Image
kozağaçlı

Mersin’de hukuk örgütleri, ÇHD Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın tutuklanmasına tepki göstererek, “Kozağaçlı’nın yeniden tutuklanması, Türkiye’de hukukun değil, siyasi intikamın hüküm sürdüğünü bir kez daha gözler önüne sermiştir” dedi

Mersin’de Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Adalet İçin Hukukçular Derneği (AİHD), Mersin Şubeleri; ÇHD Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın yeniden tutuklanmasını karşı Mersin Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan ÇHD Mersin Şube Başkanı İsmail Bozkurt, Kozağaçlı’nın 8 yıl süren tutsaklığın ardından tahliye edildiğini ancak, tahliyesinin üzerinden 24 saat geçmeden yeniden tutuklandığına işaret etti.

“Kozağaçlı yalnız değildir”

Bozkurt, okuduğu basın açıklamasında Türkiye’de hukukun keyfiliğe teslim edildiğinin, yargının araçsallaştırıldığının ve adaletin ayaklar altına alındığı ifade edilirken savcılığın itiraz gerekçeleri arasında yer alan “gelişim puanı” gibi muğlak ve keyfi kriterler hatırlatılarak “Hukukun değil, siyasi talimatların devrede olduğunu açıkça ortaya koymaktadır” denildi. Okunan basın açıklaması şöyle:

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Onursal Başkanı, insan hakları savunucusu ve avukat Selçuk Kozağaçlı, 16 Nisan 2025 tarihinde, 8 yıl süren haksız ve hukuka aykırı bir tutsaklığın ardından tahliye edilmiştir. Ancak, tahliyesinin üzerinden 24 saat geçmeden, aynı infaz hakimliği tarafından savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alınmış ve hukuksuz bir şekilde tekrar tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmiştir. Bu karar, Türkiye’de hukukun keyfiliğe teslim edildiğinin, yargının araçsallaştırıldığının ve adaletin ayaklar altına alındığının açık bir göstergesidir.

Selçuk Kozağaçlı, Soma maden katliamı, iş cinayetleri, ekolojik mücadeleler ve ezilenlerin hak arama davalarında gönüllü avukatlık yaparak halkın yanında olmuş, mesleğini adalet ve eşitlik için bir mücadele aracı olarak kullanmıştır. Ancak, bu onurlu duruşu nedeniyle yıllardır sistematik bir şekilde hedef alınmış, “örgüt üyeliği” gibi mesnetsiz suçlamalarla cezalandırılmaya çalışılmıştır. 16 Nisan’daki tahliyesi, halkın mücadelesine umut olmuş, ancak bu umudu bastırmak isteyenler, bir gün sonra aynı hakimlik eliyle “koşullu salıverme kararını” kaldırarak Kozağaçlı’yı yeniden esir almıştır. Savcılığın itiraz gerekçeleri arasında yer alan “gelişim puanı” gibi muğlak ve keyfi kriterler, hukukun değil, siyasi talimatların devrede olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bu karar, yalnızca Selçuk Kozağaçlı’ya değil, adalet arayan herkese yönelik bir gözdağıdır. Aynı hakimliğin bir gün önce verdiği tahliye kararını, bir gün sonra savcılığın itirazı üzerine kaldırması, yargı bağımsızlığının yok edildiğini ve hukukun “helvadan put” misali keyfiliğe göre şekillendirildiğini göstermektedir. Kozağaçlı’nın tahliyesine sevinen, umutlanan milyonlara, “hukuk tanımazlığımız devam edecek” mesajı verilmek istenmektedir. Ancak bilinmelidir ki, bu hukuksuzluk ne Selçuk Kozağaçlı’yı ne de hak mücadelesi verenleri yıldıracaktır.

Bizler, imzası bulunan hukuk dernekleri, hukukçular, insan hakları savunucuları ve adaletten yana olan tüm kesimler olarak, bu hukuk garabetini kınıyor ve Selçuk Kozağaçlı’nın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Kozağaçlı’nın yeniden tutuklanması, Türkiye’de hukukun değil, siyasi intikamın hüküm sürdüğünü bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu karara karşı tüm hukuki yolları kullanacağımızı ve mücadele kararlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.

Selçuk Kozağaçlı yalnız değildir! Adalet mücadelesi yalnız değildir! Bu ülkede artık hiç kimse yalnız değildir! Haklıyız, kazanacağız!