Mahkeme: Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2020/117
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde kentteki silahlı çatışmaların kültürel miras varlıkları üzerinde yarattığı tahribata dikkat çekmek amacıyla 28 Kasım 2015 günü Dört Ayaklı Minare önünde bir basın açıklaması okuduğu sırada çıkan çatışmada başından vurularak yaşamını kaybetti. Elçi’nin hayatını kaybettiği Yeni Kapı sokağın başında PKK üyeleri ile polisler arasında yaşanan çatışmada Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur isimli polis memurları yaşamlarını yitirdi. Çatışmalar gerekçe gösterilerek Elçi’nin yaşamını kaybetmesinden ancak yaklaşık 5 ay sonra olay yerinde keşif yapıldı. Tahir Elçi’nin ölümüne neden olan ve davanın en önemli delili olan mermi çekirdeği bulunamadı. Elçi’nin öldürülmesinden ancak 5 yıl sonra, 20 Mart 2020 tarihinde tamamlanan iddianamede çatışmanın yaşandığı sokakta bulunan polis memurları Sinan Tabur, Mesut Sevgi ve Fuat Tan’a “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme”, PKK üyesi Uğur Yakışır’a ise “olası kastla ölüme sebebiyet verme” suçu istinat edildi. Tahir Elçi Davası 4. Duruşması 12 Ocak 2022 tarihinde Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi
Tahir Elçi Davası duruşması öncesinde Diyarbakır Adliyesi dışında ve içinde diğer günlere oranla polisin olağanüstü “güvenlik” önlemi aldığını gördük. Adliye girişindeki iki ayrı arama noktasından geçip GBT kontrolü yaptıktan sonra Elçi davasının görüldüğü duruşma salonunun önüne geldiğimizde koridor boyunca ve duruşma salonunun önünde çok sayıda çevik kuvvet ve sivil polis bekliyordu. Davanın görüldüğü Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi bir önceki duruşmanın ara kararında bugün görülecek duruşmada gerekli güvenlik tedbiri alınması hususunda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazmıştı. Aynı koridorda bulunan avukat bekleme odasına geçerek duruşmanın başlayacağı saati beklemeye başladık. Bekleme odasında davayı izlemek için şehir dışından da gelen çok kişi bulunuyordu. Diyarbakır Barosu yöneticilerinin duruşmaya katılanlar için hazırladığı listeye ismimizi yazdırdıktan sonra duruşmayı beklemeye başladık. Saat 10.00’da görülmesi kararlaştırılan duruşmanın başlayacağı haberini saat 10.15’te aldıktan sonra duruşma salonunun önüne geldik. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunun, küçük olması, izleyici ve katılan sayısının fazla olması nedeniyle Diyarbakır Barosunun talebi üzerine bu celsenin de öncekiler gibi Adliyedeki en büyük salon olan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonunda görülmesine karar verilmişti.
Daha önce Covid-19 salgını gerekçesiyle getirilen 84 kişi izleyici sınırlaması bu duruşmada uygulanmadı. Salonun giriş kapısının önünde bekleyen mahkeme mübaşiri elinde duruşmaya katılanların isimlerinin yer aldığı listedeki isimleri tek tek okudu. Salona alınan izleyicilerin, gazetecilerin kimlik kontrolü, avukat olmayanların üst araması yapılmadan duruşma salonuna alındı. Duruşma salonuna giden labirent şeklindeki koridor boyunca polisler hizalanmıştı. Salona geldiğimizde bir önceki duruşmaların aksine çevik polislerinin olmadığını gördük. Duruşmanın başladığı haberi verilmesine rağmen katip ve mübaşir mahkeme üyesi bir hakim dışında mahkeme heyetinin gelmemişti. Heyetin gelmesinin ardından saat 10.35’te başladı.
Duruşmaya Katılım
Mahkeme başkanı duruşmaya geç geldiği için katip duruşmaya katılanların isimlerini duruşma tutanağına geçirdi.
Duruşmaya Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, kardeşleri Ömer Elçi ve Mehmet Elçi ile yeğenleri Delil ve Bahattin Elçi katıldı.
Tahir Elçi Davası Komisyonu üyeleri ve müşteki vekili avukatlar Av. Benan Molu, Av. Cihan Aydın, Av. Erkan Şenses, Av. Fikret İlkiz, Av. Gamze Yalçın, Av. Mahsum Batı, Av. Mahsuni Karaman, Av. Mehmet Emin Aktar, Av. Muhammed Neşet Girasun, Av. Mürsel Ekici, Av. Orhan Kemal Cengiz, Av. Özlem Yılmaz, Av. Taner Kılıç, Av. Tuğçe Duygu Köksal, Av. Zahide Beydağ Tıraş Öneri, Av. Günal Kurşun, Av. Evin Batı duruşmada hazırdı.
Tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut Sevgi Hatay’dan, Fuat TanElazığ’dan ve Sinan Tabur ise Malatya illerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Sanık Fuat Tan müdafi Av. Muammer Çolakoğlu Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinde SEGBİS ile duruşmaya katıldı.
Duruşmaya, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, TBB Yönetim Kurulu Üyeleri Nizam Dilek, Ali Bayram ve A. Baki Çelebi ile Ağrı, İzmir, Dersim, Bursa, Adıyaman, Antalya, Van, Muş, Bingöl, Siirt, Batman baro başkanları ve yöneticileri katıldı. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Erenve Baro yönetim Kurulu üyeleri ile Diyarbakır Barosu üyesi çok sayıda avukat da duruşmaya katıldı.
TİHV Diyarbakır Temsilcisi Av. Murat Aba, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Av. Bünyamin Şeker, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yardımcısı Av. Neşet Girasun, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Nurettin Maçin de duruşmayı izledi.
Uluslararası Af Örgütü, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Artıgerçek, Evrensel Gazetesi, Mezopotamya Ajansı (MA), Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, Medyascope Muhabiri, Anadolu Ajansı duruşmayı izleyenler arasındaydı.
Duruşmayı izleyen gazeteciler, insan hakları savunucuları ve STK temsilcileri ise duruşma salonunda, sanıklar için ayrılan bölümde kimsenin bulunmaması nedeniyle boş kalan sanık sandalyelerinde oturarak duruşmayı izledi.
Heyetin oturduğu tarafın ön kısmındaki sandalyelerde izleyicilere dönük olacak şekilde mahkeme üyelerinin koruma polisleri ve hemen arkalarında ise birkaç sivil polis duruşmayı izliyordu.
Duruşmanın Seyri
Mahkeme Başkanı, önceki duruşmada alınan kararlar doğrultusunda dosyaya eklenen yazıların özetini duruşma tutanağına geçirdi.
