Görsel

POLİTİKA HABER 

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucuların Korunmasına Dair Özel Raportörü Mary Lawlor, müvekkilleri ile yaptıkları görüşmeler ve katıldıkları etkinlikler nedeniyle haklarında “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla dava açılan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Avukat Sevda Özbingöl Çelik ile Diyarbakır Barosu eski başkanı Cihan Aydın ile ilgili 27 Temmuz 2021 tarihinde Türkiye hükümetine mektup gönderdi.

Mektubunda Terörle Mücadele Yasası’nı eleştiren Lawlor, insan hakları savunucularının ve avukatların mesleklerini icra ettikleri için hedef haline getirildiğini ve terörle mücadele yasasının insan hakları savunucularının kendi işlerini yapmasını engellemek için kullanıldığını belirtti. Çelik ve Aydın hakkında açılan dava ve soruşturmaların, TMK’nin nasıl kullanıldığına dair iyi bir örnek olduğunu kaydeden Lawlor, Türkiye’den konuyla ilgili açıklama istedi.

TÜRKİYE’DEN HÜCRE CEZASINA KORONAVİRÜSLÜ YANIT

Lawlor’a cevap Türkiye’nin BM Temsilciliği’nden geldi. 24 Eylül 2021 tarihli cevapta Türkiye, Çelik’in cezaevlerinde bulunan müvekkillerini ziyaret etmesini, sosyal medya paylaşımlarını ve katıldığı yasal etkinlikleri “terör örgütü adına faaliyet” olduğunu savundu. Çelik’in kendi mesleğini icra ettiğinden dolayı değil “terör adına faaliyet” yürüttüğü için kovuşturmaya tabu tutulduğunu savunan Türkiye, BM raportörünün eleştirdiği Terörle Mücadele Yasası’nı iddialarına gerekçe olarak gösterdi. Türkiye ayrıca Çelik ile ilgili gizli tanık ifadelerinin de olduğunu, söz konusu ifadelerde Çelik’in örgüt bağlantısı olduğunu anlaşıldığını savundu. Çelik’in tutuklu bulunduğu süreçte 3 ay boyunca avukat ve ailesiyle görüştürülmemesi ve tek kişilik hücrede tutulmasını Covid-19 kapsamında alınan tedbirlere bağlayan Türkiye, her duruşma sonrası Çelik’in tek kişilik hücrede tutulmamasını da “Mahkemeye gidiyordu. Hastalık bulaşmasın diye, tedbir amaçlı hücreye konuldu” şeklinde yanıt verdi.

Türkiye, Cihan Aydın ile ilgili savunmasında da Aydın’ın “PKK ile ilişkili kişi ve kurumların avukatlığını yapıyor” ifadesine yer verdi. Aydın ile ilgili gizli tanık ifadeleri olmasına rağmen, örgüt hiyerarşisindeki yerine dair yeterli delil bulunamadığı için hakkındaki suçlamaların da düşürüldüğünü belirten Türkiye, Aydın hakkında hali hazırla yürütülen bir soruşturma ve kavuşturmanın da olmadığını savundu.