700. Hafta Davası
Mahkeme: İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2020/559
27 Mayıs 1995’ten bu yana her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi ve basın açıklaması düzenleyerek gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve faillerinin yargılanması talebiyle bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 700’üncü hafta buluşmasına polisin müdahale etmesi nedeniyle açılan davanın dördüncü duruşması 21 Eylül 2022’de İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 25 Ağustos 2018’deki 700’üncü buluşması Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklanmıştı. Polisin biber gazı ve kalkanlarla müdahale ettiği eylemde çok sayıda kayıp yakını gözaltına alınmıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da polis müdahalesini savunarak “İzin vermedik çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Anneliğin terör örgütünce istismar edilmesine, teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık” demişti.
Polisin müdahalesinden sonra Galatasaray Meydanı, demir bariyerler ve zırhlı araçlarla çevrildi ve kayıp yakınlarına yasaklandı. Kayıp yakınlarının İnsan Hakları Derneği önünde polis kordonu içinde basın açıklaması yapmasına izin veriliyor.
Kayıp yakını ve insan hakları savunucusu 46 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nca hazırlanan iddianamede 699 hafta boyunca gerçekleştirilen eylemin “izinsiz” olduğu iddia edildi.
İddianamede, kayıp yakınları ve hak savunucularının Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlal ettikleri iddiasıyla altı aydan üç yıla dek hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor.
Duruşma Öncesi
Duruşma öncesi saat 12.30’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde Cumartesi Anneleri/İnsanları tarafından gerçekleştirilecek olan basın açıklaması için kayıp yakınları, hak savunucuları, sivil toplum temsilcileri ve avukatlar toplandı. Açıklamaya katılmak üzere alana gelenler arasında CHP milletvekili Ali Şeker, HDP milletvekili Oya Ersoy, TİP milletvekilleri Ahmet Şık ve Sera Kadıgil de bulunuyordu.
Meydanda çok sayıda çevik kuvvet polisi müdahaleye hazır bir şekilde bekliyordu. Polis, basın açıklamasının Kağıthane Kaymakamlığı tarafından “genel güvenlik ve asayiş yönünden sakınca oluşturduğu” gerekçesiyle yasaklandığını belirtti. Polis ile konuşan Av. Ahmet Cihan yasak kararını aralarında görüşeceklerini söyledi. Bu sırada polis meydanda bulunan herkesi geniş bir çembere almıştı. Grubun kendi içinde yaptığı görüşmeler sürerken meydan ile adliye arasındaki metal kapı kapatılarak geçişler engellendi.
Meydanda bekleyen polislerin bir koridor açarak müsaade etmesiyle, aralarında kayıp yakınları, hak savunucuları, avukatlar ve milletvekillerinin bulunduğu bir grup duruşma salonuna gitmek üzere adliye kapısına geldi.
Bu sırada meydanda bulunanlar ile polis arasında çıkan tartışmada, aralarında davada yargılanan Leman Yurtsever, Faruk Eren ve Murat Akbaşile avukatları Gülseren Yoleri, Meriç Eyüboğlu ve Efkan Bolaç’ın da bulunduğu 16 kişinin gözaltına alındığı bilgisi geldi. Bazı kişilerin gözaltına alınırken darp edildiği ve ters kelepçe takıldığı öğrenildi.
Not: Duruşma öncesinde çalışma arkadaşımızın gözaltına alınması nedeniyle gözlem yapmak üzere duruşma sırasında salonda bulunamadık. Bu nedenle duruşma salonunun görünümü ve duruşmanın seyrine ilişkin bölümler basına yansıyan haberlerden derlenmiştir.
Duruşma Salonunun Görünümü
Duruşmayı izlemeye gelenler arasında MLSA ve Uluslararası Af Örgütü gibi sivil toplum kuruluşları ile hak savunucuları, siyasi parti temsilcileri ve gazeteciler bulunuyordu. Heyette hakim değişikliği olduğu görüldü.