Adli Emanetteki İki Hard Diskin Boş Olduğu Ortaya Çıktı
Mahkeme bir önceki duruşmanın ara kararında, Elçi cinayetinin yaşandığı yeri gören Mardin Kebap Evi isimli iş yerine ait Veraz marka, deforme olmuş bir adet kamera kayıt cihazı ile cihaza takılı vaziyette bulunan Seagate marka sabit disk üzerinde inceleme yapılarak kayıt yapıp yapmadığı, sabit disk üzerinde ekleme-çıkarma-kesme-montaj-silme vb. müdahalenin bulunup bulunmadığının tespiti için rapor istediği TÜBİTAK’ın gönderdiği yazıya tutanağa geçirdi. TÜBİTAK’ın gönderdiği cevabı yazıda, Elçi cinayetinin yaşandığı olay yerini gören PTT Balıkçılarbaşı Merkez Müdürlüğü ile Mardin Kebap Evi’ne ait güvenlik kamera görüntülerinin bulunduğu Samsung ve VERAZ marka kamera kayıt cihazına ait kopyaların bulunduğu cihazların boş olduğu belirtildi.
Mahkeme, TÜBİTAK’ın talebi doğrultusunda Diyarbakır Bilgi İşlem Müdürlüğünden bir personelin görevlendirildiği, bu personelin Mahkeme heyetinin gözetiminde adli emanette kayıtlı Samsung marka kamera kayıt cihazının açıldığı, bu cihaz içerisinde Samsung marka HD103UJ model, S13PJ90Z208631 seri numaralı hard disk ve Seagate marka Z4Y3D33Q seri numaralı hard disklerin olduğu, bu hard disklerin Dark marka hard disk okuma cihazına yerleştirildiği, teknik personel tarafından söz konusu hard disklerin hafıza bilgileri kontrol edildiğinde her iki hard diskin de içeriğinin %100 boş olduğu ve buna ilişkin rapor tanzim edildiği anlaşıldığına ilişkin yazı tutanağa geçirildi. Mahkeme, Veraz Marka kamera kayıt cihazı ve cihaza ait hard diskler TÜBİTAK Hukuk Hizmetleri Başkanlığı’na gönderildiği için bunların kontrolünün mahkemece yapılmadığı ve bu cihaza ait hard disklere ait birebir kopyaların da tespit edilemediği kaydedildi. Mahkeme, bu boş olduğu tespit edilen Samsung marka kamera kayıt cihazına ait Samsung marka hard disk ve Seagate marka harddisk üzerinde inceleme ve araştırma yapılarak cihazlara ait hard disklere ait birebir kopyaların akıbetinin araştırılması ve ek rapor hazırlanması TÜBİTAK’tan rapor istendiği ancak henüz cevap verilmediği belirtildi.
Cinayetin 12 Saniyelik Görüntüsünün Eksik Olduğu Kamera Formatlanmış
Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şube Müdürlüğü, Tahir Elçi’nin yaptığı basın açıklaması sırasında görev alan Foto Film Şube Müdürlüğünde görevli polisler ve o gün görüntü çektiği hafıza kartlarına ilişkin istenen yazıya verdiği cevapta “Foto Film büro amirliğinde kullanılan ve kamera marifeti ile çekilen görüntüler, hafıza kartlarının içerisinde bulunan görüntü kayıtları görev ithamında veri yedekleme aktarıldıktan sonra bir sonraki görevde kullanılmak üzere hafıza kartında bulunan görüntüler formatlanarak hazır durumuna getirilmektedir. 28/11/2015 tarihinde meydana gelen Tahir Elçi’nin öldürülme olayı esnasında Foto film büro amirliğinde görevli 311840 sicil sayılı Polis Memuru Sertaç A. ve 328509 sicil sayılı Polis Yakup Z. isimli personellerin, kamera ile çekmiş olduğu görüntüleri çalışma prensibi gereği bir sonraki göreve hazır olması için veri yedekleme sistemine aktardıktan sonra kullanılan hafıza kartı formatlanmıştır, bahse konu ile alakalı 28/11/2015 tarihinde çekilen görüntülerin tamamı, yedekleme işlemi yapıldıktan sonra bir örneği 30/11/2015 tarihinde tarafımızca Güvenlik Şube Müdürlüğüne DVD ortamında teslim edilmiştir” şeklinde cevabı tutanağa geçirildi.
CNN Programından Sonra Tahir Elçi’ye Yapılan Ölüm Tehditler İçin Soruşturma Yürütülmemiş
Tahir Elçi’nin 14 Ekim 2015 tarihli CNN Türk kanalında katılmış olduğu program sonrasında hakaret ve ölüm tehdidi aldığına ilişkin herhangi bir müracaatta bulunup bulunmadığı, bulunmuş olması halinde bu müracaat kapsamında alınan tedbirlerin bildirilmesinin istenilmesi için yazılan müzekkereye Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının “Tahir Elçi hakkında yapılan Uyap sorgulamasında birden fazla soruşturma kaydı olduğu anlaşılmakla, buna ilişkin liste ilişikte sunulmuştur, UYAP kayıtlarımız terör, gizli ve kısıtlılık kararı olan dosyaları kapsamadığı hususunda, ilgi sayılı dosya hakkında bilgi ve belge almak için mahkemesi açılmış ise ilgili mahkemeden talep edilmesi, takipsizlik kararı verilmiş ise takipsizlik bürosundan, açık dosya ise ilgili savcılık biriminden talep edilmesi gerektiği” cevabını verdiği tutanağa geçirildi. Tahir Elçi’nin aldığı tehditlere ilişkin herhangi bir soruşturma açılıp açılmadığı konusunda bilgi talep edilen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının, Elçi’ye yönelik tehditlerle ilgili herhangi bir soruşturma açılmadığına ilişkin yazı gönderdiği belirtildi.
Mahkeme, duruşmanın hızlı şekilde görülmesi ve usul ekonomisi gibi nedenlerden dolayı davanın tarafların beyanların duruşma tutanağına yazmak yerine SEBGİS ile kaydetti.
Türkiye Barolar Birliği Davaya Katılma Talebinde Bulundu
Mahkemenin ilk sözü verdiği katılan Türkan Elçi, davaya ilişkin bir diyeceğinin olmadığını söyledi. Ardından söz alan TBB Başkanı Erinç Sağkan, TBB’nin şu ana kadar bu davaya katılma talebinde bulunmadığını hatırlatarak, katılma talebinde bulunacaklarını söyledi. Kamu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan TBB’nin görevlerinin başında meslektaşlarına yönelik hak ihlallerini takip etmek ve gerekli yasal başvuruları yapmak da bulunduğunu belirten Sağkan, “Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi kamu görevini gerçekleştirdiği sırada katledildiği bir gerçekliktir. Avukatlık yasasının 121. Maddesi doğrultusunda bu davaya katılma talebimizin kabulünü istiyoruz” dedi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, bir önceki duruşma davaya katılma talepleri reddedilen baro başkanlarının salonda olduğunu belirterek isimlerinin duruşma tutanağına geçirilmesini istedi. Ancak Mahkeme Başkanı davaya taraf değil, izleyici olduklarından baro başkanlarının isimlerini tutanağa geçirmedi. Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle davaya katılma talebinde bulundu.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili olduğunu hatırlatarak, bu davayı yasama görevi kapsamında izlediğini, bu nedenle isminin duruşma zaptına geçirilmesini istedi.
