Mecliste 9 Aralık 2021 tarihinde yaptığı konuşmada, KHK’lileri ve Barış Akademisyenleri’ni hedef gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) çalışan 557 terörist var" açıklaması yaptı. Bunun üzerine İBB, güvenlik soruşturmasını gerekçe göstererek aralarında Barış Akademisyenleri ve KHK'lilerin de olduğu çok sayıda kişiyi işten çıkardı.
MAHKEME İŞE İADE EDİLMESİNE KARAR VERDİ
İBB iştiraki İspir İstanbul Personel Yönetim A.Ş.’de iki yıl çalışan KHK'li Uğur Derman ise işe iade talebiyle mahkemeye başvurdu. 17 Mart’ta kararını açıklayan İstanbul 13’üncü İş Mahkemesi Derman’ın açtığı davayı haklı bularak işe iade edilmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca İBB'yi 72 bin liralık tazminata mahkum etti.
MAHKEME: İBB SOMUT DELİL SUNMAMIŞTIR
İstanbul 13'üncü İş Mahkemesi gerekçeli kararında İBB ve iştiraki şirketin, “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması sonucunda olumsuz yanıt verildiğine değinmiş ancak soruşturma içeriği hakkında herhangi bir somut delil sunmamıştır" ifadelerine yer verdi.
MAHKEME 'ORANTISIZ VE ÖLÇÜSÜZ' DEDİ, İBB İTİRAZ ETTİ
Mahkeme, Uğur Derman'ın iki yıl boyunca çalıştığı yerde herhangi bir uyarı aldığına dair bir delilin dosya kapsamında bulunmadığına, hakkında herhangi bir şikayet ya da tutanak olduğuna dair bir delilin dosyaya sunulmadığına dikkat çekerek, Derman'ın işine son verilmesinin 'orantısız ve ölçüsüz' olduğuna karar vererek işe iade talebinin kabulüne hükmetti. İBB, karara itiraz ederek bir üst mahkemeye başvurdu.
Mahkemenin verdiği kararı değerlendiren Uğur Derman'ın avukatı Hüseyin Kösesoy, "Tüm bu kararlara istinaden tarafımızca İSPER şirketine müvekkilin işe iadesi için başvuru yapılmış ve görüşmeler yapılmaya çalışılmış ancak muhatap bulunamamıştır ve tüm taleplerimiz karşılıksız kalmıştır" dedi.
'ADLİ SİCİL KAYDI TERTEMİZDİR'
İBB'nin itiraz başvurusuna da değinen avukat Kösesoy şunları söyledi: "Muhtelif medya organlarında işe iade yönünde kararların bir üst mahkemeye gönderilmeyeceği yazılsa da maalesef İBB ve alt şirketi olan İSPER'in bir üst mahkemeye gittiği tarafımızca üzülerek görülmüştür. Üst mahkemeye yazılan dilekçede maalesef ispatsız ve iftira niteliği barındıran ifadelerle müvekkilin ceza davası olduğunu gizlediğini öne sürmüştür. Halbuki en basit bir şirkete dahi başvuru yapıldığında adli sicil kaydı istenmektedir. Nitekim müvekkilden de adli sicil kaydı istenmiştir. Müvekkilin adli sicil kaydı tertemizdir. Yine örneğin dava dilekçelerinde müvekkilin hakkında çok sayıda soruşturma ve kovuşturma olduğundan bahsetmişlerdir. Bu iddia da asılsızdır. Zira UYAP kayıtlarında müvekkilin yalnızca bir ceza dosyası olduğu ve ondan da beraat ettiği çok açıktır. Bu vb. iddialarla müvekkilin işe iade kararının bozulmasını bir üst mahkemeden istemişlerdir."