Görsel
ses_durusma.jpg

EVRENSEL

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in de aralarında olduğu 8 sendika yöneticisi hakkında, “terör örgütü üyeliği”, “terör örgütü yöneticiliği” ve “terör örgütü propagandası” iddialarıyla açılan davanın 4'üncü duruşması, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sabah saatlerinde Ankara Adliyesi'ne gelen SES üyeleri, sendika temsilcileri ve insan hakları savunucuları, duruşma öncesi açıklaması yapmak istedi. Ancak sendika yöneticileri, polis tarafından engellendi.

 

Duruşmada, tutuklu Selma Atabey ve Gönül Erden ile tutuksuz Belkıs Yurtsever, Erdal Turan, Ramazan Baş, Fikret Çalağan hazır bulunurken, Runa Temelli ise SEGBİS duruşmaya katıldı. Bedriye Yorgun, sağlık sorunları gerekçesiyle duruşmaya katılamadı. Mahkeme heyeti, kimlik tespitinin ardından tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun duruşmada dinlenmesine dair arar karar kurmak istedi.

HER DURUŞMA SÜRPRİZ TANIKLAR

Avukatlar, dava tanıklardan olan Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun mahkeme tarafından kurulan bir ara karar ile dinlenmek istemesine tepki gösterdi. Her duruşmada sürpriz kararlar ile karşılaştıklarını belirten avukatlar, itirazda bulundu. İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Her duruşma yeni bir usulsüzlükle karşılaşıyoruz. 'Bir tanık bulduk şunu dinleyelim, bir tane daha bulduk şunu da dinleyelim' demek, CMK'ya aykırıdır. Bu haliyle bu dava hiç bitmez. Delilleri bizden saklıyorsunuz, mahkemeye gelince bunları görüyor ve öğreniyoruz, mahkemenin bu usulsüz tavrı savunma hakkımızı engelliyor" dedi.

 

Avukatlar, tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun dinlenmesine itiraz ederek, mahkemenin sunduğu beyanların dosyadan çıkarılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, kurduğu ara kararla Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun dinlenmesine ilişkin itirazları ve makul sürenin tanınmasına dair talepleri kabul etti ancak tanığın beyanlarının dosyadan çıkarılması talebini reddetti.

GİZLİ TANIĞI KORUMA ÇABASI

Dosyada yer alan gizli tanık Ulaş'ın hakim tarafından gizli dinlenmesine ve ifadesinin dosyaya eklenmesine tepki gösteren avukatlar, ses ve görüntüsünün değiştirilerek tanığın mahkeme salonunda kanunen dinlenebileceğini söyledi. Hakkında ifade veren gizli tanık ve açık tanık Kerem Gökalp' e ilişkin Gönül Erden, "Gizli tanıkların tüm iddialarını reddediyorum. Doğru söylediği tek bir şey var, SES içinde faaliyet yürüttüğümdür. Benim illegal yolla dışarı çıktığım kesinlikle yalan. Bize iftiralar atıyor, sonra kime ne iftira attığını unutuyor, siz sorunca hatırlıyor. Bu dosya gizli tanıdığın kendini koruması, kendini aklamaya çalışması üzerine bir dava" şeklinde konuştu.

"AYLARDIR İFTİRA NEDENİYLE CEZAEVİNDEYİZ"

Selma Atabey ise, gizli tanık Ulaş’ın beyanlarının iftira olduğunu belirterek, “Bahsettiği tarihlerde 2013-2014 yıllarında bizi SES faaliyetlerinden tanır. Sağlık sorunlarım nedeniyle 2013'te tedavi oluyordum, yine 2014'te kız kardeşime tiroit kanseri teşhisi konuldu ve tüm tedavi süreci ile ilgilendim. Benim hayatımın en kötü yıllarında, bir taraftan meme kanseriyle mücadele ederken ve bir taraftan da kız kardeşimin kanseri, böyle bir dönemde nasıl seyahate çıkabilirim soruyorum. Evet, bir kere Irak Kurdistan bölgesine gittim, o da pasaportumda görülüyor. Gizli tanık ‘benim hayatım var’ diyor, ‘hayatım bu davadan ibaret değil’ diyor. Peki, bizim hayatımız ne olacak? Aylardır bir adamın iftiraları nedeniyle cezaevindeyiz" diye konuştu.

HTS KAYITLARI GİZLİ TANIĞI YALANLADI

Gönül Erden'in iddia edilen tarihlerde sendikal faaliyetlerde bulunduğuna ve Türkiye içinde olduğuna ilişkin iki tanık dinlendi. Her iki tanık da Gönül Erden'in belirtilen tarihlerde yoğun bir şekilde sendikal faaliyetler yürüttüğüne tanıklık ettiğini söyledi. Sendikal faaliyetler nedeniyle Gönül Erden'i neredeyse her gün gördüklerini belirtti. Gönül Erden'in gizli ve açık tanıdığın beyanları doğrultusundaki tarihlerde Türkiye'de olduğuna dair HTS kayıtları da mahkeme heyetine sunuldu. Avukatlar, HTS kayıtlarının tanığın Erden’in 2015 yaz aylarında Kandil'de olduğuna dair iddiaları çürüttüğünü ifade etti. Kerem Gökalp'e özellikle 2015 Haziran-Temmuz ayları ile ilgili sorulduğunu belirten Öztürk Türkdoğan, “Bu kayıtlar ile tanıkların tüm beyanları çürütüldü, yalnızca bu kayıtlar dahi tutukluluğun sonlandırılması için yeterlidir” dedi.

 

İddia makamı, HTS kayıtlarına rağmen mütalaasında, Selma Atabey ve Gönül Erden hakkında "Delil yoğunluğu ve kaçma şüphesi" gerekçesiyle tutukluluğun devamı yönünde karar verilmesini istedi.

"HTS KAYITLARI ORTADADIR"

Gönül Erden, “Ben 4 duruşmadır masumiyetimi ispatlamaya çalışıyorum. Dosyadaki sendikal faaliyetlerimi tamamen üstlendim fakat tutuklanma gerekçesi olan gizli ve açık tanıkların iddiaları çürütülmesine rağmen 15 aydır yok yere iki tanığın yalanları nedeniyle cezaevinde tutuluyorum. HTS kayıtları savunma yapmama bile gerek olamadığını gösteriyor. Ben bu hukuksuzluğun son bulacağına inanmak istiyorum” diyerek tahliye talebinde bulundu.

Selma Atabey ise, “6 ay boyunca süreci anlamaya çalıştım. Fakat geldiğimiz nokta, ortaya konulan beyanlar ve bizim ortaya koyduğumuz deliler, süreci gözler önüne seriyor. Bu haksız tutukluluğa karşı tahliyemi talep ediyorum” dedi.

TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, HTS kayıtlarının incelenmemesini gerekçe göstererek, Atabey ve Erden’in tutukluluk halinin devamına, tutuksuz yargılanan Erdal Turan ve Ramazan Taş'ın imza yükümlülüğü kaldırılarak yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verdi.

 

Bir sonraki duruşma ise 13 Mart 2023’e ertelendi.