Av. Eren: Bir Savcı İşkence Ve Baskıyla Tanıkları Yönlendiriyor
Önceki duruşmada davaya katılma talebi kabul edilen Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit Eren, İstanbul’da kadın cinayetine kurban giden meslektaşları Av. Dilara Yıldız’ı anarak başladı. Tahir Elçi’nin onlarca kamera önünde canlı yayında katledildiğini hatırlatan Eren, geçen celse dinlenen tanık ifadeleri, mahkemenin önceki celse aldığı ara kararlardan sonra bu davanın iddianamesinin red edilmesi gerektiğinin ortaya çıktığını belirtti. Eren, davanın soruşturma sürecindeki eksikliklerin kovuşturma sürecinde birer birer ortaya çıkmaya başladığına işaret etti. Soruşturmanın etkisiz yürütüldüğünü ve nasıl manipüle edildiğine geçen celse tanıklık ettiklerine dikkat çeken Eren, “Burada dinlenen tanıklar çok açık bir şekilde işlenen cinayete dair görgü ve bilgilerinin olmadığını, soruşturmayı yürüten savcılar tarafından yönlendirildiklerini, hatta işkence gördüklerini söylediler. Bir savcı işkence ve baskıyla tanıkları yönlendiriyor. Bu adil yargılamayı etkilemektir. Suçtur. Fakat ne hikmetse mahkeme heyeti tarafından bu konuda hiçbir işlem yapılmadı” dedi.
‘Maddi Gerçeği Ortaya Çıkarmak İstiyorsanız Davutoğlu Tanık Olarak Dinlenmeli’
Soruşturma sürecindeki eksikliklere değinen ve bunları eleştiren Eren “Bu bize neyi gösteriyor. Soruşturma makamları maddi gerçeği ortaya çıkarmak için kollarını bile kıpırdatmamış” dedi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır Barosuna yaptığı ziyaret sırasında Elçi cinayeti için söylediği “Siyasi suikast” sözlerini hatırlatan Eren, “Dönemin Başbakanı ve güvenlik bürokrasisinin en başındaki kişi bu cinayeti siyasi suikast olarak tanımlıyorsa bu dosyaya ilişkin bütün eksiklikleri gözden geçirmemiz lazım. Başbakan bu bilgiyi kimden alıyor. Siyasi cinayetin amacı ne olabilir? Başbakan bu cinayetin devletin içinde çöreklenen kesimlerce yapıldığını söyledi. Eğer maddi gerçeği ortaya çıkarmak istiyorsanız Davutoğlu’nun bu duruşmada dinlenmesi lazım” diye kaydetti.
‘Savcı, Bu Soruşturmaya Dair Hukuksuz Delil Oluşturmuştur’
Başka bir suçtan dolayı Bolu F Tipi Cezaevi’nde hükümlü olarak kalan ve bu davada tanık olan Deniz Ataş’ın Diyarbakır Barosu’na gönderdiği mektuptaki kimi bölümlerden alıntılar okuyan Eren, Elçi cinayeti soruşturmasıyla bir ilgisi olmayan dönemin özel yetkili TMK savcısı Kenan Karaca’nın tanığa baskı, tehditle bulunduğunu söyledi. Eren “Elçi cinayeti soruşturması ile ilgisi bulunmayan bu savcı, bu soruşturmaya dair hukuksuz delil oluşturmuştur. Böylece işlenen siyasi suikastın üstünü örtme çabası içerisine girmiştir. Deniz Ataş’ın mektubu da bize bunu açıkça gösteriyor. Bu nedenle ilgili savcı hakkında soruşturma açılması için HSK’ye şikâyette bulunulmasını istiyoruz. Mahkemeniz bu yönde girişimde bulunmaz ise biz yapacağız. Sizin de bizim de yükümüz çok ağır. Bu siyasi cinayeti aydınlatmak zorundayız” diyerek savunmasını bitirdi.
Av. Yalçın: Sanıkların Tutuksuz Yargılanması, Delil Torbalarının Boş Olmasıyla Karşımıza Çıkıyor
Ardından katılan Avukatı Gamze Yalçın, bir önceki duruşmanın ara kararında reddedilen talepler ve davaya ilişkin tevsii tahkikat taleplerine ilişkin söz aldı. Yalçın, savcının tanık Deniz Ataş’ı baskı yaparak adil yargılamayı etkileyerek, soruşturmaya müdahale ettiğinin ortaya çıktığını söyledi. Bu davada maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması için tüm delillerin incelenerek Tahir Elçi’ye yaraşır bir yargılama istediklerini söyledi. Yalçın, Elçi’nin vurulduğu yeri gören Mardin Kebap Evi ve PTT işyerlerine ait Veraz marka kayıt cihazı ile cihaza takılı vaziyette olan Seagate marka sabit diskteki görüntüler üzerinde inceleme yapılması için TÜBİTAK’a gönderilen iki hard diskin boş olduğunu söyledi. Bu sırada Mahkeme Başkanı, Mardin Kebap Evine ait görüntü kayıtlarının incelemede olduğunu, bu konuda gerekli yazışmaların yapıldığını, çok sayıda görüntü olduğu ayıklama işleminin uzun sürdüğünü söyledi. Av. Yalçın ise bu konuda hassas bir inceleme istediklerini, bütün taleplere rağmen 6 yıldır Mardin Kebap Evine ait görüntüleri göremediklerini söyledi. Yalçın, TÜBİTAK’ın rapor hazırlaması için Veraz ve Samsung Marka kamera kayıt cihazlarının bulunduğu delil torbasındaki görüntü kayıtlarının “DİSC TO DİSC” denilen birer orijinal örnekleri ve kayıt cihazlarına ilişkin log kayıtlarının TÜBİTAK’a gönderilmesini talep etti. Yalçın, sanık polislerinin tutuklanması yönündeki taleplerinin reddedilmesinin, adli emanetteki delil torbaların boş olmasıyla karşılarına çıktığını belirterek, adli emanetteki delillerin korunmasını talep ettiklerini söyledi.
‘Mülkiye Başmüfettişliğinin Hazırladığı Araştırma Raporu Bizden Gizleniyor’
Yalçın, mahkemenin bir önceki ara kararında İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliğinin hazırladığı 23.06.2017 tarih ve M.A.I 110/22, A.Ç.84/13, S.M.904/93 Sayılı ‘Araştırma Raporunu’ talep etmelerine rağmen mahkemenin Mülkiye Başmüfettişliğinin hazırladığı ‘Tevdi raporunun’ istendiğini söyledi. Yıllardır yaptığı bütün başvuru ve ısrarlı taleplerine rağmen Araştırma Raporunun kendilerine verilmediğini ve gizlendiğine dikkat çeken Yalçın “Cinayete ilişkin delillerin bizden saklandığı ortadadır. Bu raporun bizler için önemi o gün orada görevli olan tüm polislerin ifadelerine başvurulmuş olmasıdır. Ara kararda kurulan bu yanlışlığın düzeltilerek İçişleri Bakanlığı’ndan Araştırma Raporunu göndermesi için müzekkere yazılmasına karar verilmesini istiyoruz” dedi.
