18 Haziran'da Trans Onur Yürüyüşünde bir araya gelen ve işkenceye maruz kalan translar, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde bir açıklama yaptı.
"Biz 6 yıl sonra 9. Trans Onur Haftasında bir araya gelen translarız" diyen grup şu bilgileri paylaştı:
"Bu yıl 18 Haziran Translarla Eşitlik Gününde, 'Dönmeyiz, Buradayız' temasıyla 9.'sunu gerçekleştirdiğimiz Trans Onur Yürüyüşü'nde polislerin elinde ıslak imzalı yasak kararı bulunmamasına rağmen, yürüyüş çağrısı yaptığımız 18 Haziran'dan bir gece önce Taksim ve Taksim'e çıkan tüm sokaklar lubunyalara kapatıldı.
"Yasak kararı sadece yürüyüşe değil, hafta boyunca yaptığımız tüm etkinliklere yönelik, hukuksuz bir karardı. Hukuki hiçbir temeli olmayan yasak kararı, hukuksuzluğun kurumsallaşmasından kaynaklanacak ki İstanbul Valiliği sayfasında dahi yayınlanmadı.
"Harbiye sokaklarında bir araya geldik"
"Taksim'de görevli olan polislerden yasak kararının bir örneği istendiğinde tarafımıza verilmedi, fotoğrafı çekilemedi. Gözaltı sebebi olarak gösterilen yasak kararı Vatan Emniyet'e gelen avukatlara dahi gösterilmedi.
"Taksim'in bazı sokakları tamamen kapatıldı, bazı sokakları da sadece polisin marjinal atadığı kişilere kapatıldı. Herkesin elini kolunu sallayarak geçtiği sokaklardan kendilerinin neden geçemediğini soran translara ise resmi hiçbir açıklama yapılmadı. Keyfi işlemlerle Taksim'de bir araya gelemeyen bizler, Harbiye sokaklarında bir araya geldik. Harbiye'de gerçekleştirdiğimiz basın açıklaması ve yürüyüş sonrası güvenli şekilde dağılmaya başlayınca polis takibiyle karşılaştık.
"Polis, sokaklarda ikişer üçer yakalamaya çalıştığı biz transları ellerinde coplarla koşturdu. Taksiye binerek evine dönmeye çalışan 4 trans arkadaşımızı takip eden polis, önce arkadaşlarımızın taksiye binip gideceklerini söylemeleri üzerine müdahale etmeden yanlarında bekledi, daha sonrasında bir polisin copla saldırmaya başlamasıyla diğer bekleyen iki polis de gözaltı yapmaya başladı. Bir trans arkadaşımızı ters kelepçe yaparak gözaltına alan TEM polisi, arkadaşımızı sivil araca doğru götürdü. Gözaltı işlemine direnmeyen sadece resmi araç isteyen ve bu muamele karşısında sivil araca binmeye güvenmediğini, kaçıralacağını düşündüğünü belirtmesine rağmen araca bindirilmeye çalışıldı. O esnada sivil araca bindirmemeleri gerektiği üzerine konuşan bir basın mensubu kişi de polis ablukasına alındı.
"Arkadaşımız boyun zedelenmesi yaşadı"
"Polis, sokaklarda cop'la saldırıp ters kelepçe yaptığı tüm transları bu ablukanın içerisine topladı. Abluka içerisinde kalan iki basın mensubu ablukadan çıkarılırken içlerinden bir tanesi seçim sonrası İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak terfi alan feministlerin eylemlerinden de çok tanıdık bir yüz olan işkenceci, tacizci Hanifi Zengin tarafından küfürler edilerek, saçından çekilip geri ablukaya alındı. Abluka içerisinde bekleyenler işkence yöntemleriyle fiziksel saldırıya maruz bırakılarak ablukadan birer birer çıkarılmaya başlandı. Önce bir arkadaşımızı yere atıp boynuna bastılar ve ardından tüm polisler arkadaşımızın yüzüne, kafasına, kalçasına sırtına tekme ve yumruk attı.
"Bu saldırılar teker teker ablukadan çıkarılan herkese uygulandı. Tüm bunlar olurken polisler arkadaşlarımızın ayak bileklerini ve bacaklarını ayaklarıyla çiğnedi ve ezdi. Polis defalarca kez arkadaşlarımızın kafasını asfalta vurdu. Nefes alamadığını defalarca kez söyleyen arkadaşımızın boynuna daha çok basmaya başladılar. Bu sırada Hanifi Zengin 'hadi yalayın şimdi birbirinizi yalayabiliyor musunuz? N'oldu bağırıyordunuz az önce, noldu lan noldu' diye bağırmaya ve arkadaşlarımıza vurmaya başladı. Daha sonra arkadaşlarımızı yere yatıran polis, 'Devletin karşısında ayakta duramazsınız' diyerek kafalarını da yere vurarak uzun dakikalarca sırtlarına oturan polislerle birlikte öylece durmak zorunda bırakıldılar.
"Gözaltı aracının gelmesiyle teker teker araçlara bindirilen arkadaşlarımız, yerde yatar pozisyonda dururken ayağa kalkmaları bile beklenmeden sürüklenerek Hanifi Zengin'e doğru teslim edildi. Hanifi Zengin ve yardımcı işkencecileri tarafından sırtlarına, yüzlerine darbeler alarak araca bindirildiler. Hanifi Zengin bir arkadaşımızı saçlarından tutarak yerde sürükledi. Ardından saçlarından tutmaya devam ederek ayağa kaldırdı, kafasını defalarca kez yukarı aşağı sertçe hareket ettirdi, bunun sonucunda arkadaşımız boyun zedelenmesi yaşadı."