Mahkeme: Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2020/336
Deniz Tekin
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu ve 2014-2018 yılları arasında Merkez Konseyi üyesi, hak savunucusu Şeyhmus Gökalp, Demokratik Toplum Kongresi’nde (DTK) faaliyet yürüttüğü, toplantılarına katıldığı ve toplumsal olaylarda yaralanan çocukları hastanede tedavi ettiği iddiasıyla 23 Kasım 2020’de tutuklandı, 10 Şubat 2021’de tahliye edildi. Gökalp “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davanın ikinci duruşması Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşma Öncesi
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 09.15’te görülmesi kararlaştırılan Şeyhmus Gökalp’in duruşması izlemek üzere geldiğim Diyarbakır Adliyesi önünde duruşma için geldiğini düşündüğüm zırhlı araçlar ve çok sayıda çevik kuvvet polisi bulunuyordu. Adliye girişindeki arama noktalarından geçip Genel Bilgi Tarama (GBT) kontrolünün yapıldığına dair kaşeli pusulayı polise gösterdikten sonra adliye binasına girebildim. Duruşmanın görüleceği salonun önüne geldiğimde mübaşir ve katip dışında kimsenin salonda olmadığını gördüm. Salonun önündeki banklarda ise duruşmayı izlemek için geldiğini düşündüğüm sivil polisler oturuyordu. Adliyede avukatlar için ayrılan kısma geçerek duruşmanın geleceği saati bekleyeme başladım. Kısa bir süre sonra davayı izlemek gelen hekim ve insan hakları savunucuları, Gökalp’in avukatları da baro odasına geldi. Duruşma saati gelmesine rağmen mahkeme heyetinin duruşmaları başlatmadığını öğrendim. Tanığın ifade vereceği Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi’nde (SEGBİS) yaşanan teknik sorunun çözümü için mahkemeye teknisyen geldi. Teknik sorun çözüldükten sonra bu kez duruşmada SEGBİS üzerinden ifade veren tanığa refakat edecek naip hakimin duruşmada olduğu yerine gelecek naip hakimin beklendiği haberini aldım. Bunun üzerine duruşma yaklaşık 1 saat 45 dakikalık bir gecikmeyle başladı.
Duruşmaya Katılım
Duruşmaya hekim ve insan hakları savunucusu Şeyhmus Gökalp, avukatı olan eşi Aygül Demirtaş Gökalp ile avukatları Ziynet Özçelik ve Kerem Altıparmak katıldı. Ekranda yüzü mozaiklenip ve sesi değiştirilen Hicran Berna Ayverdi isimli tanık Çorum Adliyesi’nde naip hakim refakatinde SEGBİS üzerinden duruşmaya katıldı. Duruşmaya, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Genel Sekreteri Vedat Bulut, TTB Merkez Konsey eski Başkanı Eriş Bilaloğlu, TTB Merkez Konsey üyesi Halis Yerlikaya, TTB Yüksek Onuru Kurulu üyeleri Taner üyeleri Taner Gülen ve Özkan Özdemir, İstanbul Tabip Odası Yüksek Onur Kurulu üyesi Osman Öztürk, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan ile çok insan hakları savunucusu ve aktivist izledi. Duruşmayı gazeteci olarak sadece Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri katıldı. Çevik kuvvet polisleri, arama yapılmadığı gerekçesiyle duruşma salonuna giren izleyicileri dışarı çıkarıp üst araması yaptıktan tekrar içeri aldı. Bir polis, Covid salgını kapsamında alınan tedbirler nedeniyle kaç izleyicinin salona alınacağını mahkeme başkanını sordu. Mahkeme başkanı izleyici olarak en fazla 18 kişinin alınacağını söyledi. Ancak bu sayıdan biraz fazla olan izleyicilerin tamamı salona alındı. Dört çevik kuvvet polisi izleyicilerin bulunduğu tarafın arka kısmında oturarak duruşmayı izledi.
Duruşmanın Seyri
Mahkeme başkanı hızlıca yoklama yaptıktan sonra dava dosyasına gelen evrakları, heyet değişikliğini tutanağa geçirdi. Ardından naip hakim refakatinde tanık Hicran Berna Ayverdi’nin kimlik tespiti yapıldıktan sonra usule göre yemini yaptırıldı. Ancak SEGBİS bağlantısında yaşanan teknik sorun nedeniyle mahkeme heyeti, tanığın beyanlarını tekrar etmesini istedi. Ayverdi ifadesinde, Veni Vidi Hastanesi’nde Kalp damar cerrahisinde anestezi teknikeri olarak çalıştı belirterek, Gökalp’in aynı hastanenin acil servisinde çalıştığını ve onu tanıdığını söyledi. Mahkeme Başkanı, tanığa daha önce Gökalp hakkında verdiği hatırlatarak bu konuda bildiklerini anlatmasını istedi. Ayverdi, kollukta verdiği ifadesinde Gökalp hakkında konuşan milisin fotoğrafının kendisine gösterilmediği için o milisi açık kimliğini bilmediğini iddia etti. Ayverdi, birlikte kırsala gittiği milisten, Gökalp’in örgüte yardım ettiği, malzeme verdiği ve toplumsal gösterilerde yaralanan hastaneye getirip, acil serviste yardım ettiğini duyduğunu savundu. Gökalp’in HDP’nin Meclis üyesi olduğunu ileri sürdü. Mahkeme Başkanı’nın “Sen kendi gözünle Şeyhmus Gökalp'in örgüte malzeme, herhangi bir tedavi cihazı aktardığını görmedin?” sorusunda Ayverdi, “Yok hayır, ben gözümle görmedim. Yalan konuşmam” cevabını verdi.