‘İstihbarı Dinleme ve Takip Faaliyetinde İhmal ve Kasıt Olup Olmadığı Maddi Gerçek İçin Elzemdir’
Katılan avukatı Tuğçe Duygu Köksal ise Tahir Elçi’nin hayatını kaybettikten sonra BİMER üzerinden ihbarda bulanan polisin kimliğinin tespiti ve tanık olarak dinlenmesi taleplerinin bir önceki duruşmada can güvenliği gerekçesiyle reddedildiğini hatırlattı. Köksal, olay yerinde çıkan çatışmada hayatını kaybeden iki polisin cinayetinin araştırılması için dosyada tek delilin bu ihbar mektubu olduğuna işaret ederek, bu ihbar mektubundaki bazı pasajları okudu. Köksal, Elçi cinayeti öncesinde Mahsum Gürkan ve Uğur Yakışır isimli örgüt üyelerinin istihbaratçı polisler tarafından 13 kilometre boyunca takip edildiğinin bilgisini vererek, Elçi’nin hayatını kaybettiği yere kadar yapılan bu takibin güzergahının bulunduğu haritayı mahkeme salonunda projeksiyondan gösterdi. Gürkan ve Yakışır’ın önleme amaçlı istihbari dinlemesini ve takibini gerçekleştiren polislerin isimlerinin ihbar mektubunda bulunduğunu aktaran Köksal “Tahir Elçi ve 2 Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisin öldürülmesi ile sonuçlanan bahse konu istihbari dinleme ve takip faaliyetinde ihmal ve kasıt olup olmadığının ortaya çıkartılarak, davada maddi gerçeğe ulaşılması için elzem olduğundan S. K., Y.K., B.B. ve H.A. isimli şahısların Mahkeme’ye dinlenmek üzere celbini talep ederiz” dedi.
“Gizli olduğu” gerekçesiyle verilmeyen Mahsum Gürkan’ın telefon tape kayıtlarına ilişkin olarak da Köksal “PVSK madde EK 7/9 kapsamında olayın istihbarat örgüsüne ilişkin denetim raporunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’na sunulup sunulmadığının sorulması, sunuldu ise Mahkeme dosyasına rapor ve tutanakların celbi için ara karar oluşturulmasını talep ederiz” Dedi. Köksal, Olay günü güvenlik tedbirinden sorumlu olan Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Vedat Günen isimli polisin duruşmada dinlenmesini istediklerini söyledi. Katılan Av. Zehide Beyda Tıraş Öneri ise Elçi’nin kaybettiği olay yerinde yapılan basın açıklamasında görevli Foto Film Şube polislerinin tespiti ve olay anında çektiği görüntü kayıtlarının, kaydeden cihaz ve takılı kartın akıbetinin sorulmasına ilişkin tenkit yazısı yapılmasını talep etti. Mahkeme Başkanı, o konuda cevap geldiğini UYAP’a yüklendiğini belirterek, formatı farklı olduğu için görüntülenemediğini söyledi. Mahkeme Başkanı, yazının fiziki olarak dosyada olduğunu inceleyebileceklerini belirtti. Mahkeme Başkanı, Av. Öneri’ye, hazırladıkları tevsii tahkikat dilekçesini daha önceden mahkemeye sunmaları durumunda bu talepleri ara kararda değerlendireceklerini söyledi. Bunun üzerine Av. Öner’i katılan avukatları adına hazırladıkları ortak dilekçeyi mahkeme başkanına verdi.
Ardından sırayla söz alan katılan Ömer ve Mehmet Elçi ile avukatları Mehmet Neşet Girasun, bir diyeceklerinin olmadığını söyledi. Sonrasında söz alan sanık polis memurları Fuat Tan, Sinan Tabur ve Mesut Sevgi, davaya ilişkin bir diyeceklerininim olmadığını belirtti. Fuat Tan avukatı Muammer Çolakoğlu, katılan vekillerinin duruşmada beyan ettiği tevsii tahkikat taleplerine katıldıklarını belirterek, UYAP üzerinden dava dosyasındaki bütün belgelere ulaşamadıklarını ve bu sorunun çözülmesini istedi.
Savcı, Diyarbakır Barosunu Mektup Gönderen Tanığın ‘Profilini” Anlattı!
Mahkeme iddia makamına mütaala için söz vererek, katılan avukatlarının sanıkların tutuklanmaları yönündeki talebine ilişkin görüş bildirmesini istedi. İddia makamı mütalaasında, Diyarbakır Barosuna dava dosyasına sunduğu mektubu gönderen Deniz Ataş isimli tanığın yargılandığı “Sur Ana Davasına” bakan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşma savcısı olarak görev yaptığını belirterek, örgüt üyesi olan ve kod adının “Azad” olduğunu söylediği kişi hakkında bilgi vereceğini söyledi. Baroya gönderilen dilekçenin sahibi olan Ataş’ın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığı bilgisini veren Savcı, Ataş’ın yakalandıktan sonra savcılıkta ve sorgu hakimliğindeki ifadesinde susma hakkını kullandığını ancak emniyette detaylı teşhiste bulunduğunu ve Sur’da asker ve polislere karşı silahlı ve bombalı eylemlere katıldığına dair ayrıntılı beyanda bulunduğunu savundu. Savcı, “Bu kişinin profilini böyle anlatmış olayım” dedi. Katılan avukatları “Hükümlü olan biri tanık olarak dinlenemez mi?” diyerek savcıya tepki gösterdi. Savcı mütalaasının devamında, Mardin Kebapevi ve PTT işyerlerine ait görüntüler üzerinden herhangi bir tahrifat yapılıp yapılmadığı konusunda ATK ve TÜBİTAK’tan istenen raporların beklenmesini talep etti. TBB ile Bursa Barosunun davaya katılma taleplerinin suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedilmesini istedi. Savcı, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi ve sanık polislerin tutuklanmaları yönündeki taleplerinin de reddedilmesini istedi.
