Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER), özellikle zorla göç ettirilen gruplar arasında sosyal dayanışmayı geliştirmek ve göç mağdurlarının insanca yaşama yönelik taleplerini yükseltmek amacıyla, 2016’da İstanbul’da kuruldu. Zorunlu göç olaylarını kaydetmek, yaşananlara tanıklık etmek ve gözlem raporları hazırlamak gibi hafıza oluşturmaya yönelik çalışmaları bulunuyor. Derneğin bugüne kadar iki çalışması hakkında dava açıldı, yöneticilerine “Dernekler Kanunu’na Muhalefet”ten para cezası kesildi, “Devletin Askeri veya Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama” suçlamasıyla soruşturma açıldı. 

Çalışmalarına beş yıl önce başlayan Göç İzleme Derneği, bir insan hakları ihlali olarak zorunlu göç ile ilgileniyor. İnsan hakları mağduriyetine uğramış kişilerin adalet arayışlarında onları desteklemeyi, bu ihlaller ile ilgili toplumsal hafızayı güçlendirerek toplumsal barışa ve demokrasiye katkı sağlamayı, ağır insan hakları ihlallerine uğramış kişilerin mağduriyetlerinin tanınması ve onarılmasına katkı sağlamayı hedefliyor. Türkiye’de zorunlu göç dendiğinde, Kürt illerinde özellikle 1989-1999 yılları arasında yoğun olarak yaşanan, kamu yönetiminin uyguladığı politikaların yol açtığı nüfus hareketliliği anlaşılmakta.

GÖÇİZDER hem bu on yıllık dönemde mülksüzleşen ve vasıfsızlaşan Kürt yurttaşların durumunun iyileştirilmesi (geri dönüş formülleri aranması, köylerin mayınlardan temizlenmesi gibi), geçmişle hesaplaşılabilmesi için öneriler sunmakta hem de bugün gerçekleşen göç hareketlerini raporlaştırmakta. Derneğin yakın tarihli çalışmalarından biri Mart 2020’de sınır kapılarının açılmasının ardından yaşanan gelişmeleri yerinde gözlemleyerek hazırladıkları Edirne Mülteci Gözlem Raporu. 2015-2016 yılları arasında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına dair Dernek tarafından toplanan veriler ve izlenimler ise 25 Haziran 2019’da raporlaştırıldı. Çalışmada, özellikle kadınların yaşamış olduğu temel hak ihlalleri ortaya konuyor. Diyarbakır, Mardin, Hakkari ve Şırnak il ve ilçelerinin yanı sıra göçten etkilenen İstanbul, Mersin ve Van’da 480 kadınla görüşmeler temel alınarak hazırlanmış. Aynı yıl yayımladıkları İç Göç Raporu, Türkiye’de en çok göç veren sekiz ilden hareket eden otobüs yolcularını kapsayan bir araştırmaya dayanarak göç etme eğilimlerini ölçmeyi hedefliyor. Kasım 2018’de Van’ın Erciş ilçesine bağlı Çobandüzü (Hespenek) Köyü’ne kolluk kuvvetleri tarafından bir operasyon düzenlenmiş, yapılan baskında bir evde yangın çıkmıştı. Evi yanan aile köyü terk etmek zorunda kaldı. GÖÇİZDER söz konusu operasyon sonucu yaşanan olaylara ilişkin de bir inceleme-değerlendirme raporu yayımladı. 2019’da bir de “Türkiye’de Yerinden Edilenlere Yönelik Hak Arama Kılavuzu” hazırladılar.

Derneğe yönelik İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan denetim sonrası 4 Mart 2020’de yazılan raporda, gelen ve giden evraklardan bazılarının Evrak Kayıt Defteri’ne işlenmediği tespiti ve derneğin iki çalışması bulunuyordu. İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü, savcılığa 4 Haziran 2020’de bir yazı yazarak GÖÇİZDER hakkında soruşturma açılmasını istedi. Gerekçe olarak eksik evrakların yanısıra  “Türkiye’de Yerinden Edilenlere Yönelik Hak Arama Kılavuzu” ile “Sokağa Çıkma Yasakları ve Zorunlu Göç Sürecinde Kadınların Yaşadıkları Hak İhlalleri ve Deneyimleri Raporu”nda geçen bazı ifadeler gösterilerek, “devletin meşru kurumlarının kendi vatandaşlarını zorla yerinde ettiği algısı oluşturduğu, bölücü terör örgütünü meşrulaştırma çabaları bulunduğu, devletin kurumlarının aşağılandığı” iddia ediliyordu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma dosyasındaki “Dernekler Kanununa Muhalefet” ile “Devletin Askeri ve Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama” suçlamaları 17 Eylül 2020’de tefrik edildi ve 27 Kasım 2020’de Bakırköy 38. Asliye Ceza Mahkemesi, dernek yöneticilerine “Dernekler Kanununa Muhalefet” suçlamasından 15 bin TL para cezası kesilmesine karar verdi. 

3 Haziran 2022 Cuma sabahı, Göç İzleme Derneği’nin 22 üye ve yöneticisi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında TİHV çalışanı Bilal Yıldız ile İHD yöneticisi Ali Koçyiğit de bulunuyordu. Ayrıca derneğin İstanbul’da bulunan binası polis tarafından basıldı, binada bulunan çeşitli materyale el konuldu ve dernek tarafından yayımlanan kimi kitaplar ve raporlar hakkında mahkeme tarafından toplatma kararı çıkarıldı. Operasyonun gerekçesinde derneğin “AB ve BM'den temin ettiği fonları örgütün propagandasına dönüşen yayınlar hazırlamak ve seminerler düzenlemek şeklinde örgütsel etkinliklerde kullanarak ve hileli/danışıklı hukuk işlemleri ile elde edilen kaynakları örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda harcadıkları yönünde tespitler yapıldığı” savunuldu. 

