Temmuz 1995’te Cerattepe’de altın ve bakır madeni tehdidine karşı kurulan Yeşil Artvin Derneği’nin yaklaşık 425 üyesi, 70 kadar bileşeni var. Üye ve yöneticileri defalarca hedef gösterildi, haklarında pek çok dava açıldı. Bu davaların bir kısmı istinaf ve AYM sürecinde bulunuyor.  

Yeşil Artvin Derneği’nin kuruluşuna giden süreç 1985’te Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nün (MTA) Cerattepe’deki araştırma çalışmasıyla başladı. Yapılan sondajlar sonucunda ekonomik olabilecek bir kaynak bulunamadığı belirtildi. Buna rağmen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 1988’de Kanadalı Cominco Şirketi’ne alanda maden arama ve ön işletme ruhsatı verdi.

Artvinlilerin olup bitenden haberdar olup araştırmaya başlaması, 1994’te Cerattepe’deki maden sondajları sonrası görülen kirlilik ve hayvan ölümleriyle oldu. Örgütlü mücadele edilmesi gerektiği anlaşılınca, 17 Temmuz 1995’te Yeşil Artvin Derneği’ni kurdular. Aynı yılın eylül ayında, farklı üniversite ve bölümlerden öğretim üyelerini davet ederek Cerattepe’de inceleme yapmalarını talep ettiler. İncelemelerin ardından Altın Madenciliği ve Çevresel Etkileri adlı bir panel gerçekleşti. Bu panel, Artvin halkının endişelerinde haklı olduğunu gösterdi. Yaşam mücadelesi böyle başladı.

Haziran 1997’de ilk miting düzenlendi. Bir yandan da imza kampanyası başlatıldı, kapı kapı dolaşılıp imza toplandı. Esnaf camlarına madene karşı olduklarını ifade eden afişler astı. Artvin’deki tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ziyaret edildi, destek istendi. Şubat 1998’de, yanlarında yaklaşık 10 bin imza ile otobüslerle Ankara’ya gittiler. Dönemin Çevre Bakanı İmren Aykut’la görüşüp imzaları teslim ettiler.

2002 yılında madene karşı tekrar bir imza kampanyası düzenlendi. Toplanan imzalar bu kez Orman Bakanlığı’na sunuldu. Aynı yıl, Cominco Şirketi projeden çekildi ve ruhsatını başka bir Kanada şirketi olan INMET Mining’e devretti.

Bergama’daki benzer mücadele hukuki kazanımla sonuçlanınca, Yeşil Artvin Derneği ve Artvin Barosu Haziran 2005’te yargıya gitti ve Erzurum İdare Mahkemesi’nde ruhsat iptali için dava açtı. Mahkeme Temmuz 2005’te yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ekim 2008’de ruhsat tamamen iptal edildi. Ruhsat iptali üzerine şirket tünelin ağzını ördü ve Cerattepe’yi terk etti. Ruhsat iptali daha sonra Danıştay’da onandı. Dernek de dikkatini HES’ler gibi Artvin’in diğer ekoloji sorunlarına verdi.

Ancak Mart 2011’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Yeni Maden Kanunu çerçevesinde, içinde Artvin Cerattepe ve Genya’nın da bulunduğu 1343 maden alanının ihale edileceğini duyurdu. Şubat 2012’de süreç Artvin için yeniden başladı. Toplantılar yapıldı, imzalar toplandı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşmek üzere Ankara’ya gidildi. 6 Nisan 2013’te 10 bin kişinin katılımıyla Madene Hayır Mitingi yapıldı. Ardından 3 Mayıs 2013’te, şirketin bürosu önünde oturma eylemlerine başlandı. 26 Eylül 2013’te ise ÇED Olumlu Kararının iptali için 281 kişi ile dava açtılar. 2014’te başlayan dönemsel nöbetler 2015’te düzenli nöbete dönüştü ve Cerattepe’de tam 245 gün, 24 saat esasıyla nöbet tuttular. 2016 Şubat’ında direniş kolluk kuvvetlerinin gaz ve plastik mermi ile müdahalesi sonrası sona erdi. Bu sırada altı kişi gözaltına alındı. Bugün Kalyon ve Cengiz grubu ortaklığı 22 hektarlık alanda madencilik yapıyor.

Artvin Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 Şubat 2016’daki eylemde yolu kapattıkları ve '2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüş yasasına muhalefet' ettikleri suçlamasıyla 21 kişi hakkında dava açtı. Sanıklar arasında Yeşil Artvin Derneği üye ve yöneticileri de bulunuyordu. Artvin Asliye Ceza Mahkemesi, 18 Ekim 2019’da Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan ile dernek avukatı Bedrettin Kalın’ın yanı sıra Ali Yücel Kurt, Ali Uğur Çağal, Dursun Noyan, Burak Esen ve Tolga Odabaş’ın bulunduğu sanıklar hakkında atılı suçu işledikleri sabit olmadığına hükmederek beraatlerine karar verdi.

Yeşil Artvin Derneği’ne yönelik yargı süreci bununla sınırlı değil. Dernek üye ve yöneticilerine yönelik pek çok dosya bulunuyor. Yanı sıra 2016’da ÇED iptal davası duruşması öncesinde derneğin yönetim kurulu üyeleri Bahattin Altuntaş, Erdem Karslıoğlu ve Nurcan Ay Katıcı telefonla aranarak tehdit edildi, hakaretlere maruz kaldı.

29 Haziran 2015’te dernek yöneticisi Bahattin Altuntaş’a iş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi suçlamasıyla dava açıldı ancak Altuntaş hakkındaki kamu davası düştü.

2016’da Nur Neşe Karahan ile dernek yöneticileri Nursal Bülbül ve Hikmet Çelik hakkında “Orman alanlarının işgali ve ormanlardan faydalanma” suçundan iddianame düzenlendi. Bu davadan dernek yöneticilerinin hepsi beraat etti. Dava şu an istinaf aşamasında.

1 Şubat 2016’daki protesto gösterileri dolayısıyla aralarında Nur Neşe Karahan’ın da bulunduğu 25 kişi hakkında “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşünde yasaklara aykırı hareket”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Silahtan Sayılan Alet ile Katılma” suçlamalarıyla dava açıldı. 23 Haziran 2021’de 12 kişi beraat ederken 13 kişi hakkında "2911 sayılı kanuna muhalefet etmek" suçundan 2 yıl 1’er ay ceza verildi.

17 Şubat 2016’daki eylemlerle ilgili olarak Nur Neşe Karahan, diğer dernek yöneticileri ve vatandaşlardan oluşan 14 kişi hakkında “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamalarıyla Artvin Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bir kısmı hakkında mahkûmiyet, bir kısmı hakkında beraat, bir kısmı hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verildi. Bu dosya şu anda Anayasa Mahkemesi’nde bulunuyor.

Nur Neşe Karahan hakkında bir de “sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçlamalarıyla açılmış kamu davası bulunuyor. 18 Mart 2021’de iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçundan herkes beraat ederken hakaret suçu yönünden iki kişi hakkında HAGB kararı verildi.

Yeşil Artvin Derneği 2016’da üç ayrı ödüle layık görüldü. TMMOB Mimarlar Odası Çevreye Katkı Ödülü, Türk Toraks Derneği Çevre Ve iklim Sorunları Ödülü ile Jeoloji Mühendisleri Odası teşekkür plaketi derneğe verildi.