Mahkeme Başkanı: Savcı Bey Kendine Göre Bir Değerlendirme Yaptı
Katılan Diyarbakır Baro Başkanı Av. Nahit Eren mütalaaya karşı beyanda bulunmak söz aldı. Eren, duruşma savcısının değişip değişmediğini sorduğu Mahkeme Başkanı “Evet önceki duruşma savcının tayini çıktı” cevabını verdi. Eren, Baro’ya mektup gönderen kişinin örgüt üyesi olduğunu ve hüküm giydiğini duruşmada söylediğini hatırlatarak “Savcı beyin dediğini anlayamadık. Sayın savcı siz burada bir sorun görmüyor musunuz? Bu tanık anlatımlarından sonra savcı ve mahkeme heyetinizin harekete geçmesi gerekirdi. Burada çok önemli bir dava görülüyor ama her şey yanlış. Yanlış deliller oluşturulması yetmiyor üstüne üstlük savcı bey burada aklımızla alay ediyor” diye belirtti. Av. Katılan avukatlarından Sebahattin Acar ise “Bir kişi hükümlü ise tanık olarak dinlenemez mi? Bu korkunç bir şey” diyerek savcıya tepki gösterdi. Katılan Av. Orhan Kemal Cengiz ise savcının mütalaasında Ataş için yaptığı değerlendirmeyi hayretle dinlediğini ifade ederek, bütün tanıkların yalan beyana zorlandıklarının çok açık olduğunu söyledi. Tepkilere cevap veren Mahkeme Başkanı “Savcı bey kendine göre bir değerlendirme yaptı” dedi. Sözlerine kaldığı yerden devam eden katılan Av. Orhan Kemal Cengiz “Tanıklar ifade verdikten sonra mahkeme ve savcının harekete geçmesi gerekiyordu. Savcı hepimizin aklıyla alay edecek şekilde bu kişinin örgüt üyesi olduğunu söylüyor” dedi.
Katılan Av. Mehmet Emin Aktar, Savcının tanık Deniz Ataş için söylediği “bu kişi savcılıkta ve hakimlikte susma hakkını kullandığı poliste ayrıntılı teşhiste bulundu” şeklindeki açıklamasının hatırlatarak, “Bu kişinin ifadesi avukatı olmadan hülle bir biçimde alınmış. Biz de bugün mahkemenize sunulan mektupla artık bu durumdan haberdar olduk dedik. Bu savcı görevi dışına çıkarak suç işledi. Bu savcı suç işledi bunu bildirin” talebinde bulundu. Katılan avukatlarından Mahsuni Karaman ise Deniz Ataş’ın poliste yaptığı teşhis sırasında avukatının yanında bulunmadığını hatırlatarak, “Savcı, Deniz Ataş’ın Tahir Elçi cinayeti söylediği beyanlarına itibar edilsin, mektubundaki beyanlarına itibar edilmesin demek istiyor. Deniz Ataş’ın bu dosyada ne işi var onu düşünmemiz lazım. Deniz Ataş işkence gördüm diyor. Mahkemenin bunu inceleme yetkisi var” dedi.
Mütalaaya karşı beyanları istenen sanıklar Fuat Tan, Sinan Tabur ile avukatları bir diyeceklerini olmadığını söyledi. Sanık polis Mesut Sevgi ise avukatının olmadığını, kendisini savunması için Hatay Barosu’ndan bir avukat görevlendirilmesini istedi. Yaklaşık 2 saat süren duruşmanın ardından Mahkeme Başkanı, katılan tarafın taleplerini değerlendirmek ve ara karar yazmak için duruşmaya saat 14.30’a kadar ara verdi.
Ara Kararlar
Mahkeme ara kararı açıklayacağını belirttiği saatten geç gelmesi nedeniyle duruşma 15 dakika geç başladı. Ara kararları mahkeme katibi okudu.
- Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 4 nolu fıkrasının ii. bendindeki taleplerinin kabulü ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi’nin 30 Mayıs 2016 tarih ve 98289031-101.02-2016-30368/3394-512 sayılı raporunun bulgular ve sonuç bölümünün 6.1.1 bendinde “Tahir Elçi’nin yaralanma anının tespitine yönelik yürütülen çalışmalarda, kişinin son olarak görüntü kaydına girdiği kareler ile yerde hareketsiz yattığı yerde görüntü kayıtları arasında 12 saniyelik bir boşluk olduğu, bu esnada kişinin vurulma anını gösteren herhangi bir video kaydı bulunmadığı” şeklindeki tespit gözönüne alınarak 12 saniyelik boşluğun neden kaynaklandığının Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi’nden sorulmasına, müzekkere ekine ilgili ATK raporunun ve inceleme konusu materyallerin eklenilerek yazılan müzekkeremize “Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi’nin 30.05.2016 tarih ve 98289031-101.02-2016-30368/3394-512 sayılı raporunun 6. 3. maddesinde tarafınıza gönderildiği belirtilen “VERBATIM” marka, İh3179Uc22030030d2″ seri no.lu CD-R’nin tarafımıza gönderilmesi halinde daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabileceği hususunu bildirir rapordur” şeklinde cevap verildiği, , gelen cevabi yazı doğrultusunda “Verbatım” Marka, İh3179uc22030030d2 seri no.lu CD-R’nin 04/01/2022 tarihinde ATK’ya gönderildiği anlaşılmakla bu hususta düzenlenecek raporun dönüşünün beklenilmesine,
- TÜBİTAK’a müzekkere yazılarak Diyarbakır C.Başsavcılığı Adli Emanet Memurluğunun 2016/3703 sırasında kayıtlı emanette bulunan Mardin Kebap Evi isimli iş yerine ait Veraz marka KSS004 model, seri numarası bilgisi deforme olmuş bir adet kamera kayıt cihazı ile cihaza takılı vaziyette bulunan Seagate marka (ST3250318AS) model, “5VM8V0S7?” seri numaralı 250 GB kapasiteli bir adet sabit diskin aslının görüntü kayıtları üzerinde inceleme yapılarak Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesi Kriptoloji ve Elektronik Cihazlar İnceleme Şube Müdürlüğünün 31.08.2018 tarihli raporunda belirtildiği üzere görüntü kayıtlarına ulaşılamayan 4 nolu kamera görüntülerine erişiminin sağlanmasının istenmesine, erişimin sağlanamadığı takdirde erişimin sağlanamama sebebinin ne olduğu, iş bu kameranın kayıt yapıp yapmadığı, yapmış ise ATK raporunda bahsi geçtiği üzere mavi ekranla karşılaşma sebebinin ne olduğu, imajların yer aldığı sabit diskin incelenerek WİPE işlemine tabi tutulup tutulmadığı, Mardin Kebap Evi isimli iş yerine ait Veraz marka KSS004 model, seri numarası bilgisi deforme olmuş bir adet kamera kayıt cihazı ile cihaza takılı vaziyette bulunan Seagate marka (ST3250318AS) model, “5VM8V0S7?” seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk üzerinde ekleme-çıkarma-kesme-montaj-silme vb. müdahalenin bulunup bulunmadığının tespitinin istenilmesi hususunda müzekkere yazıldığı, TUBİTAK’ın 07/12/2021 tarihinde göndermiş olduğu dijital adli analiz ön inceleme raporunda bir kısım eksikliklerin olduğu ve bunların tamamlanarak yeniden gönderilmesinin istenildiği, celse arasında bu eksikliklerin mahkememizce tamamlandığı, 21/12/2021 tarihinde söz konusu dijital adli analiz ön inceleme raporunda belirtilen Samsung marka ve Veraz Marka kamera kayıt cihazlarına ait log kayıtlarının ek bir kopyasının Kıoxıa marka 16 GB, üzerinde 20500G0737MSQ1RL1L U202 ibareli flash belleğe aktarılarak TUBİTAK’a gönderildiği anlaşılmakla bu husustaki raporun dönüşünün beklenilmesine,
