Avukat ve insan hakları savunucusu Taner Kılıç, kurucusu da olduğu Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nin Onursal Başkanı. Türkiye’de insan hakları mücadelesinin önde gelen isimlerinden olan Kılıç, mülteci hukuku alanında çalışmalar yürüten, mültecilerin koşullarına eğilen ilk hukukçulardan. Kılıç aynı zamanda Mültecilerle Dayanışma Derneği’nin (Mülteci-Der) kurucu üyesi ve eski başkanlarından. 15 ay cezaevinde tutulan Kılıç, Büyükada Davası’nda tutuksuz yargılanıyor.

6 Haziran 2017’de İzmir’deki evinden alındıktan üç gün sonra “terör örgütü üyeliği” iddiası ile suçlanan Kılıç, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu tarihte Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı’ydı. Tutuklandıktan sonra, 2018 Mart ayındaki Genel Kurul’da Onursal Başkan seçildi.

Kılıç’ın telefonunda güvenli mesajlaşma uygulaması ByLock olduğu iddiası ile Bank Asya’da aleni bir hesaba sahip olması “örgüt üyeliği” suçlamasına delil olarak gösterildi. 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tutulan Gülen Hareketi’yle ilişkilendirildi. Uluslararası Af Örgütü’nün Kılıç’ın telefonuna yaptırdığı bağımsız iki teknik bilirkişi incelemesi ByLock uygulamasının indirildiğine ilişkin hiçbir iz bulunmadığını ortaya çıkardı. Nitekim Savcılık, bugüne kadar bu iddiayı destekleyen geçerli hiçbir kanıt sunamadı.

Kılıç, tutukluluğundan bir ay sonra yani 5 Temmuz 2017’de toplantıları polis tarafından basılarak gözaltına alınan ve ardından tutuklanan 10 hak savunucusunun 25 Ekim’deki tahliyesinden yalnızca bir gün sonra yani 26 Ekim’de, yargılandığı davada ilk kez duruşmaya çıktı. Ancak mahkeme tutukluluğunun devamına ve dosyasının 10 hak savunucusuna yönelik dava ile birleştirilmesine hükmetti. Daha sonra ise Kılıç’ın suç konusu yapılan hak savunucularının Büyükada’daki toplantısından “haberinin olduğu” iddia edildi.

Büyükada Davası altında Kılıç’ın yargılamasına devam edildi ve Kılıç dahil 11 hak savunucusunun davası 31 Ocak 2018’de İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Bu davada tahliye kararı verilse de üzerinden 24 saat geçmeden Kılıç hakkında yeniden “tutuklamaya yönelik yakalama kararı” çıkartıldı. 1 Şubat 2018’de tekrar tutuklandı.

Telefonuna hiçbir zaman Bylock uygulamasının indirilmediği İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporla da kesin olarak tespit edilse de, Kılıç, 21 Haziran 2018’deki duruşmada yine tahliye edilmedi. Mahkeme bu kez de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) kayıtlarını gerekçe göstererek Kılıç’ın telefonunda “güncelleme ve fabrika ayarlarına döndürme işlemi yapılıp yapılmadığının” incelenmesi için rapor alınmasını istedi ve 7 Kasım 2018’e duruşma tarihi verdi.

15 Ağustos 2018 tarihindeyse, dosya üzerinde yapılan aylık tutukluluk incelemesi neticesinde, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi Kılıç’ın tahliyesine karar verdi.

Sivil toplum çalışmalarıyla bilinen, uzun yıllardır göç ve mülteci hukuku üzerine çalışmalar yürüten, baroların Mülteci Hakları Komisyonlarında aktif olarak yer alan Kılıç’ın yargılaması tutuksuz olarak devam ediyor. Ancak 15 ay cezaevinde tutulduktan sonra tahliye edilen Kılıç, hala hapis tehdidi altında.

