BİANET Anayasa Mahkemesi (AYM), 19 sendika üyesinin başvurusuyla ilgili gerekçeli kararını açıkladı ve sendikal eylemler ve toplantılara katıldıkları için cezalandırılmalarını hak ihlali buldu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonunda (KESK) ve KESK'e bağlı bazı sendikalarda üye ya da yönetici konumunda olan 19 kişinin başvurusunda AYM, yerel mahkemenin ceza vermek için gereken kanıtları ortaya koyamadığını ifade etti:
İş insanı Osman Kavala'nın tutukluluğunun bininci günü için kampanya hazırlandı. Kampanyada, "Kavala'yı bir sözcük ile anlatsanız ne söylerdiniz?" sorusuna gelen cevaplarla, Kavala’yı anlatan bin sözcük derleniyor.
Osman Kavala'nın tutukluluğunun bininci günü olan 27 Temmuz için hazırlanan "Osman Kavala için, 1000. Günde 1 Sözcük" isimli kampanyada, bin kişi, tutukluluğunun bininci gününe Kavala’yı anlatan bin sözcük derliyor.
Adalet Bakanlığı, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetine ilişkin dava yargılamasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesinde bir sakınca olmadığı yönünde görüş bildirdi.
Odaların verdiği ilanda "Pala’ya açılan soruşturmayı halkın doğru, bilimsel, gerçek bilgiye ulaşma hakkına, bilim insanının akademik özgürlüğüne, hekimlerin birlikteliğinin sesi olan tabip odalarına saldırı olarak görüyoruz" denildi.
Kazdağları savunucuları, Kazdağları Nöbeti'nin başladığı tarih olan 26 Temmuz'da tüm vatandaşları Balaban'a çağırdı.
BİANET Anadolu Ajansı'nın (AA), dün yayınladığı "FETÖ'nün ünlü isimleri de hesap verdi" başlıklı habere Osman Kavala'nın avukatı Dr. Köksal Bayraktar'dan yanıt geldi.
Yaklaşık iki yıl altı aydır tutuklu bulunan iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala'nın yer aldığı haberde şu ifadeler yer alıyordu:
Çoklu baroya karşı “Savunma Susturulamaz” direnişinde yargılanan ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşü destek eylemi yapıldı: Hepimiz eşit olana kadar hiçbirimiz özgür değiliz.
Baroları işlevsizleştirmeyi hedefleyen çoklu baro teklifine karşı avukatların eylemleri sürüyor. Ankara Kuğulu Park’ta “Savunma Susturulamaz” diyerek bir araya gelen avukatlar direnişte.
İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yaptığı bir açıklamada, 3 Temmuz 2020 tarihinde, dört insan hakları savunucusu hakkında suç sayılabilecek herhangi bir eylemin varlığını gösteren deliller bulunmamasına rağmen verilmiş olan mahkumiyet kararının, Türkiye’deki insan hakları hareketinin meşru çalışmalarını sindirmeyi amaçlayan, siyasi saiklerle verilmiş bir karar olduğunu belirtti.
Almanya’da Hükümetin İnsan Hakları Temsilcisi Kofler, Büyükada davasından çıkan mahkumiyet kararlarını eleştirerek, hükümlerin Türkiye’deki insan hakları aktivistlerine verilmiş bir mesaj niteliğinde olduğunu söyledi.
Almanya'da federal hükümetin İnsan Hakları Temsilcisi Bärbel Kofler, Büyükada Davası’nda çok sayıda insan hakları aktivistinin hapis cezasına çarptırılması kararını eleştirdi.
Duruşma Sonrası, İstanbul Çağlayan Adliyesi Başından itibaren hukuk ile hiçbir ilgisi olmayan ve hiç açılmamış olması gereken bu dava yine hukuksuz bir kararla sonuçlandı. Tamamı çürütülmüş asılsız suçlamalara dayanarak verilmiş bu karar, Türkiye’nin hukuk tarihindeki kara lekelerden biridir.