- Adli Tıp Kurumu’na 21.12.2021 Tarihinde “Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Hukuk Hizmetleri Başkanlığı’ nın 12.2021 tarih ve E-85352308-650-167988 sayılı yazısının ekinde yer alan 18 sayısı ile numaralandırılan Dijital Adli Analiz Ön İnceleme Rapuru başlıklı sonuç kısmının 2 nolu kısmında;
“Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesi Kriptoloji ve Elektronik Cihazlar İnceleme Şubesi Müdürlüğü’nün 31.07.2018 tarihli raporu madde 6.2 ve madde 6.4 ile oluşturulduğu belirtilen birebir kopya diskin (disc to disc imaj formatında), ek bir kopyasının (disc to disc imaj formatında) oluşturularak Merkezimize gönderilmesi talep edilmektedir”
Aynı yazının 3 nolu kısmında;
“Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesi Kriptoloji ve Elektronik Cihazlar İnceleme Şubesi Müdürlüğü’nün 31.07.2018 tarihli raporu madde 6.10 ile oluşturulduğu belirtilen birebir kopya diskin (disc to disc imaj formatında), ek bir kopyasının (disc to disc imaj formatında) oluşturularak Merkezimize gönderilmesi talep edilmektedir”
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Hukuk Hizmetleri Başkanlığı’ nın 07.12.2021 tarih ve E-85352308-650-167988 sayılı yazısına istinaden iş bu dava dosyamızda yer alan adli emanette kayıtlı harddiskler zarar görme ihtimallerine binaen cihazlara takılmaksızın üzerlerinde yazılı ibareler ve düzenlenen raporlar esas alınarak kontrol edildiğinde Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesi Kriptoloji ve Elektronik Cihazlar İnceleme Şubesi Müdürlüğü’nün 31.07.2018 tarihli raporunun 6.2, 6.4 ve 6.10 uncu madde belirtildiği şekilde Veraz ve Samsung marka kamera kayıt cihazlarına ait kopyalara rastlanılmadığı,
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Hukuk Hizmetleri Başkanlığı’ nın talebi doğrultusunda Diyarbakır Bilgi İşlem Müdürlüğünden bir personelin görevlendirildiği, bu personelin Mahkememiz heyetinin gözeteminde adli emanette kayıtlı Samsung marka kamera kayıt cihazının açıldığı, bu cihaz içerisinde Samsung marka HD103UJ model, S13PJ90Z208631 seri numaralı harddisk ve Seagate marka Z4Y3D33Q seri numaralı harddisklerin olduğu, bu harddisklerin Dark marka harddisk okuma cihazına yerleştirildiği, teknik personel tarafından söz konusu harddisklerin hafıza bilgileri kontrol edildiğinde her iki haddiskin de içerinin %100 boş olduğu ve buna ilişkin rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca Veraz Marka kamera kayıt cihazı ve cihaza ait harddiskler Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Hukuk Hizmetleri Başkanlığı’ na gönderildiğinden bunların kontrolü tarafımızca sağlanamamıştır. Keza bu cihaza ait harddisklere ait birebir kopyalar da tespit edilememiştir.
Samsung marka kamera kayıt cihazına ait Samsung marka HD103UJ model, S13PJ90Z208631 seri numaralı harddisk ve Seagate marka Z4Y3D33Q seri numaralı harddisk, Mahkememiz Heyeti tarafından düzenlenen tutanak, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Hukuk Hizmetleri Başkanlığı’ nın 07.12.2021 tarih ve E-85352308-650-167988 sayılı yazısı, 31.07.2018 tarihli raporunuz ekte gönderilmiş olup, bunlar üzerinde inceleme ve araştırma yapılarak Veraz ve Samsung marka kamera kayıt cihazlarına ait harddislere ait birebir kopyaların akıbetinin araştırılması, tespiti halinde 12.01.2022 gününden önce Mahkememize gönderilmesi, yine ekte gönderilen harddislere wipe işleminin uygulanıp uygulanmadığı hususunda ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” ilişkin yazılan müzekkereye cevap verilmediği anlaşılmakla, müzekkere cevabının beklenilmesine,
- Tüm delillerin toplandıktan sonra keşif talebinin değerlendirilmesine,
- Duruşma günü güvenlik tedbiri alınması hususunda Diyarbakır C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına,
- Sanıklar ve müdafilerinin hazır olduğu talimat mahkemelerine yeni duruşma gün ve saatinin bildirilmesine,
- Duruşmaya ilişkin SEGBİS kayıtlarının celse arasında çözümünün yapılmasına,
- Sanık Uğur Yakışır hakkındaki yakalama emrinin devamına, infazının beklenilmesine ve sanık yakalandığında mahkememiz asıl dosyasından, mahkememizin birleşen 2020/235, 2021/279 ve 2021/170 esas sayılı dava dosyalarından savunmasının alınmasına,
- Maktul Tahir Elçi’nin Diyarbakır Baro Başkanı sıfatına haiz olması göz önüne alındığında Türkiye Barolar Birliğinin suçtan zarar görme ihtimali bulunduğu gözetilerek Türkiye Barolar Birliğinin katılma talebinin kabulüne,
- Bursa Baro Başkanlığının suçtan zarar görme ihtimali bulunmadığından katılma talebinin reddine,
- Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesi yönündeki talebin ilgili şahısın olaya ilişkin bilgi ve görgüsünün bulunmadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebin reddine,
- Katılan Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit Eren’in iş bu dosya tanığı Deniz Ataş’ın savcı Kenan Karaca tarafından dinlenilme sürecine ilişkin hukuksuzluklardan bahisle ilgili Cumhuriyet Savcısı hakkında suç duyurusunda bulunulması ve HSK’ya ihbarda bulunulması yönündeki talebinin tanık Deniz Ataş’ın mektubunda bahsettiği iddialara ilişkin dosya kapsamında somut bilgi ve belge bulunmadığından iş bu taleplerin reddine,