İstanbul Büyükada’da “İnsan Hakları Savunucularının Korunması Dijital Güvenliği” başlıklı toplantı nedeniyle haklarında“Silahlı terör örgütlerine yardım etme” ve Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamalarıyla dava açılan 11 hak savunucusunun yargılandığı davanın 16 Temmuz 2019’da İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında Mahkeme Başkanı, önceki celse dosyanın esas hakkındaki mütalaa için savcıya gönderildiğini ancak savcının değiştiğini belirtti. Duruşma savcısı da esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak için süre talebinde bulundu. Büyükada Davası’nın bir sonraki duruşması 9 Ekim 2019'daydı ve savcının ek süre talep etmesi nedeniyle ertelendi. 27 Kasım 2019 tarihindeki duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi ve Taner Kılıç için "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. "Uluslararası casusluk ve terörizmin finansmanı" suçlarından ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

19 Şubat 2020'deki 11. duruşmada sanıkların esas hakkındaki savunmaları dinlendi. Taner Kılıç savunmasında, iddia edilenin aksine telefonuna ByLock kurmadığını, bunun emniyet tarafından verilen raporla da teyit edildiğini söyledi. Mütalaada öne sürülen, BankAsya’ya örgüt liderinin talimatından sonra para yatırdığı ve hesap hareketlerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu iddialarını yalanladı. "Bu davada hem bizler hem de kurumlarımız itibarsızlaştırılmaya, kriminalize edilmeye çalışıldı. Aleyhimizdeki kara propagandaya rağmen saygınlığımızı yitirmedik" dedi.

Avukat savunmaları 3 Nisan 2020’deki duruşmada dinlenecekti ancak duruşma COVID-19 salgını nedeniyle 3 Temmuz 2020'ye ertelendi.

3 Temmuz 2020'deki karar duruşmasında, Taner Kılıç “örgüt üyeliği” iddiasından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, Taner Kılıç'ın istinaf başvurusunu, temyiz yolu açık olmak kaydıyla 26 Kasım 2020‘de esastan reddetti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 31 Mayıs 2022'de, Taner Kılıç'ın yaptığı hak ihlali başvurusuyla ilgili kararını açıkladı. AİHM, Kılıç’ın, 2017-2018 yılları arasındaki tutukluluğunun özgürlük ve güvenlik hakları (AİHS Madde 5.1, 5.3 ve 5.5) ile ifade özgürlüğünün (Madde 10) ihlali olduğu olduğuna hükmetti. Kararın ardından Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’ye Taner Kılıç hakkındaki mahkumiyet kararını bozma çağrısını yaptı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Büyükada davasına ilişkin temyiz başvurularıyla ilgili kararını 17 Ekim 2022’de verdi. Taner Kılıç ile ilgili “örgüt üyeliği” suçlamasıyla verilen 6 yıl 3 aylık hapis cezasını “eksik araştırma” nedeniyle bozdu. Dosya, yeniden yargılama yapılması için ilk derece mahkemesi olan İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesine gönderiledi. 

8 Mart 2023'teki ilk duruşmada mahkeme heyeti, bozma kararına uyduğunu duyurduktan sonra ara kararını açıkladı. Heyet, Kılıç hakkındaki yurtdışı yasağının devamına ve ByLock kullanıp kullanmadığının araştırılmasına hükmetti. Bu konuyla ilgili bilirkişi raporu gelir gelmez de dosyanın mütalaaya gönderilmesine karar verildi. 

Bir sonraki duruşma 6 Haziran 2023'te yapıldı. Duruşma savcısı, Taner Kılıç’ın HTS ve CGNAT kayıtlarına ByLock IP’lerine erişim sağladığını öne sürerek ‘örgüte üye olmak’ suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Esas hakkındaki savunmasını yapan Kılıç, suçsuzluğunu ispat edecek delillerin dosyada olduğunu söyledi ve suçlamaları reddederek beraatını talep etti. 

Hükmünü açıklayan mahkeme, dört sanığın yöneltilen suçu işledikleri sabit olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi. Kılıç’ın yurt dışı çıkış yasağı da hükümle birlikte kaldırıldı.