Sekiz gün süren gözaltının ardından, Ali Koçyiğit'in de bulunduğu altı kişi, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bilal Yıldız'ın da aralarında bulunduğu 16 kişi ise "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla tutuklandı. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, eşbaşkanlar Kamile Kandal ve Mehmet Boğakan'ın da aralarında olduğu 23 kişi hakkında hazırladığı iddianameyi eylülde tamamladı. 23 kişi hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla iddianame hazırladı, soruşturma kapsamında gözaltına alınan 4 kişi hakkında ise takipsizlik kararı verdi. 

331 sayfalık iddianamede, dernek yöneticilerinin verdiği demeçler, Avrupa Birliği’nden (AB) alınan fonlar, derneğin çalıştay düzenlemek gibi yürüttüğü faaliyetler, hazırladığı raporlar suçlama konusu yapıldı. Zorla yerinden edilmelere ilişkin hazırlanan raporda, "Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerin zorla boşaltıldığı ve yakıldığı", "Türkiye’nin baskı ve zulmünün neden olduğu" ifadelerinin, “PKK/KCK” söylemi olduğu iddia edildi. Dernek faaliyetlerinin  devletin aleyhine olduğu ve bu durumun Türkiye’yi uluslararası arenada zor duruma düşürdüğü belirtildi. 

13 Aralık 2022'deki duruşma öncesi, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Özel Raportörü Mary Lawlor, Türkiye’ye çağrı yaptı. Lawlor, hak savunucuları için, “Derhal beraat etmeleri gerekir” dedi. Lawlor, “GÖÇİZDER’in yasal ve standart para transferlerinin, iddianamede herhangi bir delil gösterilmeksizin ‘terörün finansmanı’ olarak kabul edildiğini” yazdı.

İlk duruşma 13 Aralık 2022'de, Çağlayan'daki İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Mahkeme başkanı, avukat ve izleyicilerin sayısını gözeterek, duruşmanın ikinci ve üçüncü oturumunun Silivri Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan büyük mahkeme salonlarından yapılmasına karar verdiklerini açıkladı.

Gergin bir ortamda geçen ikinci ve üçüncü oturumlarda, mahkeme başkanı avukatları duruşma salonundan jandarma zoruyla çıkardı. Son oturumda, savunmaları alınan Songül Köse ve Kamile Kandal ile hastalıkları bulunan Veysi Yıldız ve İlyas Erdem'in tahliyesine, tutuklu bulunan 13 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkeme, avukatların reddi hakim talebini de reddederek, bir sonraki duruşmayı 4-5 Ocak 2023 tarihlerine erteledi.

Davanın Silivri Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde, 5 Ocak 2023'te görülen 2. duruşmasının 2. oturumunda mahkeme, tüm tutuklu sanıkların adli kontrol tedbiriyle tahliyesine hükmetti.

Derneğe yönelik kapatma davasının ikinci duruşması Bakırköy 15’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, 31 Mayıs 2023'te görüldü. Savcılığın dernek faaliyetlerinin durdurulması talebini reddeden hakim, dernek hakkında İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sürdürülen davanın akıbetinin sorulmasını isteyerek duruşmayı 20 Ekim 2023’e erteledi.

23 kişi hakkında açılan davanın dördüncü duruşması, 12 Ekim 2023'te Marmara (Silivri) Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. Mahkeme, yargılananlar hakkında yurt dışına çıkış yasağı kararının ayrı ayrı devamına, avukatların tanık dinlememe talebinin reddine karar vererek, dosya mütalaanın hazırlanması için  başsavcılığa sunuldu. Bir sonraki duruşma 5-6-7-8-9 Şubat 2024 tarihlerinde.

20 Ekim 2023'teki kapatma davası duruşmasına ise yargılananlar ile derneğin avukatı mazeret sunarak katılmadı. Bir sonraki duruşma 20 Mart 2024'te yapılacak. 

5 Şubat 2024'teki duruşmada iddia makamı, yargılanan 22 kişi hakkında “kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği” gerekçesiyle ayrı ayrı beraat talebinde bulundu. İddia makamı, GÖÇİZDER çalışanı Berkant Yılmaz hakkında ise sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti, dosyayı incelemek için duruşmayı 9 Şubat 2024 tarihine erteledi.

9 Şubat 2024'teki duruşmada kararını açıklayan mahkeme heyeti, 23 kişi hakkında “kesin ve inandırıcı delil” elde edilmediğinden dolayı ayrı ayrı beraat kararı verdi. Dernek üyesi Berkant Yılmaz hakkında ise sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti, Yılmaz’a verilen cezaya ilişkin “hükmün açıklanmasının geriye bırakılması” kararını verdi.

Kapatma davasının 20 Mart'ta görülen dördüncü duruşmasında, daha önce dernek üye ve yöneticilerinin terör örgütü üyeliği suçlamasıyla  İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları ve 9 Şubat 2024'te beraat ettikleri davanın kararı dava dosyaya eklendi. Mahkeme dernek yayınlarının incelenmek üzere Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istenmesine karar vererek duruşmayı 26 Haziran’a erteledi. 

Yaklaşan Duruşma

İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

Duruşma Raporları