Tanık Mahkemede, TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı’ya Hakaret etti
Tanığın, Gökalp’in Demokratik Toplum Kongresi’nde (DTK) herhangi bir görevinin olup olmadığını bilmediğini söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı “ Daha önceki beyanında Demokratik Toplum Kongresi Sağlık Komitesi içerisinde yer alır demişsin. Şimdi diyorsun ki, hani DTK'da yer aldığınadair herhangi bir bilgim yoktur diyorsun” sorusunu tanığa sorarak ifadeler arasında çelişki olduğunu söyledi. Tanık ise “ Valla hatırlamıyorum, gerçekten hatırlamıyorum” cevabını verdi. Tanık bildiklerinin bundan ibaret olduğunu söyledi. Sanık avukatlarının tanık ifadelerine karşı beyanları alındıktan sonra konuşan tanık Ayverdi, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın Youtube yaptığı canlı yayında kendisini hedef gösterip, hakaret ettiğini söyleyerek, Fincancı’ya hakaret etti. Gökalp’in avukatı Zinnet Çelik, “Müsaade etmeyin. Tutanağa da geçilsin” itirazı üzerine mahkeme başkanı, hakaretlerine bulunan tanığı uyararak SEGBİS’i kapattı. Mahkeme Başkanı, sanık avukatlarına, tanığın söylediği sözlerin SEGBİS kaydına geçtiğini söyleyerek, bunu tutanağa geçirmedi.
Gökalp: 18 Yıllık Meslek Hayatımda Tıp Mesleğimin Etiğine Aykırı Davranmadım
Tanık beyanına karşı ilk sözü alan Şeyhmus Gökalp daha önce daha verdiği ifadeleri tekrar ettiğini söyleyerek, “ 18 yıllık meslek hayatımda tıp mesleğinin etik değerleri dışında hiç bir tavır, tutum içerisinde bulunmadım. Yasa dışı hiçbir yapıyla bir temasım olmadı. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Üyeliği, Diyarbakır Tabip Odasının çeşitli kurullarında görev aldım. İnsan HaklarıSavunma Derneklerinde, İHD, Türkiye İnsan Hakları Vakfında halk savunuculuğu yaptım. Bunun dışında şahsın söylediği hiçbir faaliyet, hiçbir tıbbi malzeme, hiçbir doküman sağlamadım. Bir ilişkim olmamış, böyle bir beyan doğru değildir, yanlıştır. Sizden de bu konuda adaleti sağlamanızı tekrardan rica ediyorum” dedi.
‘Bu Hakaretleri Kabul Etmek Mümkün Değil’
Tanık Ayverdi’nin duruşmada hakaret ettiği Şebnem Korur Fincancı’ya ilişkin bir şeyler söylemek istediği söyleyen Gökalp’i uyaran mahkeme başkanı bu konunun savunma sınırlarını aştığını söyledi. Gökalp kısa bir şey söyleyip konuşmasını kapatacağını söyleyerek şunları belirtti, “ Yani Şebnem hoca, bizim Türk Tabipleri Birliği Tüm Başkanları öyle, rahmetli Nusret Fişek'ten itibaren müsteşarlık yapan başkanlarımız var. Gerçekten Türkiye'de çok saygın bir kurum ve çok değerli, özellikle kamu sağlığına dair çok değerli çalışmalar yapmış, mesela sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi yasasını bizim TTB'nin başkanlığını yapan arkadaşlarımız bakanlığa sunmuşlar. Dolayısıyla Şebnem hoca da o geleneğin, toplumcu hekimliğin devamı olan bir hekim ablamız, çok değerli bir insan. Dolayısıyla o hakaretleri de kabul etmek mümkün değil. Yani şahsıma, yüzüme karşı söylendiği için açıklama gereği duyuyorum. Bunu isterseniz koparabilirsiniz, şey yapmayabilirsiniz ama bunu da hani benim arkadaşım, ablam, hocam olduğu için bunu açıklama gereği hissediyorum. Tekrar hepinize saygılar sunuyorum” diyerek savunmasını tamamladı.
