KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) iki dönem eş başkanlığını yürüten Gönül Erden, başkanlığı süresince pek çok kez gözaltına alındı. Son gözaltısı, 25 Mayıs 2021’de polisin evine yaptığı baskınla gerçekleşti. O gün gözaltına alınanlar arasında sendikanın yeni Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de bulunduğu 8 SES yöneticisi vardı. Tutuklu bulunan Gönül Erden, sekiz kişiyle birlikte “terör örgütü yöneticiliği”, “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası” iddiasıyla yargılanıyor. 

Dersim doğumlu Gönül Erden, 2014-2020 yılları arasında, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nda 8’inci ve 9’uncu dönem Yönetim Kurulu Eş Başkanı olarak görev yaptı. Bu süre boyunca ve sonrasında pek çok kez gözaltına alındı. 

Yöneticilik yaptığı süre boyunca sadece sağlık emekçilerinin değil, tüm emekçilerin ve emek hareketinin yanında oldu, destek verdi. Aralık 2017’de, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde Barış Akademisyenleri için adalet isteyenler arasında o da vardı. İstanbul Üniversitesi akademisyen ve öğrencileri 13 üniversitenin bölünmesini öngören tasarıya karşı Beyazıt Meydanı’nda açık hava dersleri düzenledi. 8 Mayıs 2018’deki etkinliğe katılanlar arasında Gönül Erden de bulunuyordu. 

Şırnak’ın Cizre ilçesinde operasyon ve sokağa çıkma yasağı sırasında sivil yurttaşlara yardım etmek için 31 Ocak 2016’da ilçeye gitmek isteyen Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) üyesi 9 hekim, 4 hemşire ve 1 ambulans şoförünün bulunduğu ambulans, Cizre yolunda askerlerce durdurulmuştu. 14 sağlık çalışanı hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 28 Eylül 2018’de, Mardin’de ilk duruşma öncesi bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Gönül Erden okudu. 

26 Kasım 2018’de, Ankara’daki evi basılarak gözaltına alınan çoğu sendikacı 16 kişi arasında Erden de bulunuyordu. Erden, “örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. SES aynı gün bir açıklama yayımlayarak Erden’in serbst bırakılmasını istedi. Mahkemede verdiği ifade sonrası adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

2020 başında patlak veren Covid-19 pandemisi sırasında Gönül Erden, çalıştığı hastanede hastalığa yakalandı. Annesi Fadime Erden, Ocak 2021’de Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. 

Bir sonraki polis baskını 25 Mayıs 2021’de gerçekleşti. Aralarında Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve Gönül Erden’in de bulunduğu SES yöneticileri Fikret Çalağan, Belkıs Yurtsever, Rona Temelli, Bedriye Yorgun, Erdal Turan ve Ramazan Taş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Ertesi gün, KESK Şubeler Platformu, SES yöneticilerinin gözaltına alınmasını beş ilde protesto etti. Platform, sendikal faaliyetlerin suç sayılamayacağını, üye ve yöneticilerinin derhal serbest bırakılmasını istedi. Sekiz gün gözaltında tutulan SES üye ve yöneticileri 1 Haziran’da çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. 

Ardından yeniden gözaltına alınan Gönül Erden, 22 Eylül 2021’de tutuklanarak Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. SES, Erden’in cezaevinde yaşadığı hak ihlallerine ilişkin bir basın toplantısı yaptı. SES Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantı salonunda “Eski Eş Genel Başkanımız Gönül Erden’e yönelik cezaevindeki insanlık dışı muameleyi kabul etmiyoruz” pankartı asıldı. Bir aydır tutuklu bulunan Erden’in pandemi bahane edilerek izolasyonda kalma, ardından da tek kişilik hücrede bekletilme gibi nedenlerle mektup adresinin dahi belli olmadığı ve tecrit edildiği belirtildi. 

Sekiz SES üyesine yönelik 305 sayfadan oluşan iddianamede gizli tanık beyanları dışında sendikal faaliyetleri, üye ve yöneticilerinin sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlar, basın açıklamaları, basına verdikleri demeçler delil olarak gösteriliyor ve iktidarın bir yılı aşkın süredir sürdürdüğü salgın politikalarına muhalefet etmek gibi suçlamalar yer alıyordu. 

“Örgüte üye olmak”, “örgüt yöneticisi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması 6 Nisan 2022’de görüldü. 