Duruşmanın Seyri
Sanık müdafileri Av. Cemdeniz Türkmen, Av. Ahmet Cihan, Av. Emel Ataktürk Sevimli, Av. Eren Keskin, Av. Nermin Kaplan, Av. Sibel Gündüz, Av. Fatma Önal, Av. Kemal Özgür Yetkin, Av. Ümmühan Kaya, Av. Davut Arslan, Av. Mehmet Kartal, Av. Ersalan Aktan, Av. Ömer Kavilli, Av. Murat Çelik, Av. Kemal Aytaç, Av. Metin İriz, Av. Turan Ece, Av. Muhammed Taner Avşar, Av. Deniz Tuna ve Av. Eylem Arzu Kayaoğlu duruşmada hazır bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı ve müdafi sıfatıyla duruşmada bulunan Av. Eren Keskin, “Dava ile ilgili açıklama yapmak üzere toplandık. Polis buna izin vermedi, hem yargılanan arkadaşlarımız hem de avukat arkadaşlarımız gözaltına alındı. Bu konuda Anayasa Mahkemesi kararı olmasına rağmen bunlar yaşandı” diyerek sözlerine başladı. Mahkeme başkanı, Av. Eren Keskin’in sözünü keserek anlattıklarının yapılan yargılamayla ilgisi olmadığını söyledi. Av. Keskin’in gözaltına alınanlar arasında dosyada yargılanan kişiler ve avukatların da olduğunu belirtmesi üzerine, mahkeme başkanı isterse gidip gözaltına alınan isimleri savunabileceğini söyledi.
Av. Keskin, pek çok yargılanan kişinin ve avukatlarının gözaltına alınması nedeniyle bugün beyanda bulunmayacaklarını söyledi. Mahkeme başkanı ise ‘bunu sanıklar susma hakkını kullandı’ şeklinde değerlendireceğini söyledi ve yargılanan kişilere dönerek, “Beyanda bulunmayacak mısınız, susma hakkınızı mı kullanıyorsunuz” diye sordu. Mahkemenin başkanının bu sorusuna avukatlar itiraz etti.
Müdafi sıfatıyla duruşmada bulunan Av. Ahmet Cihan, ‘duruşmadan önce gerçekleşen polis müdahalesinin yargılananların beyanda bulunmasını imkansız kıldığını’ söyledi. Mahkeme başkanı ise, “Ben buraya girmeden önce yaşananlar beni ilgilendirmez” dedi. Av. Cihan’ın meydandaki gruba müdahale eden polislerden bir tanesinin duruşma salonunda olduğu ve bu durumun yargılamaya gölge düşürdüğünün belirtilmesi üzerine, mahkeme başkanı duruşmaya gölge düşmediğini söyledi ve “Savunma yapmak istemeyenler gelmek zorunda değil. Burada ‘Biz küsüz, savunma yapmayacağım’ derse zorla getirme kararı çıkarırız” cevabını verdi.
Davada sanık olarak yargılanan kişilerin kimlik tespiti yapıldı ve beyanları soruldu. Susma haklarını kullanmadıklarını, ancak polis müdahalesi ve yaşanan gözaltılar nedeniyle avukat yardımından yararlanamadıklarını ve bu nedenle beyanda bulunmayacaklarını söyleyerek süre talep ettiler.
Duruşma salonunda bulunan polislerle ilgili yapılan eleştirilere ve polislerin duruşma salonundan çıkartılması taleplerine karşılık mahkeme başkanı, “Duruşma salonu herkese açıktır. Taşkınlık yapmayan kimseyi dışarı çıkarmam. Arkadaşlarımız adliyenin güvenliğini sağlamakla mükellefler” dedi.