- Katılan vekillerinin sanıklar Fuat Tan, Mesut Sevgi, Sinan Tabur’un tutuklanması yönündeki taleplerinin dosyadaki mevcut delil durumu, olaya ilişkin tüm delillerin muhafaza altına alınmış olması sebebiyle sanıkların delilleri karartma ihtimalinin bulunmaması, dosyaya yansıyan sanıkların kaçma şüphesini oluşturur somut bilgi ve belgenin bulunmaması gözetilmekle yerinde görülmeyen tutuklama talebinin reddine, sanıklar hakkında daha önce hükmedilen yurt dışına çıkış yasağının aynen devamına, (iş bu ara karara karşı 7 gün içerisinde Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yoluna açık olduğunun taraflara ihtarına, “ihtar edildi”)
- Sanık Mesut Sevgi’nin kendisine avukat atanması yönündeki talebi gözetilerek sanığa OCAS’tan görevlendirme yapılması için Hatay Baro Başkanlığına müzekkere yazılmasına,
- Katılan vekillerinin celse esnasında sunmuş olduğu 12/01/2022 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin mahkememizce yapılan değerlendirmesi sonucunda;
- A) Kamera kayıtlarına ait bire bir kopyanın akıbetinin araştırılması için Adli Bilişim Dairesi Kriptoloji ve Elektronik Cihazlar İnceleme Şube Müdürlüğüne yazılan yazının cevabının beklenilmesini, ilgili kurum tarafından bire bir kopyaların gönderilmesi halinde geçen 14/07/2021 tarihli celsenin nolu ara karar gereğinin yerine getirilerek rapor tanzimi için, disc to disc-bire bir kopyaların TÜBİTAK’a gönderilmesi yönündeki taleplerinin kabulü ile Adli Tıp Kurumunca ilgili birebir kopyaların gönderilmesi halinde TUBİTAK’a gönderilmesine,
- B) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanet Memurluğuna müzekkere yazılarak, Mardin Kebap Evi ve PTT ye ait imaj kayıtlarının Mahkemenizin 17.12.2021 tarihli Delil Torbası Açma ve Kapama Tutanağının 2. Sayfasının 3.6 Maddesinde belirtilen, “TOSHIBA Marka, DTO1LACA300 model, “23DEEPVGS TZ6” seri numaralı harddisk içinde olup olmadığının tespitini, imajlar mevcut ise nolu ara karar gereği rapor tanzimi için harddiskin TÜBİTAK’a gönderilmesi, yönündeki taleplerinin kabulü ile talep hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanet Memurluğuna müzekkere yazılmasına, talepte detayı belirtilen harddiskin emanetler içerisinde olup olmadığının kalem marifetiyle tespitine, imajların mevcut olması halinde söz konusu imajların rapor tanzimi için TUBİTAK’a gönderilmesine,
- C) TÜBİTAK raporunda, ilgili raporun düzenlenebilmesi bakımından “Samsung ve Veraz Marka kamera kayıt cihazlarına ilişkin log kayıtlarının “2018 11731 KECİS EKI” ibaresi bulunan “SANDİSK” marka “16 GB” kapasiteli “BL171025581B” SERİ NUMARALI flash bellek içinde bulunduğu Adli tıp Kurumu raporunda belirtilmektedir” ifadesine yer verilerek, işbu flash belleğin bir-ek bir kopyasının oluşturularak tarafına gönderilmesi talep edilmiştir. Bu nedenle Mahkemenizin 17.12.2021 tarihli tutanağından anlaşıldığı üzere, 16 GB kapasiteli SANDİSK Marka flash belleğin ek bir kopyası olarak Mahkemenizce oluşturulan, 205090G0737MSOİRLIL 0202 İBARELİ KIOXIA Marka 16 GB kapasiteli flash belleğin TÜBİTAK’a gönderilmesi, yönündeki talepleri kapsamında yapılan değerlendirmede celse arasında söz konusu flash belleğin TUBİTAK’a gönderildiği anlaşılmakla iş bu talep hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına,
- D) İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliğinin hazırlamış olduğu 23.06.2017 tarih ve M.A.I 110/22, A.Ç.84/13, S.M.904/93 Sayılı Araştırma Raporunun gönderilmesi hususunda İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliğine müzekkere yazılmasını talep edilmiş olmasına rağmen, geçen celsenin 7 nolu ara kararında dosya içinde bulunan Tevdi Raporunun istenilmesi için müzekkere yazılmasına karar verildiği anlaşılmakla 7 nolu ara kararınızdaki ilgili yanlışlığın düzeltilmesi ile İçişleri Bakanlığı Mülkiye ve Teftiş Kurulu Başkanlığının, 23.06.2017 tarih ve M.A.I 110/22, A.Ç.84/13, S.M.904/93 Sayılı “Araştırma Raporu”nun celbi yönündeki talebin kabulüne, bu hususta İç İşleri Bakanlığı Mülkiye ve Teftiş Kurulu Başkanlığına müzekkere yazılmasına,
- E) Soruşturma dosyasında bulunan ihbar mektuplarını e-mail üzerinden gönderdikleri belirtilen Ahmet Soylu ve Aynur Güzel isimli şahısların kimliğinin araştırılması ve tanık olarak dinlenilmesi yönündeki katılan vekillerinin taleplerinin 14/07/2021 tarihli celsenin 11 nolu ara kararında belirtildiği üzere ihbarcıların can güvenliği göz önüne alınarak yerinde görülmeyen iş bu talebin reddine,
- F) Katılan vekillerinin ihbar mektubunda adı geçen ve o tarihte Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli olduğu anlaşılan Servet Kılıç, Yılmaz Karaateş, Bahadır Bostancı ve Hakan Akdoğan isimli polis memurlarının mahkemede tanık olarak dinlenilmesi yönündeki taleplerinin söz konusu olaya ilişkin bilgi ve görgülerinin bulunmaması göz önüne alınarak yerinde görülmeyen talebin mahkememizce reddine,
- G) Vedat Gönen, Dökmeciler sokakta yer aldığı tespit edilen 265196 ve 374979 numaralı polis memurlarının tanık olarak dinlenilmesi yönündeki taleplerinin 14/07/2021 tarihli celsenin 14 nolu ara kararında belirtildiği üzere keşifle alakalı verilecek nihai karar ile değerlendirilmesine, keşif öncesi dinlenilmesi yönündeki bu aşamadaki taleplerin reddine,
- H) Katılan vekillerinin PVSK madde ek 7/9 kapsamında olayın istihbarat örgüsüne ilişkin denetim raporunun TBMM güvenlik ve istihbarat komisyonuna sunulup sunulmadığı, sunulmuş ise mahkeme dosyasına celbi yönündeki talebinin dosyanın esasına etki etmeyeceği gözetilmekle reddine,
- I) Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şube Müdürlüğüne yazı yazılarak; olay günü Dört Ayaklı Minare “de basın açıklaması sırasında görevli olan Foto Film Şube ekiplerindeki polislerin isimleri ile ekiplerin olay anında çektiği görüntü kayıtlarının, kaydeden cihaz ve takılı kartın akıbetinin sorulmasına, bu kayıtların hangi birime/kuruma/şahsa teslim edildiğinin sorulmasına ve buna ilişkin tutanakların istenmesine karar verilmiştir. Ancak yazılan müzekkereye rağmen bu yanıt dosyaya girmediğinden bu müzekkerenin TEKİTİNE karar verilmesi yönündeki taleplerine ilişkin yapılan değerlendirmede söz konusu müzekkeremize ilişkin Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünün 16/08/2021 havale tarihli müzekkeresi ile cevap verildiği anlaşılmakla, yerinde görülmeyen talebin reddine,
