TTB, İHD ve TİHV’in ortak açıklamasında açlık grevlerinde ölümlerin önlenmesi için yetkilileri göreve davet eden Dr. Ayşe Uğurlu’nun açığa alınmasına tepki gösterilerek "İhraçlara, görevden almalara son! Dr. Ayşe Uğurlu yalnız değildir!" denildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), TTB İnsan Hakları Kolu ile TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu; üç yıl önce katıldığı bir basın açıklamasında hekimlik mesleğinin etik ilkelerini vurgulayan ve açlık grevlerinde ölümlerin önlenmesi için yetkilileri göreve davet eden Dr. Ayşe Uğurlu’nun açığa alınması ile ilgili 3 Ağustos 2023 günü TTB önünde bir basın açıklaması düzenledi.
"KARAR GERİ ALINMALI"
Basın açıklamasında söz alan TİHV Başkanı Dr. Metin Bakkalcı; hekimlerin temel varlık sebebinin insan sağlığının korunup geliştirilmesi olduğunu, hekimlik mesleğinin etik ilkelerinin de köklerini bu varlık zemininden aldığını söyledi. Tam da bu nedenle yaşam hakkını savunmanın değil, savunmamanın suç olduğunun altını çizen Bakkalcı, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin mücadeleleriyle bu kabul edilemez kararın geri alınacağını kaydetti.
"ŞAYET ORTADA BİR SUÇ VARSA BU SUÇA ORTAĞIZ"
İHD Genel Sekreteri Hüseyin Küçükbalaban sözlerine “Öyle bir ülke düşünün ki; avukatlar adil yargılanma hakkı için açlık grevine gidiyor. Kritik aşamaya gelince hekimler yaşam hakkının korunması gerektiğini söylüyor ve bu sebeple görevinden alınıyor. Başka bir ülkede ödül verilmesi gereken bu tavır, cezalandırılmaya çalışılıyor” diyerek başladı. Dr. Ayşe Uğurlu’nun açığa alınmasına gerekçe olan açıklamada İHD’nin de imzasının olduğunu hatırlatan Balaban, şayet ortada bir suç varsa bu suça ortak olduklarını ifade etti.
"İYİ HEKİMLİK ÖRNEĞİ GÖSTERMİŞTİR"
Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Dr. Aysel Ülker; insan hakları ihlallerinin bu kadar tırmandığı bir dönemi tarih boyunca yaşamadıklarını belirtti. Dr. Ayşe Uğurlu’nun yaşam hakkı için basın açıklamasına katılarak iyi hekimlik örneği sergilediğini dile getiren Ülker, “Avukatlardan Ebru’yu kurtaramadık ama Aytaç’ın yaşamasında Ayşe’nin de payı vardır. Bu soruşturmayı açanların ceza aldığı günleri de görmeyi umuyorum” dedi.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı tarafından okunan ortak basın açıklaması şöyle:
"İhraçlara, Görevden Almalara Son! Dr. Ayşe Uğurlu Yalnız Değildir!
Açlık grevleri bu ülkede hapishanelerin kanayan yarasıdır. Hak ihlallerine karşı sesini duyuramadığı kanısında olan insanlar, ellerinde bulunan tek aracın açlık grevleri olduğu düşüncesiyle bu eylem biçimine sıklıkla başvurmaktadır. Toplumun sağlık hakkı için de mücadele yürüten Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları, Dünya Tabipleri Birliği Malta Bildirgesi uyarınca bağımsız hekim talebinde bulunan açlık grevcilerinin izlenmesinde 40 yılı aşkın bir dönem boyunca olası sonuçlar konusunda aydınlatma, devam etme veya sonlandırma kararı takibi ve en önemlisi sağlık durumunun izlenmesi için hekimleri görevlendirmekte, son yıllarda bu gözlem süreci bakanlıkların izin vermemesi nedeniyle hapishanede gerçekleşmese de, gerek avukatlardan gelen bilgiler, gerekse basın açıklamaları ile tıbbi izlem süreci ve riskler konusunda hekim kamuoyunu bilgilendirme yoluyla sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmaktadır. Bundan üç yıl önce de avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal adil yargılanma talebiyle bulundukları cezaevlerinde açlık grevine başlamıştır. Bu dönemde Av. Ebru Timtik hayatını kaybetmiş, Av. Aytaç Ünsal ise iyileşinceye kadar infazının durdurulması ve serbest bırakılması kararının ardından tahliye edilmiş, açlık grevini sonlandırmış, kısmi düzelme sonrası da yeniden cezaevine konulmuştur.
Açlık grevi döneminde her iki avukat da sağlık durumlarının kötüleşmesi, kritik eşiğe gelmeleri nedeniyle hastaneye kaldırılmışlar ve mahkûm koğuşuna konmuşlardır. Gerek o dönemde pandeminin tüm yakıcılığı ile devam etmesi ve hastanelerin pandemi hastanesine dönüştürülmesi, gerek mahkum koğuşu olarak ayrılmış birimlerin koşullarının açlık grevi nedeniyle vücut direnci düşmüş; bakım gereksinimi olan kişiler açısından uygun olmaması, ayrıca zorla müdahalenin gündeme gelmesi nedeniyle yaşanabilecek olumsuz sonuçlara dikkat çekmek üzere sağlık, hukuk ve insan hakları örgütleri ortak bir basın açıklaması düzenlemişlerdir.
Dr. Ayşe Uğurlu’nun katıldığı ortak basın açıklamasında Türkiye Cumhuriyeti’nin de imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler ışığında ölümlerin önlenmesine yönelik, başta yaşam ve sağlık hakkı olmak üzere, temel insan hakları ve tıbbi deontolojik kurallar hatırlatılmakta, yetkililer görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet edilmektedir.
Ulusal ve uluslararası sözleşmelerin hatırlatıldığı, hekimlik mesleğinin etik ilkelerinin vurgulandığı, yetkililerin ölümlerin önlenmesi için göreve davet edildiği ortak açıklama üzerinden üç yıl geçtikten sonra Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu adına katıldığı bu açıklama gerekçe gösterilerek Dr. Ayşe Uğurlu açığa alınmıştır.
Hekimlik değerlerine uygun tutum alma suç gibi gösterilip cezalandırma cihetine gidilmesi, yalnız Dr. Ayşe Uğurlu’ya yönelik bir girişim değil; aslında tüm hekimlere yönelik bir gözdağıdır. Bu hukuk dışı durum derhal sonlandırılmalı, insan hakları ve kadın hekimlik mücadelesinde de yan yana durmaktan onur duyduğumuz yol arkadaşımız göreve başlatılmalıdır.
İnsan Hakları Derneği
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
Türk Tabipleri Birliği
Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu
Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu”