Görsel
AKBELEN_SODEV.jpg

YENİGÜN

Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), yıllık prestijli "İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü"nü, Muğla İkizköy'deki maden karşıtı mücadeleleriyle tanınan Akbelen direnişçilerine takdim etti. İstanbul'da gerçekleştirilen törende, bu ödülün verilmesinin ardındaki gerekçeler, ağaç kesimine karşı çıkan köylülerin doğal ve insani haklarını savunma çabalarıyla açıklandı.

Akbelen Mücadelesine Takdir

Akbelen direnişinin, doğaya ve insan haklarına yönelik önemli bir mücadele olduğu vurgulandı. SODEV’in ödülü, yıllardır sürdürülen bu direnişin sembolü haline gelen Akbelen köylülerine, İstanbul Taksim'de düzenlenen bir törenle verildi. Ödül jürisi, aralarında Gezi Parkı davası tutuklusu Can Atalay ve gazeteci-yazar Kadri Gürsel gibi isimlerin yanı sıra, farklı alanlardan önemli kişilikleri barındırıyordu.

Rasim Şişman, açılış konuşmasında, mevcut politik ve ekonomik zorluklara rağmen insanlık hâlinin korunmasının önemine dikkat çekti. Şişman, insan hakları, demokrasi, barış ve dayanışmanın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini ve bunların bir arada olmadığı bir dünyanın eksik olduğunu belirtti. Akbelen direnişinin, insanın doğa ile iç içe olmasını ve yaşam alanlarına yönelik tehditlere karşı duruşun önemini vurguladı.

Kadri Gürsel ise, Akbelen direnişinin, Anayasa’nın sağladığı hakların bir yansıması olarak doğal çevreyi koruma çabası olduğunu dile getirdi. Bu direnişin, Türkiye'nin doğasına ve geleceğine sahip çıkma adına önemli bir vatandaşlık ve vatanperverlik örneği olduğunu vurguladı.

Esra Işık'tan Güçlü Mesaj

Ödülü alan Esra Işık, direnişçiler adına yaptığı konuşmada, karşılaştıkları zorlukları ve mücadelenin önemini dile getirdi. Akbelen direnişinin, haklı ve onurlu bir mücadele olduğunu ve bu mücadelenin bitmeyeceğini vurguladı. Işık, "Biz hayatımızı ortaya koyduk çünkü bizim için bu hayat memat meselesi. Çeşitli sebeplerden, Zeytincilik Kanunu’nu uygulayın diyoruz, ifadeye çağrılıyoruz. Orada yaşadığımız dinamit patlatmalarını çekiyoruz, bunu niye çekiyorsunuz diye ifadeye çağrılıyoruz. Asmadığımız pankart yüzünden 40 kırk bin küsur TL kişi başı cezalar kesiliyor 5-10 kişiye. Ormana girmediğimiz hâlde girdiğimiz gösterilerek şu an cezalar kesilmeye hâlâ devam ediyor. Üzerimizde çok yoğun baskılar var. Karşımızda çok güçlü güçler var. Güçlerini zenginliklerinden, paralarından alıyor olabilirler ama biz gücümüzü haklılığımızdan, birliğimizden alıyoruz. Ne olursa olsun bu mücadelenin bitmediğini, bu köylülerin bu haklı direnişten, davadan vazgeçmediğini lütfen unutmayın. Gözünüz, kulağınız Akbelen’de olsun. Bizim kurtaracak topraklarımız var. Kurtaracak tarım arazilerimiz, zeytinliklerimiz, geçim kaynaklarımız, bundan sonra kurtarılacak başka köylerimiz var. Bu böyle haklı, meşru, onurlu bir mücadeledir. Yaşasın Akbelen, yaşasın İkizköy. Gözünüz bizde olsun. Bu mücadele bitmeyecek. Biz bitti demeden bu dava bitmez" şeklinde konuştu.