Tutuklu avukat Selçuk Kozağaçlı’nın yargılandığı davada delil olarak sunulan dijital materyallerle ilgili talep ettiği bilirkişi incelemesinde, “delillerin ‘hukuki delil’ olarak kabul edilemeyeceği” sonucuna varıldı.
Raporda ayrıca, “delillerin değiştirilip değiştirilmediğinin veya deliller üzerinde herhangi bir manipülasyon yapılıp yapılmadığının kesin ve net olarak söylenemeyeceği” değerlendirmesi yer aldı.
Yeniden görülen davanın İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki dünkü duruşmasında da Kozağaçlı, “Aleyhime delil olarak gösterilen dijital materyallerden bahsediliyor. Diyorum ki o deliller yok. Fiziken yok. Getirin diyoruz yıllardır getirilmiyor çünkü böyle bir delil ortada yok. Polis bu dijitallerin var olduğunu söylüyor. Siz de var diyorsunuz ben de diyorum ki yok, yalan söylüyorsunuz” beyanında bulundu.
Adli Bilişim Mühendisi, Adli Bilirkişi Tuncay Beşikçi imzalı bilirkişi raporu, ilk yargılamanın yapıldığı İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesine de sunulmuştu.
Avukat Hasan Fehmi Demir, Silivri’de görülen duruşmada, bu rapora değinerek dijital materyalin aslının dosyada bulunmadığını ifade etmişti: “Dijital delillerin asıllarının dosyada bulunmadığını biliyorsunuz. Talep ettik, iki kez reddedip sonra İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinden alın dediniz. Ama deliller İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde de yok. Deliller Emniyette. Delillerin sadece asılları değil imajları da dosyada yok. Sadece imaj raporları var. Adli Bilişim mühendisi Tuncay Beşikçi dosyadaki imaj raporlarını inceledi ve adli bilirkişi olarak rapor hazırladı. Raporda, ‘Delillerin üzerinde değişiklik yapılıp yapılmadığı söylenemez, materyalin delil niteliği yok’ deniyor.”
Bilirkişi raporu: Değiştirilmediği söylenemez
Tuncay Beşikçi’nin bilirkişi raporunun sonuç bölümünde şu değerlendirme yer alıyor:
“Tarafıma 5 Mayıs 2019 tarihinde yapılan başvurunuzu takiben T.C. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan 2014/117 Esas sayılı dava dosyasında "Silahlı Terör Örgütü Yöneticisi Olma" suçu ile yargılanmakta olan Sanık Selçuk Kozağaçlı ve dava dosyasında yer alan elektronik delillerin toplanması, işlenmesi, analizi ve muhafazasına ilişkin hususlarda, tarafımdan dava dosyası içeriğinde gönderilen delillerin incelenmesi sonucunda;
* Dava konusu dijital delil asıl ve imajlarının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanetinde bulunduğu ve söz konusu adli imajların, CMK’nın 134. maddesi, Adlî ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 17. maddesine ve ayrıca uluslararası Adli Bilişim ve Olay Yeri İnceleme kural, standart ve regülasyonlarına aykırı olarak Sanık veya Sanık vekillerine teslim edilmediği, bu nedenle söz konusu dijital deliller üzerinde tarafımca bir inceleme gerçekleştirilemediği,
* Dava konusu dijital delillerin, olay yerinde adli imajlarının ve imaj HASH* değerlerinin tutanak altına alınmasına rağmen, dijital delillere ait kopyaların ilgili kanun, yönetmelik, kural ve uluslararası standartlara aykırı olarak savunma makamına soruşturma ve yargılama aşamasında teslim edilmediği, delilin müştereklik özelliğinin gereği olarak, bir ceza yargılamasında öne sürülen elektronik delilin, davanın bütün taraflarınca bilinir ve tartışılabilir olması gerektiğinin anlaşıldığı, bununla birlikte henüz soruşturma aşamasında dahi elektronik delilleri içeren ve adli kopyası (imajı) alınan elektronik verilerin Şüpheli tarafa veya vekiline teslim edilmedikçe delillerin değiştirilip değiştirilmediğinin veya deliller üzerinde herhangi bir manipülasyon yapılıp yapılmadığının kesin ve net olarak söylenemeyeceği, ilgili kanun, yönetmelik ve standartlara göre dava dosyasında yer alan elektronik delillere ait imaj kopyalarının savunma makamına verilmedikçe “hukuki delil” olarak değerlendirilemeyeceği,
“Dosyanın kopyalama ve düzenlenme bilgisi yok”
* Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından tanzim edilen Dijital İnceleme Raporları üzerinde yapılan incelemelerde; rapor kapsamında sunulan içeriklerin ait olduğu dosyaların HASH değerlerinin raporda sunulmadığı, dosya yaratılma, değiştirilme ve son değişiklik tarihleri ile birlikte dosyaların hangi bilgisayar ve kullanıcı(lar) tarafından düzenlendiğine dair bilgiler içeren üstveri bilgilerinin raporda yer almadığı,
Türk hukukunda ve mukayeseli hukukta incelenen emsal dava kararlarında, benzer durumda el konulan, nasıl taşındığı ve muhafaza edildiği tutanak altına alınmamış veya savunma makamına verilmeyen dijital delillerin hukuki delil niteliğini kaybettiğinin ve mahkemelerce delil olarak kabul edilmediğinin anlaşıldığı,
* Hollanda ve Belçika ülkelerinden teslim alınan dijital materyallerin orijinallerinin Adli Emanet Müdürlüğü’nde, adli kopyalarının ise İstanbul TEM Şube Müdürlüğü’nde bulundukları, delillerin savunma makamına verilmek üzere mahkeme tarafından istenmesine rağmen Emniyet tarafından adli imajları yerine sadece çıktılarının bir CD’ye kopyalanarak gönderildiğinin anlaşıldığı,
“Hükme esas alınamaz”
* Sonuç olarak, CMK 217. Madde uyarınca hâkimlerin, kararlarını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabileceği, elde edilen dijital deliller hukuka uygun olarak elde edildiği varsayılsa dahi, tarafların bilgisine sunulmadan ve mahkemede tartışılmadan hükme esas alınamayacağı, somut durumda Hollanda ve Belçika ülkelerinden getirilen dijital materyallere ait ve Emniyet birimlerince kopyaları alınan adli imajların birer kopyalarının savunma makamlarına verilmedikçe delillerin “hukuki delil” olarak kabul edilemeyeceği, görüş ve kanaatine varılarak…”