- İ) İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı Müfettişlerince düzenlenen 26.06.2017 tarih ve M.Aİ 110/23, A.Ç 84/14, S.M904/94 Sayılı Tevdi Raporunda Sanık Fuat TAN’ın diğer polislerce sokağın başına yönlendirildiği anda aralarında geçen konuşmaların çözümünün yaptırılması için celse arasında uzman bilirkişi tarafından sunulan raporun yetersiz görülerek Adli Tıp Kurumu Ses ve Görüntü İnceleme Şube Müdürlüğünce incelenmesi yönündeki talebin yerinde görülmeyerek reddine, katılan vekillerinin itirazları dahilinde yeniden inceleme yapılmak üzere daha önce rapor sunan bilirkişi Mehmet Salih Salihoğlu’ndan ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine, söz konusu görüntülerin orijinal hallerinin katılan vekillerine verilmesi yönündeki talebin kabulüne, katılan vekillerinin mahkeme kalemine müracaatı halinde gerekli işlemlerin yapılmasına,
- J) Tahir Elçi’nin 01.10.2015-29.11.2015 tarihleri arasındaki HTS kayıtlarının gelmediğinden bahisle yeniden müzekkere yazılması yönündeki talepleri kapsamında yapılan değerlendirmede maktul Tahir Elçi’ye ait HTS kayıtlarının celse arasında dosyaya gelmiş olduğu anlaşılmakla bu hususta işlem yapılmasına yer olmadığına, katılan vekillerinin celse sonrasında mahkemeye müracaatı halinde söz konusu HTS kayıtlarının bir nüshasının verilmesine,
- K) Ayrıca, TÜBİTAK’tan gelen Dijital Adli Analiz Ön İnceleme Raporu’nda Mardin Kebap Evi’nin Veraz marka kamera kayıt cihazı içerisindeki görüntülerinde tarih olarak 23 Ağustos 2010 yani Tahir Elçi’nin öldürüldüğü tarihten beş yıl öncesi, Samsung marka kamera kayıt cihazı içerisindeki görüntülerinde ise tarih olarak 13 Ağustos 2015 cinayetten Üç ay öncesi gösterilmiştir. Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesi Kriptoloji ve Elektronik Cihazlar İnceleme Şubesi’nin 31 Temmuz 2018 tarihli raporunda bu konuya yer verilmiş, “Mardin Kebap Evi kamerasının güncel zaman bilgisinden yaklaşık 5 yıl 2 ay 28 gün geride olduğu” tespit edilmiştir. Ancak herhangi bir şüpheye yol açmaması ve çelişkilerin giderilmesi açısından, kameranın kayıtta olduğu tarih ve saat bilgisinin açığa çıkartılması yönündeki taleplerini değerlendirilmek üzere TÜBİTAK’a müzekkere yazılmasına, söz konusu kameranın kayıtta olduğu tarih ve saat bilgisinin net olarak tespitinin istenilmesine,
- L) Katılan vekillerinin sanıklar haricindeki polis memurlarının HTS yönündeki celbi talebinin 14 Temmuz 2021 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı uyarınca 5271 sayılı CMK’nın 135. Maddesi kapsamındaki tedbirlerin ancak sanıklar hakkında verilebileceğinin öngörüldüğü, telefon kayıtlarının incelenmesi talep edilen şahısların dosyamız kapsamında sanık konumunda bulunmadığı anlaşılmakla usule aykırı talebin reddine, terdiden HTS kayıtlarının celbi talep edilen şahısların duruşmada tanık olarak dinlenilmesi yönündeki talebin mahkememizce yerinde görülmeyerek reddine karar verildi.
Bir sonraki duruşma 15 Haziran 2022 günü görülecek.
Duruşma Sonrası
Duruşma sonrasında Tahir Elçi Davası duruşmasına ilişkin Adliye binası önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada TBB Başkanı Erinç Sağkan, TBB’nin davaya katılma talebinin kabul edilmesinin gecikmiş ama önemli bir karar olduğunu belirterek, “Artık TBB olması gerektiği şekilde bu davayı çok daha etkin bir şekilde takip edebilecek yasal argümana kavuştu. Yargılamayı yıllar sonra kovuşturmaya çeviren meslektaşlarımız, maddi gerçeğe ulaşmak noktasında etkin ve şeffaf yürütülmesi için hukuki sınırlar içerisinde büyük çaba sarf ettiler. Belli aşamalara ulaşabiliyor olacağımızın da mutluluğunu yaşıyorum.” dedi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise Elçi cinayetinin yaşandığı ilk andan beri gerek Elçi ailesi avukatları gerek Diyarbakır Barosu olarak soruşturmadaki eksiklerin giderilmesi için yaptıkları birçok talebin reddedildiğine dikkat çekerek, mahkeme talepte bulundukları birçok işlemin soruşturma aşamasında yapılması gerektiğini söyledi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Elçi davasında tanık olarak dinlenmesi yönündeki talebin reddedilmesini değerlendiren Eren, “Bizim bunu kabul etmemiz hukuken mümkün değil. Dönemin Başbakanı’nın bu denli önemli bir açıklamasının, yargılamanın seyrini değiştireceğini çok iyi bilmekteyiz” dedik. Elçi davasında tanıkların soruşturma makamları tarafından baskıya uğradığına ilişkin beyanlarına değinen Eren, “Normal şartlarda, hukuk devletinde soruşturma savcısının tanıkları bu şekilde yanıltıp, adil yargılamayı etkileyen hukuka aykırı fiillerinden dolayı ilgili hakimlerin, mahkeme heyetinin kendisi hakkında suç duyurusunda bulunması gerekiyordu. Ama bekledik, bu suç duyuruları yapılmadı.” diye belirtti.
Katılan avukatlarından Tuğçe Duygu Köksal “Etkin bir soruşturma yürütülmesini istiyoruz. Yargılama Dört Ayaklı Minare’nin önünde yaşanan olayla sınırlandırılmak isteniyor” dedi. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Elçi cinayeti sonrasında görüştükleri dönemin emniyet müdürüyle yaptıkları görüşmeyi hatırlatarak “Şunu sorduk, 10 kilometre takip edilen iki örgüt üyesi var. Hendek kısmına gelmeden sağ yakalanabilirdi. Neden bu örgüt mensupları sağ yakalanma imkanı varken, kaçma imkanları bulabilecekleri bir yere kadar müsaade edildi. Dönemin emniyet müdürü şunu söyledi: ‘Bunun cevabı bende yok.’ Asıl kilit buradadır. Elçi sıradan bir cinayete kurban gitmemiştir. Planlı bir cinayete kurban gitmiştir” diye kaydetti.