Görsel
gezi9.yil_.jpg

VOA

31 Mayıs 2013’te Taksim Gezi Parkı’na Topçu Kışlası ve alışveriş merkezi yapmak için polis ablukasına alınması nedeniyle başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan Gezi Parkı eylemlerinin yıldönümünde, Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla Beyoğlu’ndaki TMMOB’un önünde toplanan ve İstiklal Caddesi’ne çıkmak isteyen gruba polise müdahale etti.

İstiklal Caddesi’ne çıkan sokakta gösterilere engel uygulayan polis, defalarca biber gazı kullandı. Yakın mesafeden sıkılan göz yaşartıcı gazdan çok sayıda gösterici ve gazeteci etkilendi. Buna rağmen göstericiler ‘‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’’ ve ‘‘Her yer Taksim her yer direniş’’ sloganlarıyla polis barikatını aşmaya çalıştı. Yaklaşık bir saat süren mücadeleden sonra polis, göstericileri ikiye ayırdı. Göstericilerden bir kısmı aynı sokakta bulunan TMMOB’un lokaline sığındı. Bu sırada polisin kullandığı insansız hava aracı(drone), bir martının çarpması nedeniyle düştü.



Polisin göstericilere müdahalesini görüntülemeye çalışan gazeteciler Halk TV muhabiri Erdinç Yılmaz, Evrensel muhabiri Meltem Akyol, AFP foto muhabiri Bülent Kılıç, Tele 1 muhabiri Engin Açar ve Gazete Fersude muhabiri Hayri Tunç da yakın mesafeden biber gazına ve şiddete maruz kaldı.

Aynı gazetecilerden Meltem Akyol, ilerleyen saatlerde Sıraselviler Caddesi’nde takip ettiği gruba polisin müdahalesini görüntülemeye çalışırken gözaltına alındı.



Saat 17.30 sularında Taksim Meydanı’nda gözaltına alınan Türkiye İşçi Partili grupla birlikte gün boyu Gezi Parkı eylemleri yıldönümü nedeniyle yapılan eylemlerde, İstanbul’da toplam 170 kişi gözaltına alındı.



Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla TMMOB’un önüne gelenler arasında Gezi Parkı eylemleri sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz, Ahmet Atakan'ın annesi Emsal Atakan’la birlikte HDP milletvekilleri Oya Ersoy ve Musa Piroğlu, TİP milletvekilleri Sera Kadıgil ve Ahmet Şık’la TİP Genel Başkanı Erkan Baş da vardı.

Can Atalay: ‘‘Görevimiz, Gezi'de işaret ettiğimiz demokratik bir toplumsal ve siyasal yaşamın müştereken inşasıdır’’

25 Nisan’da yapılan karar duruşmasında Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman’la birlikte tutuklanan Can Atalay, cezaevinden gönderdiği mektupta, Türkiye’de yaşandığını söylediği karanlığı Gezi’de bir araya gelenlerin inadının yeneceğini söyledi.



Can Atalay mektubunda, ‘‘Gezi Direnişinde; dinbaz, kapkaççı, sosyal cinayetleri sıradanlaştıran ahbap çavuş kapitalizminin karşısına güçlü bir kamusal tahayyül ile dikildiğimiz için eşitlikçi, özgürlükçü, dayanışmacı olduğumuz için kurmaya çalıştıkları hegemonyanın mayasının tutmayacağını gösterdiğimiz için bizden korkuyorlar! Gezi Direnişi, çoğul türkümüzdür. Aşağıdan bir kardeşleşme inadıdır Gezi! Güncel görevimiz, Gezi'de işaret ettiğimiz demokratik bir toplumsal ve siyasal yaşamın müştereken inşasıdır. Karanlığı, kendi kaderini tayin etmeye kararlı müşterek irademiz sonlandıracak’’ ifadelerini kullandı.



Kılıçdaroğlu: ‘‘Gezi’de yitirdiklerimize sözümüz var: Bu güzel ülkemize demokrasiyi getireceğiz’’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter hesabından Gezi Olayları’nın yıldönümü nedeniyle bir mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu mesajında “Gezi direnişi, demokrasi tarihimizde özgürlüğü haykıran gençlerin sesidir; dayanışmaya, barışa, kardeşliğe ve demokrasiye adanmış milletimizin hareketidir… #Gezi’de yitirdiklerimize sözümüz var: Bu güzel ülkemize gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz! #Gezi9Yaşında” ifadelerini kullandı.

TİP milletvekillerinden Boğaziçi Köprüsü’ne ‘‘Her yer Taksim her yer direniş’’ yazılı pankart

Bu arada Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye İşçi Partisi milletvekilleri Sera Kadıgil ve Ahmet Şık, Gezi Parkı eylemlerinin dokuzuncu yıl dönümü nedeniyle Boğaziçi Köprüsü'ne üzerinde ‘‘Her Yer Taksim Her Yer Direniş’’ yazan bir pankart astı.

Yanlarında birkaç partili ve iki otomobille köprünün ortasında duran milletvekilleri, pankartı köprüden sallandırdı. Ancak kısa süre içinde olay yerine gelen polisler, pankartı kaldırdı. Bu sırada Sera Kadıgil’in telefonu köprüden aşağıya düştü.