700. Hafta Davası

Mahkeme: İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2020/559 

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 25 Ağustos 2018’deki 700’üncü buluşması Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. Polisin biber gazı ve kalkanlarla müdahale ettiği eylemde çok sayıda kayıp yakını gözaltına alındı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da polis müdahalesiyle ilgili, “İzin vermedik çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Anneliğin terör örgütünce istismar edilmesine, teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık” dedi. 

Gözaltına alınan kayıp yakını ve hak savunucusu 46 kişiye polise mukavemet edildiği gerekçesiyle dava açıldı. Davanın üçüncü duruşması 24 Kasım 2021’de İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma Öncesi

Duruşma öncesi Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Demokratik kitle örgütleri, baro temsilleri, siyasi parti temsilcileri ve hak savunucularının yer aldığı açıklamada “Bu davada yargılanan bizim hakikat ve adalet arayışımız” pankartı açıldı.

Basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu. Ocak, şunları söyledi:

“Adalet bizim için haysiyet ve insanlık meselesidir, susmayacağız. Bugün burada, üzerinde ‘Adalet’ yazan bu binada bir yargılama yapılacak. Kim yargılanacak peki? Gözaltında kaybetmeyi bir devlet politikası haline getiren; siyasetçi, kamu görevlisi kılığına girmiş ‘insanlığa karşı suç’ failleri mi nihayet yargılanmaya başlandı? Hayır. Gözden düşmüş devlet bağlantılı suç örgütü liderinin çektiği videolarla, sosyal medya paylaşımlarıyla aylardır pek çok suç failini ifşa etmesinin ardından, bu failler mi yargılanmaya başlandı? Hayır değil. Televizyon ekranlarına çıkıp yaptığı işkenceleri savunan; onlarca, yüzlerce gözaltında kaybetmede, yargısız infazda bir şekilde parmağı bulunan kontrgerilla şefleri mi yargılanacak bugün burada? Elbette hayır. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun Cemil Kırbayır’ı gözaltında kaybettikleri için tek tek isimlerini sayarak suç duyurusunda bulunduğu işkenceciler mi yargılanacak? Hayır onlar da değil.

AİHM’de oy birliği ile mahkumiyet kararı verilen kayıp dosyalarının failleri mi yargılanacak? Hayır, onlar hiç değil. Cumartesi Anneleri’nin 699 hafta boyunca sürdürdükleri barışçıl toplanmalarını şiddet yoluyla dağıtanlar, Anayasal haklarını kullanan insanlara işkence edenler, kentin bir meydanını halka kapatanlar mı yargılanacak? Hayır, hayır onlar da değil.

Peki kim yargılanıyor bugün? Bugün, ‘Bir dava değil yüz dava da açsanız, biz kendi davamızdan dönmeyeceğiz’ diyen kayıp yakınları ve hak savunucuları yargılanıyor. Bugün biz yargılanıyoruz. Biz, gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi aramaktan vazgeçmeyen aileler yargılanıyoruz.

Bize yaşatılan zulme, adaletsizliğe itiraz eden destekçilerimiz yargılanıyor. Neden biz yargılanıyoruz? Hak ve özgürlükleri askıya alınmış milyonlarca insan bizim gibi hakları için mücadele etmesin diye. Mahkum edildikleri adaletsizliğe, hukuksuzluğa isyan etmesinler, bunu göze alamasınlar diye biz yargılanıyoruz.”

Basın açıklamasından sonra adliye binasına geçildi. Duruşma, sanık ve izleyici sayısının fazla olması nedeniyle İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda yapılacaktı. Duruşmanın kararlaştırılan saatinden yarım saat sonra yani saat 11:00’de izleyiciler salona alındı, ancak seyirci sıraları yine de yeterli gelmedi ve sıralara sığmayan kişiler ayakta bekleyerek duruşmayı takip etti. Bu sırada mahkemenin hâkimi Sait Emre Özgençsalonda yoktu, katip davada yargılanan kayıp yakınları ve hak savunucularının kimlik tespitini yaptı. Bu işlem 12:30’a kadar sürdü. Bu süre zarfında hâkim Özgenç salona gelmedi. Saat 12:45 civarında Özgenç nihayet salona geldi ve duruşma başladı.

Duruşmanın Seyri

İlk sözü Batman Barosu Başkanı Av. Erkan Şenses aldı. Avukat Şenses, Batman Barosu olarak davada yargılananları savunmak üzere salonda olduklarını söyledi ve duruşmanın gecikmesi, kimlik tespitinin hâkim tarafından yapılmamasıyla ilgili beyanda bulundu. Şenses, mahkemenin yargılananlarla ilgili derhal beraat kararı vermesi gerektiğini aktardı.

Şenses’ten sonra Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu’ndan Av. Diyar Çetedirsöz aldı. Çetedir, Cumartesi Anneleri’nin 700 hafta boyunca yaptığı bir eylemle ilgili emniyete bildirimde bulunmalarına gerek olmadığını söyledi. Bu davada Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet edilmediğine dikkat çeken Çetedir, “Olsa olsa kamu görevlilerinin görevi kötüye kullanması vardır” dedi.

Av. Cahit Kırkazak da kötü muamelede bulunan kamu görevlilerinin tespit edilip haklarında suç duyurusunda bulunulmasını, tüm sanıklar hakkında da derhal beraat kararı verilmesini talep etti.

