Nurcan Kaya, bir insan hakları savunucusu, avukat ve yazar. Kaya hakkında, altı yıl öncesine ait aynı sosyal medya paylaşımı nedeniyle üç kez üç farklı suçtan dava açma girişiminde bulunuldu. Sonunda “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla dava açıldı ve mahkeme 1 yıl 3 ay hapis cezası vererek hükmün açıklanmasını geri bıraktı. Kaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDK soruşturma kapsamında 18 Şubat 2025’te 10 ilde gözaltına alınan 52 kişi arasındaydı. Nurcan Kaya, adli kontrol tedbirleri ile tutuksuz yargılanıyor.
Nurcan Kaya, 1977'de Diyarbakır'da doğdu. Hukuk eğitimini ve avukatlık stajını burada tamamladı. Stajyer avukat iken hukuk yoluyla hak savunuculuğu yapabileceğine karar verdi ve stajını Diyarbakır Barosu eski başkanlarından Fethi Gümüş’ün yanında yaptı. İHD’de gönüllü olarak çalıştı, çevirmenlik yaptı. Diyarbakır Barosu komisyonlarında görev aldı. Daha sonra, kariyerine sivil toplum örgütlerinde devam etti.
Onu bir insan hakları savunucusu olmaya götüren kırılma anı, 1993’te Lice’nin yakılması olayı oldu. Ablası askeri operasyon yapıldığı sırada Lice’deydi. Şehir merkezinde büyümüş, pek politik olmayan, esnaf bir ailenin çocuğu iken şahit olduğu bu olayla sarsıldı.
İngiltere'de Uluslararası İnsan Hakları Hukuku yüksek lisansı yaptı. Londra'daki sivil toplum örgütlerinde, ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi'nde uzman olarak çalıştı. Bir süre sonra Londra'ya dönerek Minority Rights Group International'da görev yapmaya başladı. Burada AB’nin ayrımcılık yasağına ilişkin mevzuatının üye ülkelerde uygulanmasıyla ilgili çalışmalar yürüttü. Ayrımcılık yasağı ve azınlık hakları üzerinden Türkiye ve Kıbrıs ile ilgili projelerde yer aldı, raporlar yazdı.
12.04.2001 tarihinde kurulan Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu bünyesindeki Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Alt Komisyonu adına 2004 yılında Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Dr. Baskın Oran tarafından hazırlanan Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu'nun yayımlanmasından sonra, raporun yazarlarına ve azınlık haklarıyla ilgili çalışanlara yönelik tehdit ve baskılar arttı. Birkaç yıl süren bu dönemde Minority Rights Group da aynı konuda bir rapor hazırladı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, bir basın toplantısında henüz yayımlanmamış bu rapor üzerinden Londra merkezli STK’yi Türkiye’de azınlık yaratmak ve Türkiye’yi bölmekle suçladı. Bu açıklamadan sonraki süreçte Kaya, azınlıklarla ilgili çalışmaları nedeniyle Türkiye’den tehdit telefonları almaya başladı. Bu telefonlar Ergenekon ve Balyoz davaları sürecine kadar sürdü.
Kaya 2009 yılında Türkiye’ye döndü. Uluslararası sivil toplum için çalışmaya devam etti. 2018'de ise doğduğu Diyarbakır’a yerleşti ve avukatlık yapmaya başladı. Aynı zamanda köşe yazarlığı ve sivil toplum kuruluşlarına danışmanlık yapıyor. Avukatlığı aktivizm aracı olarak görüyor ve öyle icra ediyor. Sivil topluma ve hak savunucularına yönelik adli süreçleri bu sayede daha kolay ve yakından takip edebiliyor, yazarak kamuoyuna duyuruyor.
Suriye operasyonu tweetiyle başlayan dava
Nurcan Kaya, 27 Ekim 2019’da Tunus’a gitmek üzereyken İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı. Aynı gün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Sorgusunda Suriye’ye yönelik operasyonla ilgili paylaştığı bir tweet soruldu, yurtdışına çıkış yasağı kondu. Yasak 2020 Ocak sonunda kaldırıldı.
Bu tweet nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216. maddesinde düzenlenen “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla bir soruşturma açıldı. Kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Ardından TCK’nin 301. maddesinde düzenlenen “Devlet ve kurumlarını aşağılamak” iddiasıyla soruşturma açıldı, ancak Adalet Bakanlığı onay vermedi. Yine aynı tweet yanına başka birkaç tweet daha eklenerek örgüt propagandasından soruşturma açıldı ve bu kez 5 Ekim 2020’de davaya dönüştü.
Savcılık mütalaasında bahsedilen tweet şöyle: “Kobane'de yalnızca Kürtler değil, orada yaşayan bütün halklar direniyor. Demokrat Araplar da direniyorlar; şehitler verdiler maalesef." Bu ifade tırnak içinde yazılmış bir tweet, yani alıntı. Bu alıntı 2014 Ekim’de, Çözüm Süreci devam ederken Kaya'nın İstanbul’da katıldığı, Kobane'yle ilgili halka açık panele video ile bağlanan bir konuşmacının sözleri.
Karar duruşması 27 Eylül 2021’de Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme heyeti Kaya'ya 1 yıl 3 ay hapis cezası vererek hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
AYM’den hak ihlali kararı
Mart 2024'te, Anayasa Mahkemesi (AYM), "Kobane’de yalnızca Kürtler değil, orada yaşayan bütün halklar direniyor," sosyal medya paylaşımıyla ilgili olarak başlatılan yargısal işlemler kapsamında Nurcan Kaya'nın pasaportuna el konulmasının ifade özgürlüğü ihlali olduğuna hükmetti ve idareyi 13 bin 500 TL tazminat ödemeye mahkum etti.
HDK operasyonu kapsamında hakkında ikinci bir soruşturma açıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Halkların Demokratik Kongresi (HDK) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, 18 Şubat 2025'in sabah saatlerinde geniş çaplı operasyonlar düzenlendi. İstanbul merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 10 ilde gerçekleştirilen ev baskınlarında siyasiler, sanatçılar ve gazetecilerle birlikte Nuran Kaya da gözaltına alındı. Kaya ve diğer gözaltına alınan 52 kişi hakkında 24 saatlik avukat görüş yasağı getirildi. Bu yasak 19 Şubat 2025 sabah saatlerinde sona erdi, ancak gözaltı süresi uzatıldı. Bu yeni soruşturma, Kaya'nın daha önce ifade özgürlüğü ihlali kapsamında haklı bulunduğu davaların ardından, hakkında açılan yeni bir hukuki süreci işaret ediyor.
21 Şubat’ta savcılık ifadeleri alınanlardan Nurcan Kaya dahil 13 kişi hakkında “konutu terk etmeme”, iki kişi hakkında karakolda imza atma ve yurtdışına çıkış yasağı, 35 kişi tutuklanma talebiyle sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiler. 22 Şubat 2025’te 30 kişi tutuklandı, Nurcan Kaya’nın da aralarında olduğu 13 kişi hakkında ise ev hapsi kararı verildi.