Gönül Erden savunmasında “Dosyanın tamamında sendikal faaliyetler yer alıyor. Bu faaliyetlerimiz üzerine tanıkların verdiği ifadelerin hepsi yalandır. İfadelerinde geçen tarihlerde sendikanın eş genel başkanıydım ve yaptığım her şey göz önündeydi. Bu ifadelerden kaynaklı altı aydır tutukluyum. Tüm bu süreçleri bir yas sürecinde geçirdim. Çalıştığım hastanede Covid-19’a yakalandım, anneme bulaştırdım ve annemin ölümüne sebep oldum. Benim için çok zor bir süreçti. Bu sürecin tamamını cezaevinde yaşadım. Bunun temel sebebi de iki tanığın ifadesi. Bu ifadeleri reddediyorum” diyerek tahliye talebinde bulundu. Mahkeme heyeti Erden'in tutukluluk halinin devamına, iddianamenin dayanağını oluşturan gizli ve açık tanıkların bir sonraki celse dinlenmesine karar verdi.

İkinci duruşma 4 Temmuz 2022’de görüldü. Mahkeme, Gönül Erden’in tutukluluk halinin devamı ile SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in tutuklanmasına karar verdi.

3 Ekim 2022’deki üçüncü duruşmada da tahliye kararı çıkmadı. 

26 Aralık 2022'deki dördüncü duruşmada, hakkında ifade veren gizli tanık ve açık tanık Kerem Gökalp' e ilişkin Gönül Erden, "Gizli tanıkların tüm iddialarını reddediyorum. Doğru söylediği tek bir şey var, SES içinde faaliyet yürüttüğümdür. Benim illegal yolla dışarı çıktığım kesinlikle yalan. Bize iftiralar atıyor, sonra kime ne iftira attığını unutuyor, siz sorunca hatırlıyor. Bu dosya gizli tanıdığın kendini koruması, kendini aklamaya çalışması üzerine bir dava" dedi. 

Gönül Erden'in iddia edilen tarihlerde sendikal faaliyetlerde bulunduğuna ve Türkiye içinde olduğuna ilişkin iki tanık dinlendi. Her iki tanık da Gönül Erden'in belirtilen tarihlerde yoğun bir şekilde sendikal faaliyetler yürüttüğüne tanıklık ettiğini söyledi. Sendikal faaliyetler nedeniyle Gönül Erden'i neredeyse her gün gördüklerini belirtti. Gönül Erden'in gizli ve açık tanıdığın beyanları doğrultusundaki tarihlerde Türkiye'de olduğuna dair HTS kayıtları da mahkeme heyetine sunuldu. Avukatlar, HTS kayıtlarının tanığın Erden’in 2015 yaz aylarında Kandil'de olduğuna dair iddiaları çürüttüğünü ifade etti. Kerem Gökalp'e özellikle 2015 Haziran-Temmuz ayları ile ilgili sorulduğunu belirten Öztürk Türkdoğan, “Bu kayıtlar ile tanıkların tüm beyanları çürütüldü, yalnızca bu kayıtlar dahi tutukluluğun sonlandırılması için yeterlidir” dedi.
 
İddia makamı, HTS kayıtlarına rağmen mütalaasında, Selma Atabey ve Gönül Erden hakkında "Delil yoğunluğu ve kaçma şüphesi" gerekçesiyle tutukluluğun devamı yönünde karar verilmesini istedi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, HTS kayıtlarının incelenmemesini gerekçe göstererek, Atabey ve Erden’in tutukluluk halinin devamına, tutuksuz yargılanan Erdal Turan ve Ramazan Taş'ın imza yükümlülüğü kaldırılarak yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verdi.
 

13 Mart 2023’teki duruşmada mahkeme heyeti, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Gönül Erden’in tahliyesine, Selma Atabey'in ise "kaçma şüphesi” gerekçesi ile tutukluluğunun devamına karar verdi. Ayrıca gizli tanık Ulaş'ın yeniden dinlenmesine karar vererek duruşmayı 5 Haziran 2023'e erteledi.

Tahliyesi sonrası ev hapsinde tutulan Gönül Erden, 5 Haziran'daki dokuzuncu duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Selma Atabey’in de adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. 

20 Aralık 2023'teki duruşmada da adli kontrol şartı kaldırılmadı. Bir sonraki 18 Nisan 2024'te.