Müdafi sıfatıyla duruşmaya katılan avukatlar, davada yargılanan bazı kişilerin ve avukatlarının gözaltına alınmış olmasının adil yargılama koşullarının oluşmasını engellediğini söyleyerek savunmalar için bir sonraki celseye kadar süre istedi. Avukatlar meydanda bulunan kişileri darp ederek gözaltına alan polislerle ilgili de suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Savcı, “dosyadaki eksik savunmaların tamamlanması ve katılma talebi yönünden usul ve yasaya uygun olmadığı nedeniyle talebin reddine karar verilmesi” talebinde bulundu.
Ara Kararlar
Sanıklar Ahmet Süleyman Benli, Özer Oymak, Ulaş Bedri Çelik, Ataman Doğa Kıroğlu, Ahmet Karaca ve Korak Kesik’in müdafileri eşliğinde savunma yapmak üzere bir sonraki celseye kadar son kez süre verilmesine, duruşma gün ve saatinde hazır bulunmaları konusunda ihtaratlarına,
Sanıklar müdafilerine müvekkillerini hazır etmeleri için bir sonraki duruşma gününe kadar süre verilmesine, ayrıca savunması alınmayan sanıklara duruşma gün ve saatini bilgidir SMS gönderilmesine,
Van Barosunun davaya katılmaya yönelik talebinin suçtan doğrudan zarar görme ihtimali bulunmadığından ve baroların hukuki niteliği değerlendirildiğinde CMK’nın 237/1 maddesi uyarınca reddine,
Sanıklar Cafer Balcı ve Lezgin Özalp müdafi Av. Eylem Arzukayaoğlu’nun suç duyurusunda bulunulmasına yönelik talebinin tarafların her zaman Cumhuriyet Başsavcılığına başvurabilecekleri anlaşıldığından reddine,
Gözaltında bulunan sanıkların ve avukatların duruşma salonunda hazır bulundurulmalarına yönelik talebin bu aşamada reddine karar verildi.
Bir sonraki duruşma 3 Şubat 2023 günü saat 14.00’te görülecek.
Duruşma Sonrası
Duruşmada hazır bulunan avukatlar, sanık sıfatıyla yargılanan kayıp yakınları, sivil toplum temsilcileri ve milletvekilleri; duruşma öncesinde gözaltına alınan kişilerin akıbetini öğrenmek için duruşma sonrasında Çağlayan Polis Merkezi’ne geldiler. Polis merkezi dışında çok sayıda avukat, gözaltına alınan kişilerin polis merkezine getirilmelerini bekliyordu. Gözaltına alınan kişiler iki polis otobüsüyle polis merkezine getirildi, ancak polis merkezi dışında bekleyen grubun “güvenlik tehdidi” yarattığı ve polis merkezinin fiziki kapasitesinin yeterli olmadığı gerekçesiyle gözaltına alınan kişilerin polis otobüsünden indirilmeyeceği ve ifadelerinin burada alınmayacağı söylendi. Bekleyen avukatlar ve milletvekilleri ile polis arasında tartışma yaşandı. Avukat olmayan kişiler polis merkezi bahçesinden dışarıya çıkarak yol kenarında beklemeye başladı. Merkeze gelen polis otobüsleri, dışarıda bekleyenlerin alkışlarıyla oradan ayrıldı. Bu sırada gözaltına alınan kişilerin nereye götürüleceğine ilişkin bir belirsizlik vardı. Gözaltına alınan kişilerin Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüleceğinin öğrenilmesiyle birlikte, avukatlar ve sivil toplum temsilcileri de polis merkezinden ayrıldı ve Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde beklemeye başladılar. Saat 17.00 civarında, gözaltına alınan kişilerin ifadeleri alınmaya başlandı ve saat 18.45 civarında tamamlandı. İfade tutanaklarında gözaltı gerekçesi olarak “2911 sayılı Kanuna Muhalefet” yazıldığı görüldü. İfadeleri alındıktan sonra sağlık kontrolünden geçen kişiler serbest bırakıldılar.