2020-2022 arasında Van-Hakkari Tabip Odası başkanlığı yapan, TİHV Van temsilciliği başvuru hekimi Hüseyin Yaviç aynı zamanda bir kayıp yakını. 2006’da katıldığı Newroz etkinliklerinden dolayı hakkında örgüt propagandası yapmak suçlamasıyla dava açıldı, 10 ay hapis cezası verildi ve bu ceza ertelendi. Şu anda ise 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefetten hakkında süren iki ayrı dava var. 

Hüseyin Yaviç, 1980 Ağrı doğumlu ve bir kayıp yakını. Kaderini belirleyen süreç, ailesinin 1991’de İstanbul’a göç etmesiyle başladı. Dört yıl sonra, 15 Şubat 1995’te kuzeni Rıdvan Karakoç gözaltında kaybedildi. 34 yaşındaki Rıdvan Karakoç, Kürt siyasi partileri ile sanat ve kültür kurumlarında çalışmalar yürütüyordu. 110 gün süren ısrarlı bir arayışın ardından işkence izleri taşıyan bedenine Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı. Aradan 27 yıl geçmesine rağmen failleri hala cezalandırılmadı. Kuzenin kaybedilmesi, Yaviç’in bugün yürüttüğü hak mücadelesinde etkili oldu. 

Yaviç, 1999’da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdi, 2006’da pratisyen hekim olarak mesleğine başladı. Van-Hakkari Tabip Odası’nda sırasıyla üst kurul delegeliği, genel sekreterlik ve başkanlık görevlerinde bulundu. Van Barosu, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, KESK gibi sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleriyle ortak çalışmalara katıldı. 2021’den bu yana Türkiye İnsan Hakları Vakfı Van Temsilciliğinde başvuru hekimi olarak çalışıyor. Aynı zamanda İnsan Hakları Derneği Van Şubesi ve Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma, Geliştirme Derneği üyesi. 

2006’da katıldığı Newroz etkinliklerinden dolayı hakkında “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla dava açıldı. Mahkeme tarafından verilen 10 ay hapis cezası ertelendi. 2007’de ertelenen bu ceza gerekçe gösterilerek kamu görevinden ihraç edildi. Açtığı idari davayı kazanarak görevine geri döndü. Sağlık Bakanlığı da tazminat ödemeye mahkûm edildi. Ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, 2017’de bu kez bir KHK ile kamu görevinden ihraç edildi. OHAL Komisyonuna yaptığı itiraz da reddedildi. Dosyası şimdi yargı sürecinde.   

Van’da 2016’dan bu yana her türlü basın açıklaması, gösteri, yürüyüş yapılması engelleniyor. Hüseyin Yaviç, tabip odası başkanlığı yaptığı 2020-2022 yılları arasında bu nedenle pek çok kez gözaltına alındı. 

23 Ekim 2021’de, Dr. Rümeysa Şen’in 36 saat süren nöbetin ardından evine giderken trafik kazasında yaşamını yitirdi. TTB’nin çağrısıyla ülke genelinde basın açıklamaları yapılıyordu. Van’daki basın açıklaması 25 Ekim 2021’de, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde yapılmak istendi. Üniversitenin önüne gittiklerinde polis tarafından olağanüstü önlemler alındığını gördüler. Yapılan tüm müzakerelere rağmen, valiliğin eylem-etkinlik yasağı kararı gerekçe gösterilerek açıklama yapmaları engellendi. O dönem Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı olan Hüseyin Yaviç ile TİHV Van Temsilcisi Sevim Çiçek gözaltına alındı. Gözaltı işlemi esnasında zor kullanıldı ve Yaviç darp edildi. Darp edildiği adli raporlara da geçti. Söz konusu anma ve basın açıklaması doğudan batıya Türkiye’nin neredeyse tüm illerinde yapıldı, sadece Van’da engellendi. Emniyetteki ifade işlemlerinin ardından Yaviç ve Çiçek serbest bırakıldı.

8 Şubat 2022’de sağlık çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmek amacıyla TTB tarafından Türkiye genelinde grev kararı alındı. Bu karar kapsamında Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapacakları basın açıklaması, yine Van’daki yasaklar gerekçe gösterilerek engellendi. Hüseyin Yaviç, Van-Hakkari Tabip Odası yönetim kurulu üyesi Dr. Ayfer Bostan ve SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) üyesi altı sağlık emekçisiyle birlikte darp edilerek gözaltına alındı. Bu gözaltı işlemi sırasında uğradığı darbı da hastane raporu ile belgeledi. 

Her iki gözaltı nedeniyle daha sonra hakkında “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla iddianame hazırlandı ve dava açıldı. 25 Ekim 2021’deki eylemle ilgili davanın ilk duruşması, Van’daki etkinlik yasaklarının 2013. günü olan 26 Mayıs 2022 tarihinde Van 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Her iki olayda, darp edilmesiyle ilgili kolluk kuvvetleri hakkında yaptığı şikâyetler hakkında ise takipsizlik kararı verildi. 

18 Ekim 2022'deki ikinci duruşmada avukatların bilirkişi raporuna ilişkin beyanlarını sunmasının ardından mahkeme, davayı 26 Ocak 2023 tarihine erteledi.

Üçüncü duruşmada savunmaların ardından mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar veren mahkeme yargılamayı 12 Nisan 2023 tarihine erteledi.

2 Aralık 2022'de ise 8 Şubat 2022'de gerçekleşen gözaltılar sonrası açılan davaya başlandı. Aralarında Hüseyin Yaviç'in de bulunduğu bir grup sağlık emekçisinin yine “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla yargılanıyor. 

Van 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın 17 Şubat 2023'teki ikinci duruşmasında, savunmaların alınmasının ardından mahkeme sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına karar vererek dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için iddia makamına gönderilmesine karar verdi.

31 Mart 2023'teki üçüncü duruşmada avukatlar, detaylı savunmalarını esas hakkındaki mütalaadan sonra yapacaklarını belirterek beraat taleplerini yinelediler. 15 Eylül 2023'teki duruşmada savunmalar alındı ve dava 8 Mart 2024 tarihine ertelendi.

Dr. Rümeysa Berin Şen’in ölümüne ilişkin 25 Ekim 2021'de Van’da yapılmak istenen basın açıklaması nedeniyle açılan davanın 12 Nisan 2023'teki dördüncü duruşmasında Hüseyin Yaviç, önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyledi. Yaviç , ülkenin birçok yerinde yapılmak istenen anma etkinliğinin sadece Van’da yasaklandığını hatırlattı. Mahkeme, dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için iddia makamına gönderilmesine karar vererek davayı 18 Eylül 2023'e erteledi.

18 Eylül'deki karar duruşmasında mütalaasını sunan savcı, Anayasa’nın 34. maddesinde yer alan “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” ifadesine ve ilgili Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfla; davaya konu basın açıklamasının, önceden bildirimde bulunmaya gerek olmayan bir hak olduğunu vurgulayarak beraat talep etti. Mahkeme de mütalaadaki gerekçeyi haklı bularak Dr. Hüseyin Yaviç ve Sevim Çiçek’in beraat etmelerine karar verdi.