Kırkazak’tan sonra Av. Meriç Eyüboğlu söz aldı ve 12 temmuz 2021’de yapılan bir önceki duruşmanın da 2 buçuk saat gecikmeyle başladığını hatırlattı. Eyüboğlu, “Bu konunun canımızı sıktığını söylemek istiyoruz. Burada birçok avukat var, bazıları şehir dışından geldi. Bu kadar insanı bekletmenin hukukla ilgisi yok” dedi. COVİD-19 salgınına rağmen daha büyük bir salonda duruşma yapılmamasını eleştiren Eyüboğlu, derhal beraat kararı verilmeyecekse duruşmanın uygun bir salon bulunana kadar ertelenmesini talep etti.  Av.Tuğçe Duygu Köksal ve Av. Emre Telci de aynı nedenle duruşmanın ertelenmesini istedi.

Ardından Av. Metin İriz söz aldı. İriz, bir önceki duruşmada farklı gerekçelerle hâkimi reddettiklerini, ancak bunların hakkında işlem tesis edilmediğini hatırlattı. 

Avukatların taleplerinden sonra hâkim Özgenç, duruşma savcısına bunlarla ilgili görüşünü sordu. Savcı Onur Özsoy da taleplerin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek reddine karar verilmesini istedi. Bunun üzerine Av. Ömer Kavili söz alarak savcının tüm taleplerin reddine karar verilmesine yönelik mütalaası ile ilgili beyanda bulundu. Kavili, savcıdan yeniden mütalaa alınmasını, vermezse İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın salona çağrılmasını talep etti. Avukat Meriç Eyüboğlu da tekrar söz alarak COVİD-19 salgını nedeniyle duruşmanın ertelenmesi talebinin usul ve yasaya neden uygun olmadığını sordu.

Hâkim Özgenç de COVİD-19 nedeniyle duruşmanın ertelenmesi talebini reddetti. Kayıp yakınlarını darp eden ve gözaltına alan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talebinin de reddine hükmeden hâkim böylece bütün talepleri reddetmiş oldu. Özgenç, duruşmanın başlamasından ancak 1 saat sonra salona neden geç geldiği konusuna geldi. Fakat bu bir gerekçe açıklaması değildi. Hâkim Özgenç, duruşmayı geç başlatmasının sebebinin açıklanması talebini ‘Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda böyle bir madde olmadığı’ gerekçesiyle reddetti.

Sonra Av. Efkan Bolaç söz aldı ve “Geldiğimiz noktada biz bu davayı sizinle yürütmek istemiyoruz. Bu davadan çekilin ki dava rahat rahat yürüsün. Sizi sanıkların teminatı olarak görmüyoruz” dedi. Avukat Cahit Kırkazak da “Size güvenmiyoruz, objektif değilsiniz. İstenmiyorsunuz bu davada. Sizin kendinizi tarafsız olarak görmeniz değil, bizim sizi tarafsız olarak görmemiz gerek” ifadelerini kullandı. Avukat Ömer Kavili ise “Siz önünüze konulan dosyayı bitirmek üzere gönderilmişsiniz. Sizin ve duruşma savcısı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum. Bunu sizden değil, makamdan istiyorum. Sizin hâkim olduğunuzu gösteren bir karar getirin” diye konuştu.

Söz alan diğer avukatlar da reddi hâkim taleplerinin sonuçlanmadığını belirterek duruşmaya bu şekilde devam edilemeyeceğini söyledi. Özgenç ise talepleri yine reddetti. Bunun üzerine avukatlar hâkimi protesto etmek için salonu terk etti. Avukat Ömer Kavili salondan çıkarken “Kendiniz çalın, kendiniz oynayın” dedi. Bu sırada hâkim duruşmaya ara verdi. 15 dakika sonra salona döndükleri sıralarda yargılanan kişilerden bazıları ve gazeteciler vardı.

Hâkim Özgenç duruşmaya yargılanan kişilerin beyanlarını alarak devam etmeye karar verdi. Kürsüye gelen kayıp yakını Maside Ocak “Burada kayıp yakınlarımızın fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda bekleyişimizi yargılıyorsunuz. Tarafsızlığınıza inanmıyorum” dedi.

Ocak’ın sözlerinden sonra hâkim Özgenç ara kararını açıkladı.

Ara Kararlar

–    Reddi hâkim ve çekilme konusunda daha önceden karar verildiğinden ve itiraz üzerine itiraz da reddedildiğinden Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 31’inci maddesi uyarınca bu talebin geri çevrilmesine,

Sanıklar Ahmet Karaca, Cihan Oral Gülünay, Ezgi Çevik, Ferhat Ergen, Koray Kesik, Leman Yurtsever, Lezgin Özalp, Ramazan Bayram, Sadettin Köse ve Ulaş Bedri Çelik’in zorla getirilmesine,

Sanıklar Ahmet Süleyman Benli, Atakan Taşbilek, Ataman Doğa Kıroğlu, Cafer Balcı, Can Danyal Aktaş, Ercan Süslü, Hasan Akbaba, Hasan Karakoç, Jiyan Tosun, Kenan Yıldızerler, Koray Çağlıyan, Levent Gökçek, Mehmet Günel, Muhammed Emin Ekinci, Murat Akbaş, Osman Akın, Özer Oymak, Rüşa Sabur, Saime Sebla Arcan Tatlav ve Volkan Uyar’a duruşma gün ve saatini bildirir tebligat gönderilerek gelmedikleri takdirde savunma yapma haklarından vazgeçmiş kabul edileceklerinin ihtaratına,

Davetiye tebliğ edilemeyen sanıklar Fecri Çalboğa ve Onur Yanardağ’ın hakkında savunmalarının alınıp serbest bırakılmak üzere yakalama emri düzenlenmesine,

Bir sonraki duruşma günü duruşma salonu tahsisi için İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi ve 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne ayrı ayrı müzekkere yazılmasına karar verildi.

Bir sonraki duruşma 23 Mart 2022 saat 13:30’da yapılacak.