Görsel
tisort_davasi_beraat.jpeg

ARTI GERÇEK

“İstanbul Sözleşmesi'nden Vazgeçmiyoruz” eyleminden yargılanan kadınların davası öncesi açıklama yapmak isterken gözaltına alınan sekiz kişi beraat etti. Darbedilen kadınlardan biri polisin tşörtünü yırttığı iddiasından "kamu malına zarar"la suçlanıyordu.

“İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz” eyleminden dolayı 33 kadının yargılandığı dava öncesinde basın açıklaması yapmak isterken darbedilerek gözaltına alınan 8 kişinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın karar duruşması Ankara 53. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme, kadınların ayrı ayrı beraatine karar verdi.

Sekiz kadının üzerine atılı suçları işlediklerinin sabit olduğunu iddia ederek ayrı ayrı cezalandırılmalarını ve Buse Üçer’in polisin tişörtünü yırttığına dair delil bulunamadığı için “kamu malına zarar vermek” suçundan beraatine hükmedilmesini talep eden savcı mütalaasını tekrarladı.

Avukat Neslihan Varol, dosyanın takipsizlikle sonuçlanabilecek bir dosya olduğunu ifade ederek, “İlk iddianame büyük eksikliklerden dolayı iade edildi. Yargılama konusu olmayan eylemlerden dolayı cezalandırma talep ediyor. Cebir eylemi ile ilgili daha önce bir iade söz konusuydu. Net bir delil olmadığı için mahkeme iade etmişti. Cebir eylemi yüzünde ek takipsizlik kararı verilmişti. Durum böyleyken bu mütalaa kabul edilemez. Hatalı bir hukuki değerlendirme içeriyor. Mahkumiyet hükmü kurulamayacağı kanaatindeyiz. Bu durum ek savunma hakkıyla da giderilemez. Tüm sanıklar yönünden beraat talep ediyorum” dedi.

 

Avukat Döndü Kurşunoğlu da, bir ihtar yapılmadığını ve toplanmanın ardından hemen saldırı gerçekleştiğini hatırlattı. Eylemin kanunu aykırı olmadığını vurgulayan Kurşunoğlu, “İzin ve bildirim şartı diyorlar. İzin almak diye bir şey yoktur. Bildirim yükümlülüğü de eylemi düzenleyenlerin güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Dağılma yönü yok, ihtar yok. En temel haklarını kullanmak isterken saldırıya uğradılar. Bu hakkı kadınlar, demokratlar, muhalefet kullanamıyor. Birçok müvekkilimiz yurtlardan atıldı, bursları kesildi. Kadınların çalıştığı yerlere tebligat gitti. Bir sürü mağduriyet yarattı Müvekkillerimizin beraatini talep ediyoruz” diye konuştu.

Avukat Abdullah İkbal Arslanbaş da, “kanunu aykırılık” suçlamasının delillendirilmediğini belirterek, şunları söyledi: “Polisin dağılın demesi bir başına eylemi kanuna aykırı kılmaz. Öncelikle kanuna aykırı bir yürüyüşten bahsedemeyiz. AYM ve AİHM kararları açık. Bir eylemin kanuna aykırı olabilmesi için barışçıl olmaması ve şiddet içeren bir eylem olması gerekiyor. Verilecek bir ceza kararında da bunun bozulacağını düşünüyoruz. Beraatlerini talep ediyoruz.”

Mahkeme, tüm sanıkların “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasından ayrı ayrı beraatine karar verdi. Mahkeme ayrıca, Buse Üçer’in “kamu malına zarar vermek” suçundan beraatine hükmetti.