Yiğit Aksakoğlu, 2013’te gerçekleşen Gezi eylemleriyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 16 Kasım 2018’de gözaltına alındı. 7 ay tutukluluğun ardından ilk duruşmada tahliye edilen Aksakoğlu şu an tutuksuz yargılanıyor. 

Yiğit Aksakoğlu, Haziran 2013’teki Gezi Parkı protestoları ile ilgili olarak 2019 Şubat ayında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tamamlanan iddianamede konusu şiddetsiz eylem olan bir toplantının yöneticiliğini yapmakla suçlanıyor.

Aynı gün gözaltına alınan ve sorgulanan 16 kişiden yalnızca Aksakoğlu, “Her ne kadar toplantıların içeriğine ulaşılamamış ve karanlıkta kalan yönleri olsa da”, mahkeme tarafından “bu toplantıların Gezi’den sonra tekrar sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem adı altında yeniden çeşitli gösteri ve eylemlerin yapılmasına yönelik birtakım eğitimler ve konuşmalar düzenlendiği kanaatine ulaşıldığı (…)” gerekçesiyle tutuklandı.

Evli ve iki çocuk sahibi olan Yiğit Aksakoğlu, hak temelli çalışan bir sivil toplum profesyonelidir. TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) ve İstanbul Bilgi Üniversitesi STK Eğitim ve Araştırma Birimi’nde çalışmıştır. 2011’den bu yana erken çocukluk dönemi üzerine çalışmalar yürüten Hollanda merkezli Bernard van Leer Vakfı’na danışmanlık yapmıştır ve hâlihazırda aynı vakfın Türkiye temsilciliği görevini yürütmektedir.

Yiğit Aksakoğlu’nun avukatları, 1 Mart 2019 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

“Gezi Parkı Olayları” iddianamesi 4 Mart 2019 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Açılan davanın 24-25 Haziran 2019 tarihlerinde Silivri’de görülen ilk duruşmasında Yiğit Aksakoğlu tahliye edildi.

Aksakoğlu'nun da yargılandığı 16 sanıklı Gezi Davası’nın dördüncü duruşması 24-25 Aralık 2019 tarihlerinde gerçekleşti. Bir sonraki duruşma 28 Ocak 2020‘de görüldü ve avukatların reddi hakim talepleri reddedildi. Avukatlar salonu terk ederken izleyiciler dışarı çıkarıldı.

Savcı, 6 Şubat 2020'de açıkladığı mütalaasında, Yiğit Aksakoğlu'nun Osman Kavala ve Mücella Yapıcı'yla birlikte TCK’nin 312. maddesinde düzenlenen “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ” suçundan cezalandırılmasını istedi. 

Gezi Davası’nın 6. duruşması 18 Şubat 2020‘de görüldü ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Yiğit Aksakoğlu dahil tüm sanıkların beraatine karar verildi. 

Anayasa Mahkemesi (AYM), 30 Aralık 2020'de, Aksakoğlu'nun tutuklanmasının hak ihlali olduğuna karar verdi ve tazminat ödenmesine hükmetti. Kararda, şiddetsiz eylemlerle ilgili eğitimlere katılan Aksakoğlu’nun, insanları ayaklanmaya sevk etmeye çalıştığına yönelik bir olgu ve kanıt bulunmadığı vurgulandı.

Ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, beraat kararlarını 22 Ocak 2021‘de kaldırdı. Daire, dava dosyasının yeniden incelenmek ve hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine hükmetti. Eksik delillerin sağlanması ile yargılamanın devamına karar verildi.

Gezi davasında yargılanan 16 sanıktan aralarında Yiğit Aksakoğlu ile tutuklu iş insanı Osman Kavala'nın da bulunduğu 9 kişi hakkında verilen beraat kararlarının istinaf mahkemesince bozulması üzerine davanın yeniden görülmesine 21 Mayıs 2021'de başlandı. Mahkeme, Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına oy çokluğu ile karar verirken, davayı 6 Ağustos 2021'e erteledi.

35 kişinin Aralık 2015’te beraat ettiği Çarşı davasının kararı 28 Nisan 2021’de bozuldu. Kararı bozan Yargıtay, dosyanın Gezi Parkı davasıyla birleşmesine hükmetti. 30. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Mahmut Başbuğ, söz konusu hükümle ilgili 15 Haziran 2021’de Çarşı davasının görüleceği İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazarak dosyaların birleştirilmesini önerdi. Ardından 28 Temmuz 2021’de bu mahkemeye geçici olarak atanan Başbuğ, kendi talebini yerinde bularak birleştirmeye onay verdi. Böylece hem talepte bulunan, hem de kararı veren hakimin hükmü ile dosyalar birleşti. Birleştirme kararı sonrası 6 Ağustos'taki duruşma da iptal edildi. 

Sonraki duruşma 8 Ekim 2021'de görüldü. Avukatlar dosyaların ayrılmasını ve Osman Kavala'nın tahliyesini talep ettiyse mahkeme heyeti tutukluluğun devamına karar vererek bir sonraki duruşma tarihini 26 Kasım 2021 olarak belirledi. 

Birleştirilmiş davanın beşinci duruşması 21 Şubat 2022’de yapıldı. Mahkeme, Gezi ve Çarşı dosyalarının bir kez daha ayrılmasına kerer vererek davayı 21 Mart 2022‘ye erteledi.

4 Mart 2022‘de mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, tutuklu yargılanan Osman Kavala ile tutuksuz sanık Mücella Yapıcı’nın, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlaması ile ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Diğer sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme” suçlaması ile 15 yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Altıncı duruşmada Yiğit Aksakoğlu’nun avukatı Aslı Kazan, ‘delil‘ olarak dosyaya konan ses kayıtlarının eksik olduğunu söyledi ve müvekkili ile ilgili ses kaydının tamamını dinletmek istedi, ama mahkeme başkanı Özdemir kabul etmedi. Esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için sanıklara ve avukatlarına son kez süre verilmesine karar veren heyet, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik taleplerinin dosyaya bir katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddine hükmetti. 

22 ve 25 Nisan'da görülen karar duruşmasında, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'ye "hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçuna yardımdan 18 yıl hapis cezası verildi. Kararla beraber tutuklanmalarına hükmedildi. Yiğit Aksakoğlu'yla birlikte diğer firari sanıklar Henry Jack Barkey, Can Dündar, Memet Ali Alabora, Pınar Alabora, Gökçe Yılmaz, Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyaları ise ayrıldı.