Uzun yıllardır Türkiye’de insan hakları alanında mücadele veren adli tıp uzmanı Şebnem Korur Fincancı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda vakfın ve Ceza Hukuku Araştırmaları Derneği’nin kurucu üyesidir. Fincancı, Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 27 Eylül 2020'de yapılan 72. Seçimli Büyük Kongresi'nde, 2020-2022 dönemi Merkez Konsey Başkanı seçilmiştir.
Korur Fincancı, mesleki ömrünü işkenceyle mücadeleye adadı ve Türkiye’nin bu konuda kilometre taşlarından birisi oldu. Türkiye’de işkencenin yaygın olduğu ve yetkililerin işkencenin üstünü örttüğü 1990’larda, işkenceyi saptayan raporlar verdikçe ve tıp etiği üzerine yazılar yazdıkça, devletin baskı ve engellemeleriyle karşılaştı. Uğur Mumcu sanıkları hakkında verdiği rapordan sonra resmi makamlarca tehdit edildiğini açıkladı; görevden alınmasına dair gizli yazı ortaya çıktı. Mehmet Ağar’ın Adalet Bakanlığı sırasında Adli Tıp’ın Susurluk döneminde uygulanan imha mekanizmalarından biri haline dönmesine karşı etkin mücadele verdi. 1996’da Birleşmiş Milletler Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi adına, Bosna’nın Kalesija bölgesinde toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin otopsi çalışmalarına katıldı. 1999’da, Birleşmiş Milletler tarafından işkencenin saptanmasında uluslararası standart kılavuz olarak kabul edilen İstanbul Protokolü belgesinin oluşturucuları arasında yer aldı; daha sonra, protokolün uygulanması hakkında çeşitli ülkelerde eğitimler verdi. 2000’de, İnsan Hakları İçin Hekimler’in Güney Afrika’daki uluslararası çalışmasında, 2002’de Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Kadına Yönelik Cinsel Şiddet Araştırması ve El Kitabı çalışmalarında yer aldı.
Uluslararası İşkence Rehabilitasyon Merkezi (IRTC) adına gittiği Bahreyn’de, turist kılığına bürünerek, denizde cesedi bulunan ve polise göre boğularak ölen gencin vücudundan doku örnekleri aldı. Örnekleri Türkiye’ye getirdi ve yaptığı otopside gencin, ailesinin de iddia ettiği gibi, gözaltında işkenceyle öldürüldüğünü tespit etti.
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü eski Müdürü Adil Serdar Saçan’ın yaptığı işkenceleri kanıtladı. Ergenekon örgütü tarafından telefonlarının dinlendiği, kişisel bilgilerinin dosyalandığı gerekçeleriyle yaptığı müdahale başvurusu kabul edildi, birey olarak Ergenekon davasının tek müdahili oldu.
Barış bildirisi davası
Korur Fincancı hakkında, “Barış için Akademisyenler” bildirisini imzaladığı gerekçesiyle İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Barış için Akademisyenler davalarının genel gidişatından farklı olarak karar aşamasına gelen dosyaya 13 Aralık 2018 tarihli dördüncü celsede “sanık tarafından Özgür Gündem Gazetesi'ne 12 Aralık 2018’de verdiği röportaj, 21 Aralık 2015’te Evrensel Gazetesine verdiği röportaj ve sanık tarafından TİHV başkanı sıfatıyla 3 Mart 2016’da Cizre ziyareti sırasında sınırlı gözleme dayalı ön inceleme raporu çıktıları” dosyaya delil olarak eklendi.
Davanın 19 Aralık 2018’de görülen karar duruşmasında mahkeme tarafından 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilen Korur Fincancı’nın cezasında indirim veya erteleme yapılmadı, dosya istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. Bu sırada İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda Profesör olarak çalışmaktayken aldığı cezadan ötürü 2019 yılında “zorunlu olarak” emekli olmak durumunda kaldı.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği yeniden yargılama kararı sonrası Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Barış Akademisyenleri davasında 7 Temmuz 2020'de beraat etti.
Özgür Gündem davası
Korur Fincancı, 20 Haziran 2016’da Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amacıyla başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katıldığı gerekçesiyle RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve gazeteci-yazar Ahmet Nesin ile birlikte “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla gözaltına alındı. 30 Haziran 2016 tarihinde serbest bırakıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 17 Temmuz 2019 tarihli duruşmasında verilen beraat kararı 10 Eylül'de savcı tarafından temyiz edildi.
Savcı tarafından temyiz edilen Özgür Gündem ile dayanışma davasından verilen beraat kararı, 3 Kasım 2020'de istinaf mahkemesi tarafından bozuldu. İstanbul Bölge Adliyesi 3’üncü Ceza Dairesi gerekçesinde, Erol Önderoğlu, Şebnem Korur Fincancı ve Ahmet Nesin hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararının usule aykırı olduğunu belirtti.
Fincancı, Önderoğlu ve Nesin'in yeniden yargılanmasına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Şubat 2021‘de başlandı. İlk duruşmada dosyalarının 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 2020/51 esas sayılı dosya ile birleştirilmesi istendi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), bir sonraki duruşmanın tarihi olan 30 Eylül 2021 için dayanışma çağrısı yaptı.
