Görsel

T24 Avrupa Konseyi’nin Türkiye için yaptırım prosedürü başlatmasına neden olan Gezi davasında 7 ay tutuklu yargılanan sanıklardan Yiğit Aksakoğlu’nun yargılanmasına dayanak gösterilen telefon kayıtlarında yer alan tam aksi yöndeki ifadeleri gizlenerek suçlandığı ortaya çıktı. Davanın açıldığı aşamada 7 ay tutuklu yargılanan sanıklardan Yiğit Aksakoğlu’na sorgularında ve iddianamede, “Otpor lideri Ivan Maroviç’i Türkiye’ye getirerek, Gezi eylemlerini yeniden alevlendirmeye çalışmak” suçlaması yöneltildi. Buna kanıt olarak da Aksakoğlu’nun 2013’te yaptığı bir konuşmada, şiddetsiz eylemler konusunda ders verecek isim soran bir akademisyene, Maroviç’i önermesi gösterildi. Ancak, bu konudaki ifadeleri iddianameye alan savcının, Aksakoğlu’nun hemen ardından sarf ettiği, “Ivan’ı önermiş olmayayım” sözlerini gizlediği anlaşıldı. Konuşma kayıtları yıllar sonra dosyaya girdiğinden avukatlar da bu bilgilere erişemedi. Avukat Aslı Kazan, ses kayıtlarını dün yapılan duruşmada dinletmek istedi ancak mahkeme bu talebi de geri çevirdi.

Aralarında tutuklu yargılanan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 9 sanığın yargılandığı Gezi davası karar aşamasına geldi. Savcı Edip Şahiner, esas hakkındaki mütalaasında önceki suçlamaları tekrarlayarak Kavala ve Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet cezası talebinde bulundu. Şahiner, Gezi eylemleriyle hükümetin düşürülmesinin planlandığını, planlama ve organizasyonu da sanıkların yaptığını öne sürdü. Şahiner, Savcı Yakup Ali Kahveci’nin hazırladığı iddianamede yer alan iddiayı tekrarlayarak, farklı ülkelerde benzer girişimlerde bulunan Otpor ve Canvas adlı örgütlerin Türkiye’de de Gezi eylemlerine örnek oluşturduğunu iddia etti. Bu iki örgütün liderlerinin Türkiye’ye gelerek sanıklarla irtibat kurduğunu savundu ancak bu konuda daha önce olduğu gibi yine ortaya somut bir belge ve bilgi koymadı.

Konuşma gizlenmiş, tam aksi ifade kullanılmış

İddianamede ve esas hakkındaki mütalaada, Aksakoğlu’nun, Maroviç’in isminin gündeme geldiği konuşmada, “Ivan Maroviç’i getirebiliriz. O Ağustos sonunda zaten gelecek gibi görünüyor. Bu işi profesyonel olarak yapıyor orada. Ama tabi biliyorsunuz Otpor ismi şey olarak geçti, bu Gezi olaylarını hani onlar düzenlediler, CIA falan filan diye geçti. İsmi yani duydunuz mu bilmiyorum öyle bir tarafı var” ifadelerini kullandığı belirtildi.

Bu ifadelere yer verilerek, Aksakoğlu’na sorguda, “Görüşme içeriğine bakıldığında Maroviç isimli şahsı önerdiğiniz, bu şahsın da Otpor hareketinden olduğundan bahsederek Gezi olaylarını daha profesyonelce kontrol ederek genişletmek istediğiniz anlaşılmıştır” şeklinde soru yöneltildi. Hemen ardından, “Şahısların kalkışmanın yeniden alevlendirilmesi ve toplumun geniş kitlelerinin katılımını sağlamaları gayreti içinde oldukları, bu kapsamda yurtdışı bağlantılarını da devreye sokmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır” tespitinde bulunuldu.

İddianamenin ve mütalaanın birçok kısmında da bu iddia tekrarlandı. Konuşmaların bundan ibaret olduğunu düşünen avukatlar da savunmalarında Maroviç ile Aksakoğlu arasında irtibat bulunmadığını, olsaydı bile bunun suç sayılamayacağını söylediler. Ancak konuşmaların bundan ibaret olmadığı yıllar sonra, konuşmaların kısa süre önce bütünüyle dosyaya gönderilmesiyle açığa çıktı.

Aksakoğlu’nun konuşmanın devamında, "Ivan’ı önermiş olmayayım…" ifadesini kullanarak başka bir isim önerdiği ve kendisinden isim soran akademisyene, önerdiği isme mail atacağını söylediği anlaşıldı. Aksakoğlu da yıllarca önce kısa bir telefon görüşmesinde yaptığı konuşmaları bütünüyle anımsayamadığı için bu detayı avukatlarına anlatamadı.

Duruşmada dinletilmedi

Avukat Aslı Kazan, Gezi davasının dün yapılan duruşmasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine ses kaydını dinletmek istedi.

Telefona kaydı yükleyen ve yanında getirdiği ses cihazıyla kaydı dinletebileceğini söyleyen Kazan’ın talebini mahkeme heyeti geri çevirdi.

Sanıklar lehindeki delilleri de araştırma yükümlülüğü bulunan savcıların, bunu yapmadıkları gibi iddianame ve mütalaaya aldıkları konuşmaların hemen devamındaki ifadeleri gizlediklerini gösteren konuşmaların kayıtlarının dava dosyasında da döküm olarak yer aldığı anlaşıldı.