Görsel
feminist-gece-yuruyusu-davasi.jpg

BİANET

20. Feminist Gece Yürüyüşü ’ne gitmek isterken Kadıköy Vapur İskelesi önünde gözaltına alınan kadınların davasının ilk duruşması Kartal’daki İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görüldü.

Duruşmaya bazı sanık kadınlar ve avukatları katıldı. Duruşma iddianamenin okunması ile başladı.

Polisler salondan çıkartıldı

Duruşma sırasında sanık kadınlardan birinin telefonuna el konuldu ve ifadesi alınmak üzere Kartal İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Ayrıca, itirazlar sonucu telefona el koyan polis mahkeme salonundan dışarı çıkartıldı.

Beraat talebine ret

Avukat Tuğba Yılmaz, “Müvekkiller Feminist Gece Yürüyüşü ‘ne katılmak üzere vapura bineceklerdir, suçun unsurlarının oluşmadığı açıktır” dedi. Derhal beraat etmelerini istedi.

Gözaltına alınan kadınlardan biri, savunmasında şunu söyledi:

“Bu ülkede 40 tane kadın hayatlarını, haklarını savundukları için gözaltına alındı.” Başka bir kadın da şunları belirtti:

“Türkiye’de özgürlük mücadelesi veren kadınlar ve LGBTİ+’lar faşist erkek iktidar tarafından öldürülüyor ve yargılanıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar inadına direneceğiz, iktidarın istediği makbul kadın olmayacağız.”

Davanın ikinci duruşması 3 Nisan 2023’e bırakıldı.

“Feminist gece yürüyüşü yargılanamaz”

Dava öncesi, Anadolu Adliyesi önünde toplanan kadınlar basın açıklaması yaptı. Açıklama özetle şöyle dedi:

“Taksim’e giderken ki iddiamız yalnızca 8 Mart’ı kutlamak değildi, yalnızca kadınlara yönelik ayrımcılığı kaldırmak değildi, yalnızca eşitlik için değildi. Dünyayı yerinden oynatacak kadınların ve LGBTİ+ ’ların feminist bir dünya kurmaktaki iddiasını ve bu inadı taşımaktı sokaklara. Çünkü bizler bir gün değil her gün isyandayız.

“Her yıl olduğu gibi aynı ısrar ve iddiamızla Kadıköy’den yola çıkan feministler olarak sokağa adım atmamızla beraber erkek devlet ve onun kolluk kuvvetinin takibine, tacizine ve fiziksel şiddetle gözaltısına maruz kaldık.

“O gün bizi alanlardan uzak tutmak için elinden geleni yapan erkek devlet bizleri sindirebileceğini sanıyordu. O gün 40 kişiyi gözaltına alarak sindirebileceğini sananlara karşı sesimizi yükselten on binlerce kadın sokaklardaydı.

“Erkek devlet, gözaltılardan sonra bizlere dava açarak yıldırma politikalarından birini devreye soktu. Şunu biliyoruz ki haksız bir şekilde gözaltına alınan bizler değil; bu ülkede her gün kadınların, transların ve çocukların şiddete maruz bırakılmasına göz yumanlar, katilleri serbest bırakanlar, İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekenler suçludur.

"Diyoruz ki patriyarkanın, kapitalizmin, ırkçılığın, savaşın, işgalin, dini baskının, emek sömürüsünün olmadığı, eşit ve özgür bir dünya kurmadan feminist isyan bitmeyecek. Feminist gece yürüyüşü yargılanamaz!.”

Ne olmuştu?

İstanbul Taksim’de yapılan 20. Feminist Gece Yürüyüşü ‘ne katılmak üzere Kadıköy’de bulunan Mor Mekan’dan yola çıkan Kadın Savunma Ağı üyesi 40 kadın gözaltına alınmıştı. 

Beşiktaş vapuruna binecekleri sırada polis saldırısına uğrayarak gözaltına alınan kadınlar Rıhtım Karakolu’na götürüldü. İfade işlemleri ve sağlık kontrolleri sonrası serbest bırakıldı.

Gözaltına alınanlar serbest bırakıldıktan sonra 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve görevi yaptırmamak için direnme iddiasıyla dava açılmıştı. 

İddianameye karşı “8 Mart yürüyüşlerine katılmak kanuna aykırı değil, temel bir haktır. Haklarını savunan kadınları değil, erkek şiddetini engelleyin! Öfkeliyiz, soruşturmayı da iddianameyi de kabul etmiyoruz.

Feminist mücadelemizden vazgeçmiyoruz" açıklamasını yapan Kadın Savunma Ağı, “İddianamede araç ve yaya trafiğini kapatacak şekilde yürüyüş yapıldığı yazmaktadır.

40 kişinin sokakta yürüyüşü Kadıköy gibi kalabalık bir yerde yaya veya araç trafiğine engel olamaz. Suç yaratmaya çalışmayın” diyerek tepki göstermişti.