Merkezi Almanya’nın Berlin ve Stuttgart kentlerinde olan “Uluslararası İlişkiler Enstitüsü”dan (IFA – Institut für Auslandbeziehungen) yapılan açıklamada, bu yılki “Kültürler Diyaloğu” ödülünün Ekim 2017’den bu yana Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala’ya verileceği duyuruldu. Daha önce Nikaragualı ozan, din adamı ve politikacı Ernesto Cardenal ile İsveç Kraliçesi Silvia’nın da aldığı ödül, 10 Kasım’da Berlin’de düzenlenen bir törenle Kavala’ya verilecek.
Türkiye’de 1990’lardan itibaren gelişmeye başlayan sivil toplum hareketliliğinin önde gelen aktörlerinden biri olan Kavala’nın önümüzdeki aylarda serbest kalması ve Berlin’e gelmesi mümkün olmadığı için ödül töreni büyük bir olasılıkla gıyabında gerçekleştirilecek. Törendeki övgü konuşmasını Federal Meclis eski Başkanı, CDU (Hıristiyan Demokrat Birlik) Wolfgang Schaeuble’nin yapacağı öğrenildi.
Bilim ve kültür dünyasından isimlerden oluşan ödül jürisinin de başında bulunun IFA Başkanı Prof. Dr. Ulrich Raulff, ödülün Kavala’ya verilmesinin gerekçesini şöyle duyurdu:
“Jüri büyük bir görüş birliğiyle ödülün 2022 yılında Osman Kavala’ya verilmesini kararlaştırdı. İnsan hakları dünya çapında ağır saldırılarla, insan hakları savunucuları da baskılarla karşı karşıya. İşte böyle bir ortamda hepimiz Osman Kavala’nın cesareti ve direncini kesinlikle ileri bir örnek olarak görüyoruz.”
Osman Kavala’nın Türkiye’de toplumsal, siyasal ve kültürel çalışmalarının övgüyle dile getirildiği açıklamada, casusluk, darbecilik ve Gezi direnişine katılmak gibi suçlarla yargılanıp, hapsedildiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2019’da aldığı bir kararla serbest bırakılmasını talep ettiğine dikkat çekildi. Beş yıldır hapiste bulunan Kavala’nın serbest bırakılması için Uluslararası Af Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Almanya PEN Merkezi, Güzel Sanatlar Akademisi (Akademie der Künste) ve Türkiye Almanya Kültür Forumu’nun da yıllardır çağrıda bulunduğu, geçtiğimiz yıl da Almanya, ABD, Kanada, Yeni Zellanda, Danimarka, Fransa, Hollanda, İsveç, Norveç ve Finlandiya’nın Ankara’daki büyükelçilerinin de ortak bir açıklamayla Kavala’nın serbest bırakılmasını talep ettikleri hatırlatıldı.
Kendisini sanat, kültür, bilimsel araştırma ve sivil toplum alanlarında özgürlük için, bu alanlardaki uluslararası ilişkileri geliştirmek ve teşvik etmek için partnerleriyle dünya çapında çaba içinde olan bir kurum olarak tanımlayan IFA, 1917’de Alman İmparatorluğu, Württemberg Krallığı ve Stuttgart Belediyesi tarafından, I. Dünya Savaşı’ndaki sorumluluğu ve rolü nedeniyle zor durumda olan Almanya’nın ve diyasporada yaşayan Almanların imajını iyileştirmek hedefiyle kuruldu. 1949 yılında, bu kez II. Dünya Savaşı’ndan sonra yine aynı hedeflerle yeniden kurulan IFA, 1997’ye kadar bir kamu kuruluş olarak faaliyet gösterdi. Ondan sonra ise kamu yararına çalışan dernek statüsüne getirilen IFA, Dışişleri Bakanlığı, Baden Württemberg Eyalet Hükümeti ve Stuttgart Büyükşehir Belediyesi tarafından finanse ediliyor. (Ayrıntılı bilgi için: www.ifa.de)
Son yıllardaki faaliyetlerinin ağırlığını Avrupa Birliği’nin entegrasyon süreci, Avrupa – İslam diyaloğu, uluslararası barış ve insani yardım projelerinin desteklenmesine yönelten IFA, kültürlerarası diyaloğu destekleme amacıyla ödül veriyor. İlk kez 2009 yılında verilen ödülün bundan önceki sahiplerinden bazıları şöyle: Daniel Baremboim (orkestra şefi), Carla del Ponte (eski Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Başkanı), Jacques Delors (eski Avrupa Konseyi Başkanı), Yoko Ono (müzisyen, Beatles grubunun öldürülen solisti John Lennon’un eşi), Ernesto Cardenal (Nikaragualı din adamı, devrimci politikacı, ozan), İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), İsveç Kraliçesi, Igor Levit (Rus kökenli Alman piyanist, insan hakları aktivisti).
10 Kasım’da Berlin’deki “Allianz Forum” salonunda gerçekleştirilecek ödülün övgü konuşmasını yapacak olan Wolfgang Schaeuble (80), Hıristiyan demokratların önde gelen figürlerinden. 1961’den bu yana CDU üyesi olan Schaeuble, 50 yıldır federal milletvekili. Bu sürede Helmut Kohl ve Angela Merkel’in yönetimindeki hükümetlerde yaklaşık 20 yıl boyunca içişleri, maliye gibi önemli bakanlıkları üstlendi, 2017-21 arasında Federal Meclis başkanlığını yürüttü. Göçmenlere çifte vatandaşlık hakkı tanıyan reforma karşı 1999’da başlatılan sağcı kampanyanın başında yer alan, Helmut Kohl’ün sorumlu olduğu bağış skandalındaki rolü yüzünden CDU genel başkanlığını bırakmak zorunda kalan Schaeuble, 1990’da hedef olduğu suikast girişiminin ardından tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Son yıllarda göçmenler ve İslam’ın Almanya’daki yeri konusunda insani mesajlar veren Schaeuble, CDU’nun başına gelen sağcı Friedrich Merz’in destekçilerinden.