Temel çalışma alanı, kadına yönelik şiddetin her türüyle mücadele etmek olan Rosa Kadın Derneği’nin yöneticileri ve üyeleri, Mayıs 2020’den bu yana art arda düzenlenen polis baskınlarıyla gözaltına alındı, tutuklandı. Kurucularına ve yönetim kurulu üyelerine, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla dava açıldı.
COVID-19 salgınıyla birlikte başlayan sokağa çıkma kısıtlamaları, barışçıl protestoların bastırılmasının, engellenmesinin aracı haline getirildi. Temmuz 2019’dan itibaren Kazdağları’nda tutulan Su ve Vicdan Nöbeti katılımcılarına, sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen nöbet alanını terk etmedikleri için 500 bin liranın üzerinde para cezası kesildi.
COVID-19 salgını sürecinde işçi sendikalarına yönelik baskılar artış gösterdi. DİSK’in 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkması engellendi, yöneticileri gözaltına alındı. Salgına rağmen fabrikalarda işçilerin çalışmaya zorlandığını sosyal medyada duyuran DİSK/Tekstil Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, yerel basın tarafından hedef gösterildi ve gözaltına alındı; savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. 2021’de DİSK’teki görevine açıklama yapılmaksızın son verilen Türkmen, ardından Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’nı (BİRTEK-SEN) kurdu.
Urfa Tabip Odası Başkanı Dr. Ömer Melik ile Genel Sekreteri Dr. Osman Yüksekyayla, Oda'nın sosyal medyadaki COVİD-19 paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı ve haklarında soruşturma başlatıldı. Soruşturmaya konu edilen paylaşımların tamamı salgın ile mücadelede halkın ve sağlık çalışanlarının korunması ile ilgiliydi. Haklarındaki suçlama “Halk arasında korku ve panik yaratmak.”
Türkiye’de avukatlar üzerindeki baskı ve tehdit, “savunma hakkı”nın önünde engel oluşturuyor. Savunma hakkının mahkeme salonları içinde ve dışında yok sayılması, toplu gözaltı ve tutuklamalar, barolara yönelik baskı ve soruşturmalar, avukatların müvekkilleri nedeniyle cezalandırılması avukatların karşı karşıya kaldığı başlıca riskleri oluşturuyor. Bu toplu gözaltı olaylarından biri de 12 Mart 2020’de yaşandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Bitlis Şube Başkanı iken gözaltına alınıp tutuklanan, o sırada aynı zamanda Uluslararası Af Örgütü Bitlis temsilcisi olan Hasan Ceylan, kentteki toplu mezarların ülke gündeminde tartışılmasını sağlayan, barış için inisiyatif alan, birçok sivilin yaşam hakkının güvenceye kavuşması için risk ve sonuç alan bir hak savunucusu. Kalp damar hastalığı olan ve düzenli ilaç kullanması gereken Ceylan, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla hüküm giydi ve halen cezaevinde.
Şırnaklı avukat ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şubesi yönetim kurulu üyesi Büşra Demir hakkında, İHD adına yaptığı basın açıklamaları ve hazırlanan hak ihlali raporlarıyla ilgili dört soruşturma açıldı. Soruşturmaların üçü takipsizlikle sonuçlandı. “Silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yürütülen son soruşturmada ise ifade verdi ve dosya hâlâ açık.
Pilot Bahadır Altan, sendikal çalışmaları ve kamuoyunu ilgilendiren bilgileri açıklaması nedeniyle iki kez işini kaybetti. Akkuyu Nükleer Santrali’ni protesto ve Üçüncü Havalimanı İşçileri ile dayanışma eylemleri sırasında gözaltına alındı. Atlas Jet Isparta uçağının 2007’de düşmesiyle ilgili 2019’da yaptığı konuşma nedeniyle hakkında açılmış bir tazminat davası açıldı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi ve gazeteci Erol Önderoğlu, Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma kampanyasına katıldığı için tutuklandı, yargılandı, beraat etti, istinaf mahkemesinin hükmü bozması nedeniyle yeniden yargılama devam ediyor.“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisinin imzacılarına soruşturma açılmasına karşı dayanışma eyleminde bulunduğu için kovuşturma konusu olan Önderoğlu, bu davadan da beraat etti.
KHK ile 2016’da kapatılan Akdeniz Göç-Der ve 2019’da faaliyetlerine başlayan Çukurova Göç-Der’in kurucularından olan ve başkanlığını yapan Selahattin Güvenç, pek çok kez gözaltına alındı ve tutuklandı. Güvenç, hakkında devam eden iki dava varken, 14 Şubat 2022'de vefat etti.