Türkiye’de avukatlar üzerindeki baskı ve tehdit, “savunma hakkı”nın önünde engel oluşturuyor. Savunma hakkının mahkeme salonları içinde ve dışında yok sayılması, toplu gözaltı ve tutuklamalar, barolara yönelik baskı ve soruşturmalar, avukatların müvekkilleri nedeniyle cezalandırılması avukatların karşı karşıya kaldığı başlıca riskleri oluşturuyor. Bu toplu gözaltı olaylarından biri de 12 Mart 2020’de yaşandı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi ve gazeteci Erol Önderoğlu, Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma kampanyasına katıldığı için tutuklandı, yargılandı, beraat etti, istinaf mahkemesinin hükmü bozması nedeniyle yeniden yargılama devam ediyor.“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisinin imzacılarına soruşturma açılmasına karşı dayanışma eyleminde bulunduğu için kovuşturma konusu olan Önderoğlu, bu davadan da beraat etti.
Pilot Bahadır Altan, sendikal çalışmaları ve kamuoyunu ilgilendiren bilgileri açıklaması nedeniyle iki kez işini kaybetti. Akkuyu Nükleer Santrali’ni protesto ve Üçüncü Havalimanı İşçileri ile dayanışma eylemleri sırasında gözaltına alındı. Atlas Jet Isparta uçağının 2007’de düşmesiyle ilgili 2019’da yaptığı konuşma nedeniyle hakkında açılmış bir tazminat davası bulunuyor.
Şırnaklı avukat ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şubesi yönetim kurulu üyesi Büşra Demir hakkında, İHD adına yaptığı basın açıklamaları ve hazırlanan hak ihlali raporlarıyla ilgili dört soruşturma açıldı. Soruşturmaların üçü takipsizlikle sonuçlandı. “Silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yürütülen son soruşturmada ise ifade verdi ve dosya hâlâ açık.
KHK ile 2016’da kapatılan Akdeniz Göç-Der ve 2019’da faaliyetlerine başlayan Çukurova Göç-Der’in kurucularından olan ve başkanlığını yapan Selahattin Güvenç, pek çok kez gözaltına alındı ve tutuklandı. Güvenç, hakkında devam eden iki dava varken, 14 Şubat 2022'de vefat etti.
İstanbul Barosu ve Çağdaş Avukatlar Grubu üyesi avukat Kemal Aytaç, tutuklu avukatların serbest bırakılması için 2017’de başlatılan Adalet Nöbeti’nde aktif rol alması nedeniyle ifadeye çağrıldı, hakkında davalar açıldı. Beraatle sonuçlanan son davanın gerekçesi, “adliye içerisinde bekleyen avukatlara yönelik konuşma yapmak”tı. Aytaç, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla yargılandı.
Diyarbakırlı gazeteci-yazar ve insan hakları savunucusu Nurcan Baysal, bugüne kadar pek çok kez gözaltına alındı, evi basıldı, hakkında soruşturma açıldı. 2016’da Cizre’de gerçekleştirilen operasyonlar sonrasında tanıklıklarını kaleme aldığı yazı nedeniyle, 2018’de 10 ay hüküm giydi. Cezası 5 yıl denetim şartıyla ertelendi. En son covid-19 salgınıyla ilgili cezaevinden gelen mektupları paylaştığı için “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”” suçlaması ile hakkında soruşturma açıldı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Cizre Referans Merkezi başvuru hekimi ve Şırnak Tabip Odası Başkanı Dr. Serdar Küni, Cizreli bir hekim ve insan hakları savunucusu. 2016’da Cizre’deki operasyonlarda yaralanan örgüt mensuplarını, örgüt mensubu olduklarını bilmesine rağmen tedavi etmekle suçlanarak 19 Ekim 2016 tarihinde gözaltına alındı ve tutuklandı. “Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek”ten yargılandı. Mahkeme, 24 Nisan 2017’de görülen ikinci duruşmada Küni’yi 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırarak tahliyesine karar verdi.
Kadına yönelik cinsel saldırı ve şiddeti protesto için Şilili feminist Las Tesis örgütünün gerçekleştirdiği protesto koreografisini İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’da Türkçe sözlerle tekrarlayan kadınlar polis tarafından engellendi, gözaltına alındı, haklarında dava açıldı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi hak savunucuları Fidan Ataselim, Sevda Yeniköylü ve Ayşen Ece Kavas da gözaltına alınanlar arasındaydı. Daha sonra haklarında dava açıldı.
Diyarbakır Barosu 1927 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Türkiye’de dönem dönem artan otoriter eğilimlerle birlikte baro yöneticileri hakkındaki soruşturma ve davalar da artıyor. Açıklamaları ve hazırladıkları raporlar nedeniyle hedef gösteriliyorlar. Baronun eski başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te, Diyarbakır Sur’daki Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaparken öldürüldü. Bugün de Diyarbakır Barosu hakkında açılmış davalar bulunmakta.