Mahkeme: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi

Canan Coşkun

Özgür Gündem gazetesine yönelik baskıya dikkat çekmek için 2016’da başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katıldıkları için yargılanan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve yazar Ahmet Nesin’in yargılandığı davaya bugün devam edildi.

Önderoğlu, Fincancı ve Nesin, 17 Temmuz 2019’da kendilerine yöneltilen ‘örgüt propagandası yapma’, ‘suç işlemeye alenen tahrik etme’ ve ‘suçu ve suçluyu övme’ suçlamalarından beraat etmişti. Ancak istinaf mahkemesi bu kararı 20 Ekim 2020’de bozdu. Bunun üzerine dosya yerel mahkeme geri döndü. 

Bozma kararının ardından İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen üçüncü duruşmaya Önderoğlu, Fincancı ve avukatları katıldı. 

Duruşmada Özgür Gündem gazetesi eski sorumlu yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya’nın tanık olarak dinlenmesi bekleniyordu, ancak Kızılkaya koronavirüs sebebiyle karantinada olduğu için duruşmaya gelmedi. 

Söz hakkı verilen Önderoğlu ve Fincancı daha önce verdikleri ifadeleri tekrarladıklarını söyledi. Avukatları da bozma kararına gerekçe yapılan hususların tamamlanmasını talep etti. 

Mahkeme de Ahmet Nesin’in savunmasının alınması için talimat yazılmasına karar verdi. Tanık İnan Kızılkaya’yaya bir sonraki duruşmanın gününü bildirir tebligat çıkarılmasına hükmeden heyet, bir sonraki duruşmanın 1 Şubat 2021 saat 13.30’da yapılmasına karar verdi. 

Çok sayıda kişi ve kurum adliyedeydi

Duruşma öncesi Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Britanya ve Almanya Temsilcileri, Hafıza Merkezi, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, Cumartesi İnsanları, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Musa Piroğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ve kurum dayanışma için bir araya geldi.

Burada açıklama yapan Şebnem Korur Fincancı “Bu ülkede Özgür Gündem Gazetesi’nin yakılması, bombalanması, gazetecilerin faili belli cinayetlerle katledilmesi soruşturulmadı ama onların yanında yer almak soruşturma konusu, tutuklama nedeni, bir kısmımız için de cezaevinde yatma nedeni oldu” dedi ve şöyle devam etti:

“Dayanışma suçunun değişik vehçelerde cezalandırılmasıyla karşı karşıya kaldık ancak mücadeleden vazgeçmediğimiz muhakkaktır. Bu mücadeleyi sürdürme irademiz var ta ki bu topraklarda söz özgür olana kadar, insan özgür olana kadar. Biz haklarımız için sözümüzü daha güçlü kurana kadar. Mücadele her yerde. Bu mücadele bitmez ta ki kimse sözü için özgürlük hakkı için bu süreçlerde zarar görmeyene dek. Bu mücadele ile bunları aşarız. Yeneceğimiz muhakkaktır. Ancak mücadele etmediğimizde yeniliriz.”

Erol Önderoğlu da yargı sürecini özetleyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TTB'yi hedef alan açıklamalarının ardından beraat kararlarının bozulduğunu hatırlattı ve şunları söyledi:

"Erdoğan'ın Ekim 2020'deki konuşmasından bir hafta sonra beraat kararlarımız bozuldu. Beş yıllık sanıklıktan sonra bugün bu mahkemeden bu dosyayı ikinci bir beraatle taçlandırmasını beklememiz oldukça zor. Yaptığımız bir gazete ile dayanışma olduğu için buradan beraat etmek isteriz. Fakat Türkiye'nin yargı bağımsızlığı ile ilgili meselesi dikkate alındığı zaman, bir ceza dosyasına bir cumhurbaşkanının müdahale edebileceği düşüncesi varken bunu bugün için dilemek kolay bir şey değil. Kendimi, hukuki zeminden kaymış bir dosyada çok fazla sanık olarak görmüyorum. Mahkum da olabiliriz, beraat de edebiliriz. Ancak buradaki zor karar asıl bu adliyede görev yapan savcı ve hâkimlerin. Bizler elbette Türkiye'de şeffaflık, medya özgürlüğü için her biri yurttaşın söz özgürlüğü için mücadelemizi sürdüreceğiz. Herkesin bir işi varsa bizim işimiz son 25-30 yıldır bu oldu.”