Sinemacı, yapımcı, sivil toplum çalışanı ve gazeteci Çiğdem Mater de tıpkı Can Candan gibi hak savunuculuğunu sanatın dilini kullanarak yapan bir isim. Bugüne kadar ödüllü pek çok film ve belgeselde emeği var. Anadolu Kültür’de Kafkas programları sorumlu koordinatörü, Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi koordinatörü ve Türkiye-Ermenistan Sinema Platformu Türkiye koordinatörü olarak çalıştı.
Yıllardır eğitim ve hak savunuculuğu alanlarında emek veren Yiğit Ali Ekmekçi, Nesin ve Mezopotamya vakıflarının kurucularından, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kurucu yönetim kurulu üyelerinden. Hakikat Adalet Hafıza Merkezi'nin eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Anadolu Kültür’ün eski Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Terakki Vakfı Okulları’nda yönetim kurulu üyesi. Gezi Davası’nda "hükümeti ortaya kaldırmaya teşebbüse yardım etmekten" 18 yıl hapis cezası alan Ekmekçi hakkında verilen kararı Yargıtay bozdu.
Münevver Karabulut cinayetinin ardından, 2010’da kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Türkiye’de kadın hareketinin etkili aktörlerinden biri. Platform, kadın cinayeti verilerini aylık olarak raporluyor, kadın ve LGBTİ+’lara yönelik şiddet davalarını takip ediyor, itirazlarını ve isyanlarını yılmadan sokağa taşıyor. Platform hakkında 8 Aralık 2021 tarihinde İstanbul Valiliği’nin şikayetiyle “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek” suçlamasıyla bir dava açıldı. Derneğin feshinin talep edildiği dosyada mahkeme davayı reddetti.
Temel Metinler
Hak savunucularına ve savunuculuk alanına ilişkin uluslararası belgeler, temel metinler ve kaynaklar…
Savunucular için Destekler
Hak savunucuları tüm dünyada zor şartlar altında çalışmalarını yürütüyor. Koşullarını iyileştirmek için farklı kategorilerde oluşturulmuş destek programlarına ilişkin bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Haberler
Ülke genelinde hak savunucularına ve sivil alana yönelik tehditlere, gelişmelere, açıklamalara dair haberleri tek kaynakta derliyoruz.
Hakkımızda
Dünyada giderek yaygınlaşan şekliyle otoriterleşme eğilimi gösteren ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de, sivil alanın daralmasını her zamankinden çok konuşur olduk. Bu olgunun Türkiye’deki yansımaları bir bütün olarak sivil toplum çalışmalarının ve özelde de insan hakları mücadelesinin kriminalize edilmesi; ifade, örgütlenme ve barışçıl toplantı özgürlüğünün kısıtlanması; hak savunucularının çeşitli şekillerde yargısal veya yönetsel tacize uğraması, haklarında hedef gösterici kampanyalar yapılması ve yalan haberlere yer verilmesi olarak gözleniyor.
Yayınlar
Hafıza Merkezi ve hak savunucusu diğer sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan raporlar, alanın Türkiye ve dünyadaki durumunu anlamamıza yardımcı oluyor.