Görsel

YEŞİL GAZETE

Göğüs hastalıkları uzmanı hekimlerin oluşturduğu Türk Toraks Derneği, bu yılki kongrelerinde, Çevre ve İklim Sorunları Savunuculuk Ödülü‘nü Validebağ Korusu mücadelesi ile Akbelen Ormanı‘nı kömür madenlerine karşı savunan  İkizköy Çevre Komitesi‘ne verdi.

Toraks Derneği adına Prof. Dr. Ali Kocabaş tarafından verilen ödülü İkizköy Çevre Komitesi adına Nejla Işık ve Celal Çoban ile Akbelen Ormanı Nöbeti’nden Zeynep Aktoğu birlikte aldı.

Kongre katılımcıları İkizköylülere Akbelen Ormanını Vermeyeceğiz sloganında eşlik ederek alkışladılar.

‘Mücadelemiz termik santrallerle başladı’

İkizköy Çevre Komitesi sözcüsü Nejla Işık ve Celal Çoban  “Öncelikle biz İkizköylülerin yıllardır verdiği zorlu direnişi bu ödüle layık gören Türk Toraks Derneği’ne köylüler olarak biz de teşekkürü bir borç biliriz” ifadelerini kullandı.

Mücadelenin ne zaman baladığı anlatılan açıklamada “Mücadelemiz sanıldığı gibi, kömür madeninin yok etmek üzere köyümüze dayandığı, bizlere tarifsiz acılar ve deneyimler yaşattığı gün değil, çok daha öncesinden, yaşam alanlarımıza bir saldırı niteliğinde olan Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin yapılmasının planlandığı gün başladı” denildi.

Açıklamada “Mücadele tohumlarını yüreklerimize atan asıl olay buydu. 1980’lerden bu yana termik santrallerin kamu yararı maskesiyle yıllardır halkın emeğini sömürmesi, insanları köleleştirmesi, kendi kendine zor yetebilen bağımlı bireyler yaratması; tüm bunlar yetmezmiş gibi nice canlıları zehirlemesi, yaşamlarından çalması, yaşam alanlarını haksızca gasp etmesi gibi kabul etmesi imkansız bedeller, hukuk tanımaz bir ısrarla birleşince bu mücadele tohumunu yıllarca içimizde besleyip büyüterek filizlenmesini sağladı” ifadeleri kullanıldı.

‘Göçe zorlandık, hastalandık’

İkizköylüler olarak uzun senelerce komşu köylerde yaşayanların topraklarının ve evlerinin yok edildiğine, gözü gibi bakıp büyüttükleri ağaçların talan edilmesine, kendilerinin ise göçe zorlandıklarına, geçim kaynaklarının ellerinden alınarak santralde çalışmak zorunda bırakıldıklarına, yani köleleştirildiklerine ve geçim sorunlarıyla boğuştuklarına şahit oldukları belirtilen açıklamada “Bunlar da yetmezmiş gibi aynı dostlarımızı, her yanımıza durmadan zehir saçan termik santraller yüzünden kaybettik, nice ağır hastalıklarla yüzleştiklerine tanıklık ettik . Her geçen yıl birimiz daha kanserle savaşmak zorunda kalıyor, çocuklarımızın astım ve bronşit hastası olarak dünyaya gelmesini, sağlıklı yaşam haklarının daha dünyaya gelmeden ellerinden alınmasını acı içinde izliyoruz” denildi.

Açıklamada “Ödediğimiz bunca ağır bedellerden sonra, kömür madeni canavarının yutmak istediği Akbelen Ormanı’na tüm gücümüzle sarıldık. Termik santrallerin sıradaki hedefi olan Akbelen Ormanı, bizimle birlikte birçok canlıya ev sahipliği yapıyor. Köyümüzü de içindeki canlılar gibi kanatları altına alan Akbelen Ormanı, kömür canavarıyla aramıza siper olan son doğal yaşam alanlarından biri” ifadelerine yer verildi.

‘Susuzluk ve gözaltı ile cezalandırıldık’

Termik santrallere karşı durdukları günden bu yana susuzluk gibi bir çok sorunla cezalandırıldıkları aktarılan açıklamada “Mücadelemizin başından beri yanımızda olan Deniz Gümüşel adlı aktivist arkadaşımız, anayasal hakkı olan ifade özgürlüğü çerçevesinde kömür şirketiyle ilgili protesto yaparken haksız yere göz altına alındı” hatırlatması yapıldı.

“Bizi bunlarla korkutabileceklerini, yıldırabileceklerini sanıyorlar” denilen açıklamanın devamında “İkizköylüler olarak haklı davamızda gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz, yaşamı para için yok etmeye ant içmiş şirketlerin önünde durmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu müdahaleler, bizleri yıldırmaktan çok mücadelemize daha sıkı sarılmamızı sağlıyor” ifadeleri kullanıldı.

Açıklama “Bu ödülü, direnişimize dört kolla sarılmış tüm İkizköylü dostlarım adına alıyoruz. İkizköy ve Akbelen Ormanı mücadelemizde bizi yürekten destekleyen, doğayı ve yaşamı korumak için çaba gösteren herkese bu ödülü adıyoruz. Bizler için hayati öneme sahip olan ormanlarımızı da, yaşam alanlarımızı da kirli enerji kaynaklarına feda etmeyeceğiz!” sözleriyle sona erdi.