Image

BİANET İş insanı, hak savunucusu Osman Kavala’nın avukatları Köksal Bayraktar, Deniz Tolga Aytöre ve İlkan Koyuncu, müvekkillerinin tahliyesi için dilekçe verdi.

İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine hitaben yazılan dilekçede, Kavala hakkında kesinleşen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının da gözönüne alınarak derhal tahliyesine karar verilmesi gerektiği ifade edildi.

Dilekçede ayrıca Silivri Cezaevinde COVID-19 pozitif vakası saptandığı, bunun da Kavala'nın sağlığını riske atacağı belirtildi.

AİHM, 18 Ekim 2017’de gözaltına alındıktan sonra 1 Kasım 2017’de tutuklanan iş insanı Osman Kavala ile ilgili 10 Aralık 2019’da hak ihlali kararı vermişti. Mahkeme, Kavala'nın makul şüphe olmadan siyasi sebeplerle tutuklanması ve Anayasa Mahkemesi'nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğine karar verdi.

AİHM Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesinin 1. ve 4. fıkraları ile 18. maddenin ihlal edildiğine karar vererek Kavala'nın derhal serbest bırakılmasına hükmetti. Karar, 12 Mayıs’ta Türkiye’nin itirazının reddedilmesiyle kesinleşti.

Ancak Osman Kavala bu kez de İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’nce 9 Mart 2020’de “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal ve Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme” suçundan tutuklandı.

“Aynı gerekçelerle özgürlüğünden mahrum”

Hakimliğe iletilen dilekçede, Kavala’yla ilgili son tutuklama kararına gerekçe olarak gösterilen “Henri Barkey ile irtibatı olduğu iddiasının” tutuklamanın meşruluğunu haklı gösterecek içerikte olmadığının, AİHM kararıyla kesinleştiği ifade edildi:

“Ortada bu iddialara yönelik kesinleşmiş bir AİHM kararı varken aynı gerekçelerle müvekkilin özgürlüğünden mahrum bırakılmasının her hal ve koşulda toplumsal vicdan ve adalet anlayışıyla örtüşmeyeceği açıktır.”

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Türkiye’yi izleme raportörleri de AİHM kararının aynı soruşturmayı kapsadığını belirterek Kavala’nın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.

“Kesinleşmiş bir AİHM kararı mevcut”

Dilekçede, AİHM kararlarının taraf devletlerce uygulanması gerektiğinin de altı çizildi ve buna dair kararlardan örnekler gösterildi.

“Osman Kavala’nın özgürlüğünden mahrum bırakıldığı ilk tarihten bu yana devam eden soruşturmadaki iddia ve isnatların meşru olmadığına yönelik kesinleşmiş bir AİHM kararı mevcutken demokratik hukuk devleti olmanın niteliği gereği bağımsız yargı müvekkilin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını güvence altına almakla yükümlüdür.

“Kesinleşen AİHM kararına rağmen tutukluluğun devam ettirilmesi ile artık AİHS 18. Maddenin ihlali nedeniyle tutukluluğun siyasi olduğu ve Avrupa Konseyi Statüsü’nde kabul edilmiş olan 3. maddenin temeli hukukun üstünlüğü prensibinin terkedildiği açıklığına kavuşacaktır.”