Sosyal hizmetler uzmanı olan Bilal Yıldız, 2015 yılından bu yana Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği'nde görev yapıyor. İşkence mağdurları ve yakınlarına tedavi, rehabilitasyon ve esenlik konusunda danışmanlık hizmeti veriyor. Vakfın Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Raporu (2021) gibi pek çok raporunda imzası var. Göçmen ve mülteci hakları konusunda uzman olan Yıldız, 2016’da Göç İzleme Derneği’nin (GÖÇİZDER) kuruluşunda da görev aldı. 

3 Haziran 2022 sabahı aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube yöneticilerinden Ali Koçyiğit’in de bulunduğu, Göç İzleme Derneği’den 22 üye ve yöneticiyle birlikte, evine yapılan baskınla gözaltına alındı. 

Gözaltında kötü muameleye maruz bırakıldı

Adli Tıp raporlarına göre baskın sırasında Bilal Yıldız'ın gövdesine tekme atıldı, gözaltındayken hakaret ve küfür edildi. Sekiz günlük gözaltı süresi boyunca sürekli ses ve ışığa maruz bırakıldı, yeterli yemek verilmedi ve tutukluluk koşullarına itirazı dikkate alınmadı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ilk 24 saat avukatlarıyla görüşmesine izin verilmedi ve devam eden soruşturma dosyası hakkında gizlilik kararı çıkarıldı. 

Tutuklandıktan sonra karalama kampanyası düzenlendi

Hem kolluk hem de savcılık sorgusu sırasında GÖÇİZDER’in düzenlediği çalıştaylar, hazırladığı raporlar ve mali kaynakları hakkında sorular soruldu. Aynı zamanda Yıldız'ın şahsi telefon görüşmeleri ve şahsi banka işlemleri sorgulandı. 11 Haziran 2022'de aralarında Bilal Yıldız'ın da bulunduğu 16 kişi, gözaltı süreleri dolduktan sonra gece yarısı İstanbul 4. ve 8. Sulh Ceza Hâkimlikleri tarafından "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla tutuklandı. Dosya hakkındaki gizlilik kararı nedeniyle, savunucular aleyhine ileri sürülen deliller öğrenilemedi. Hükümet yanlısı medya, insan hakları savunucularının Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler fonlarını kullanarak PKK'ye finansman sağlamakla suçlandıklarını yazdı. 

TİHV, Bilal Yıldız’ın tutukluluğuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bu suçlamanın GÖÇİZDER ve Yıldız'ın meşru insan hakları faaliyetlerine dayanması, soruşturmanın keyfiliğini ortaya koymakta ve Bilal Yıldız'ın meşru insan hakları savunuculuğunun hedef alındığını göstermektedir. Bilal Yıldız ile söz konusu suç faaliyetleri arasında herhangi bir bağlantı dahi kurulmamaktadır” dedi. 

Silivri Cezaevi’ne konan  Yıldız, aşırı kalabalık bir koğuşta gardiyanların yoğun psikolojik baskısı altında tutuldu. TİHV'e bu konuda yazılı başvuru yapmak istedi, ancak mektubuna el kondu. Hakkında disiplin soruşturması açılmakla tehdit edildi. Tutukluluğuna avukatları tarafından itiraz edildi, ancak itiraz reddedildi.

Savcılığın iddianamesinde hak savunuculuğu suç oldu

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırladığı iddianameyi 1 Eylül 2022’de tamamladı. İddianame, 16 Eylül 2022'de İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede Bilal Yıldız'ın bir bütün olarak insan hakları savunuculuğu faaliyetleri delil olarak gösterildi. 

Bilal Yıldız’ın da aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 23 hak savunucusunun Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 maddesinde düzenlenen “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 13 Aralık 2022'de görüldü. Mahkeme başkanı, avukat ve izleyicilerin sayısını gözeterek, duruşmanın ikinci ve üçüncü oturumunun Silivri Cezaevi yerleşkesinde bulunan duruşma salonlarından birinde yapılmasına karar verdiklerini açıkladı.

Yaklaşık yedi ay sonra tahliye edildi

Davanın ikinci duruşması, iki oturum halinde 4-5 Ocak 2023'te yapıldı. Bilal Yıldız savunmasında, TİHV yürütme kurulunda yer aldığını ve çok sayıda dernek ve kurum ile ilişki içinde olduğunu ifade etti. Evine baskın düzenlediğini ve işkence ile gözaltına alındığını dile getiren Yıldız, “Sadece insan hakları savunucusuolduğum için yargılanıyorum. İnsan hakları savunucularının varlığı, toplum için güvencedir. Ateşin sadece düştüğü yeri yakmasına izin vermemek ve bir daha ateş düşmesin diye haykırmak için savunuculuk yapıyoruz. Tüm gayretimiz adalet mekanizmasının işletilmesi ve insan hakları ihlallerinin son bulması içindir” dedi. 

Sosyal Hizmet Uzmanı da olduğunu aktaran Yıldız, dezavantajlı grup ve kesimlerin yanında olduklarını ve mesleğinin gereğini yerine getirdiği için suçlandığını söyledi. Ayrıca Newroz’a katılmasının da suçlama konusu yapıldığını, bunun yanı sıra Van’da mültecilere dair bir avukat ile görüşmesinin de iddianamede yer aldığını paylaşan Yıldız, uzmanlık alanında yaptığı çalışmaların da suçlama konusu yapıldığını belirtti.

Ablası, kardeşi ve kız arkadaşına yaptığı para transferlerinin iddianamede suçlama konusu yapıldığına değinen Yıldız, tedavi ettikleri hastalarının da tedavilerinin yarım kaldığını dile getirdi. Yıldız, tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme, tüm tutuklu sanıkların adli kontrol tedbiriyle tahliyesine hükmetti.