Av. Özçelik, Tanığın Duruşmada Gizli Tanık Gibi Dinlenmesini Eleştirdi
Tanık beyanına ilişkin söz alan Gökalp’in avukatı Zinnet Özçelik, itirafçı olan tanığının kimliği bilinen, tanınan ve gizlilik vasfı olmayan bir kişi olduğuna dikkat çekerek, “ Aslında gizli tanık kapsamında dinlenilmesi de Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca hukuka aykırı bizce ve yine aslına tanıklığı, tanıklık olarak değerlendirilebilmesi için yüz yüze, bütün iletişim unsurları olan, hani beden dili bizim iletişimimizin %65'ini ifade eder. Gözüne bakarak, vücudunu, bedenini, bir cümleyi söylerken aslında nasıl söylediğini anlamak, ona göre dosyadaki kanıtlarla birlikte değerlendirmek gerekir. Vicdani kanaate ulaşılabilmesi için de bizim görmediğimiz, hangi cümleyi nasıl söylediğini bilmediğimiz bir dinleme biçimi, dolayısıyla tanıklık olarak da değerlendirilmesi mümkün değil. Gizli tanıklık meselesine ilişkin beyanlarımızı ayrıca sunacağız. Bu ifadeleri kabul etmiyoruz, zaten kendisinin de tanıklığı olmadığını böyle açıkça ifade etti. Yani tanık dediğimiz beş duyu organıyla gördüğümüz, bildiğimiz, hissettiğimiz bilgileri aktarabiliriz. Kendisinin tanık olduğu bir şey de yok. Sadece iftiraları ve suçlamaları var. Dolayısıyla kabul etmiyoruz, biz esasla birlikte de bunları değerlendireceğiz” diye belirtti.
Altıparmak: Tanığa, Neden Müvekkilin Fotoğrafı Gösterilmiş?
Av. Kerem Altıparmak, mahkeme başkanın sorduğu sorularla tanığın ifadelerine dikkat çektiğini söyleyerek, “Tanık diğer hususta (Hazırlık ifadesi) da verdiği beyanda kendisi görmüş gibi anlatıyor. Ve ‘kendi çalıştığı hastanede polislere, güvenlik güçlerine taş, molotof atarken yaralanan gençlere ve örgüt mensuplarının tedavilerini yapıyordu’ diyor. Yani kendisi bunu kolluktaki ifadesinde kendisi gördüğünü söylüyor. Şimdi de görmediğini söyledi. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. bir de şu hususu bir kez daha hatırlamakta fayda var. Bu tanığa, müvekkilin fotoğrafının niye gösterilip, sorulduğu zaten şüpheliydi. Bu tanıklık ifadesinden sonra daha da şüpheli hale geldi. Neden müvekkilin fotoğrafı bu kişiye gösterilmiş, kendisi görmemiş, tanıklık etmemiş? Müvekkil hakkında dosyaya giren diğer belgelerden anlıyoruz ki hiçbir soruşturma yok. Yani bunun bir kumpas olduğunun göstergesi, tanığın şuanda verdiği hem kendisiyle çelişen, hem de dosyadaki hiçbir şeyi desteklemeyen deliller bunun da dikkate alınmasını talep ediyoruz” dedi. Ardından söz alan Av. Aygül Gökalp, meslektaşlarının beyanlarını katıldığını söyledi.
Tanığın Hastane Çalışma Kayıtlarının Sorulmasına Karar Verildi
Mahkemenin davaya ilişkin görüşü istediği Duruşma Savcısı, tanık beyanına bir diyeceklerinin olmadığını ifade ederek, tanık Hicran Berna Ayverdi'nin Özel Veni Vidi Hastanesinde hangi yıllar arasında çalıştıklarının sorulması için bir önceki duruşmada hastaneye yazılan müzekkerinin akıbetinin sorulmasını istedi. Gökalp’ın el konulan bilgisayarı üzerinden gerekli incelemeler yapıldıktan sonra delil poşetinin fiziki olarak mahkememize gönderilmesinin beklenmesine karar verilmesini talep etti.
Ara Kararlar
1-Tanık Hicran Berna Ayverdi'nin Özel Veni Vidi Hastanesinde hangi yıllar arasında çalıştıklarının sorulması hususunda Özel Veni Vidi Hastanesin'e yazılan müzekkerenin tekidine,
2-Diyarbakır TEM Şube Müdürlüğünün 14.06.2021 tarih ve E-37732461-12597-(62400)-2021061316115583738 sayılı yazısı ile sanıktan elde edilen dijital materyaller üzerinde gerekli incelemeler tamamlanmış, bu hususta hazırlanan tahkikat evrakları dosyasına, adli kopyasının aktarılmış olduğu 1 adet WD marka 1 TB kapasiteli HDD TEM B-2016-052864 seri numaralı delil poşetinini fiziki olarak gönderilmesinin beklenmesine,
Bu nedenle duruşmanın 15/10/2021 günü saat 10:00 bırakılmasına karar verildi.”