak görüyoruz” diye konuştu.
Algı operasyonu
Soruşturma hakkında gizlilik kararı bulunmasına rağmen derneğe yapılan baskının görüntü ve fotoğraflarının kimi basın yayın organlarıyla paylaşıldığına dikkati çeken Zeytun, bunun “algı operasyonun parçası” olduğunu söyledi. Zeytun, şöyle devam etti: “Şubemizin hemen girişinde bulunan çalışanımıza ait masada ve diğer birçok odamızda arama kararının ötesinde yapılan arama keyfiliğin apaçık göstergesidir. Hukuki açıdan tartışmalı yargısal kararın dahi ötesine taşınan bu arama yöntemini kabul etmek mümkün değil. Ayrıca arama işlemi sırasında derneğin faaliyetlerinde kullandığımız belge ve bazı elektronik cihazlara el konulmuş; bu arama ve el koyma işlemlerine yaptığımız itirazlar ise kolluk mensuplarınca tutanak altına alınmamıştır. Soruşturmadaki gizlilik kararına karşı basına servis edilen bilgiler ve görüntülerin servis edilme biçimi açıkça derneğimizi hedef göstermektedir.”
Hakim ve polislere suç duyurusu
Zeytun, aramanın “hukuksuz” olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: “Arama kararı ve uygulamasına karşı, arama ve el koyma kararı veren Sulh Ceza Hakimi hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK), hukuksuz arama işlemini gerçekleştiren kolluk mensupları hakkında ise Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetlerde bulunduk. Kanuna aykırı ve keyfi bir şekilde çıkarılan arama ve el koyma kararının amacını elbette biliyoruz. Bu yöntem insan hakları çalışmaları ile İHD yöneticileri ve hak savunucuları üzerinde yargı baskısının arttırılarak sürdürülmesi planıdır.”
İHD’nin kapısı bizim kapımızdır
TMMOB Sekreteri Doğan Hatun, İHD’nin 35 yıldır hak cesurca hak mücadelesi verdiğini belirterek, “Yeri gelmiş başkanları katledilmiş, yeri gelmiş gözaltında işkencelere maruz kalmış, yeri gelmiş hak mücadelesi verirken mağdur olmuştur” dedi.
İHD’nin ülkenin “yüz akı” olduğunu vurgulayan Hatun, hiçbir gücün “iş yeri” muamelesi yaparak İHD’nin kapısını kıramayacağını vurguladı. Hatun, “Bu durum masumane değildir. Tamamen bilinçli yapılmıştır. Suç işlenmiştir. Kapısının kırılmasına yetki verenler suç işlemiştir. Kamu kurumlarının kapısı, ‘ha’ deyince kıracağınız yerler değildir” diye kaydetti. İHD’nin onur duyulması gereken ve el üstünde tutulması gereken bir dernek olduğunu kaydeden Hatun, “İHD’nin kapısı hepimizin kapısıdır. Bu kapıları bir daha kırmaya gücünüz yetmeyecektir. İlgililere çağrı yapıyoruz: Kamu kurumları, insan hakları mücadelesi veren dernekler herkesten çok korumanız gereken yerlerdir. Bu tür uygulamalardan sonuç alamayacaksınız. İHD halkın umut ışığıdır. Ezilen ve yok edilen bütün halkların umududur” şeklinde konuştu.