30 Eylül 2021'deki duruşma öncesi hak savunucuları, sivil toplum ve meslek örgütlerinden oluşan geniş bir grup, destek için adliye önündeydi. Duruşmada mahkeme heyeti, Ahmet Nesin’in savunmasının istinabe yoluyla alınması için talimat yazılmasına, tanık İnan Kızılkaya’nın duruşmaya çağrılması için tebligat çıkarılmasına karar verdi.
19 Ekim 2022'deki duruşmada, AKP’den 2018'de milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıkan hakim Murat Bircan’ın heyette olduğu görüldü. Avukatlar bunun üzerine reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme, avukatların talebini değerlendirmesi için dosyayı bir üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
Davanın altıncı duruşması 1 Şubat 2023'te yapıldı. Davanın beşinci duruşmasında sanık müdafileri, AKP milletvekili aday adayı olan hakim Murat Bircan hakkında reddi hakim talebinde bulunmuştu. Mahkeme, talebin incelenmesi için dosyanın bir üst mahkemeye gönderilmesine karar vermişti. 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Ekim 2022'de reddi hakim talebini karara bağlayarak talepleri reddetti. 1 Şubat'taki duruşmada karar tutanağa geçirildi ve dava 25 Mayıs 2023'e ertelendi.
TTB Başkanlığı ve hedef gösterilme
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 27 Eylül 2020'de yapılan 72. Seçimli Büyük Kongresi'ne, 'Etkin Demokratik TTB' grubunun listesinden katıldı ve 2020-2022 dönemi Merkez Konsey Başkanı seçildi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 14 Ekim 2020'deki grup toplantısında, “Ne zamandan beri terörle iç içe olanlar TTB gibi önemli bir kuruluşun başına geçebiliyor? TTB, bunun gibi kimi meslek kuruluşları açıkça Anayasa’ya aykırı faaliyet içindedir. Çoklu baro çalışmasının bir benzerini yapacağız” diyerek Fincancı'yı ve TTB'yi hedef gösterdi.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 15 Ekim 2020'de bir basın açıklaması yayınlayarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı zamanda TİHV Başkanı olan Şebnem Korur Fincancı hakkındaki sözlerinin kabul edilemez olduğunu beyan etti.
“Emri ben verdim” açıklamasıyla ilgili paylaşıma para cezası
Şebnem Korur Fincancı’ya, Gezi Parkı eylemleri sürecinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik yaptığı bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle, “kamu görevlisine hakaret” suçu nedeniyle de dava açıldı. Fincancı, İstanbul Anadolu Adliyesi 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davadaki savunmasında, “Dava konusu tweet’i attığım gece Gezi Parkı’nda bulunan revirde hekim olarak nöbetçiydim. Polisler revire yönelik yoğun şekilde göz yaşartıcı kimyasal kullandı ve revirdeki yaralıları taşımak zorunda kaldık. Aynı gün başbakan Sincan’da yaptığı konuşmada emri kendisinin verdiğini söyledi. Bu açıklamalar üzerine hem orada yaşananlara tanıklık etmiş biri hem de bir insan hakları mücadelecisi olarak yapılanları ‘katliam’ olarak tanımlama zorunluluğu duydum” dedi.
Mahkeme, 16 Şubat 2021'de Fincancı’nın “kamu görevlisine hakaret” suçundan 7 bin 80 lira para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nden suç duyurusu
17 Mart 2022'de ise Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, Erkam Tufan Aytav'ın YouTube kanalı üzerinden yaptığı programa katılan Fincancı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu. Gerekçe olarak Erkam Tufan Aytav hakkında yakalama kararı bulunduğu ve firari FETÖ mensubu olduğu öne sürüldü.
Kimyasal gaz açıklamalarıyla hedef oldu
Ekim 2022'de, öldürülen PKK'lilerin son dakikalarını gösteren, Fırat Haber Ajansı'na ait görüntüleri sosyal medyaya yansıdı. Şebnem Korur Fincancı katıldığı bir televizyon programında, görüntüleri incelediğini ve sinir sistemini hedef alan kimyasal gaz kullanıldığını düşündürdüğünü söyledi. Fincancı, bağımsız heyetlerin inceleme yapması çağrısında bulundu.
20 Ekim 2022 itibariyle hükümete yakın medya organlarından Fincancı aleyhine bir kampanya başlatıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) iftira atmak, terör propagandası yapmak, yalan söylemekle itham edildi, hedef gösterildi. Aynı gün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fincancı hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Devlet ve kurumlarını aşağılamak” suçlarından soruşturma başlattı. 24 Ekim 2022'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası yaptığı basın açıklamasında Fincancı'yı ve TTB'yi hedef aldı, "Türk Tabipler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle, hem bu kurumla ilgili adımlar atılacak. Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdik. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de yaptığı grup konuşmasında Şebnem Korur Fincancı'yı hedef aldı ve Türk Tabipleri Birliğinin kapısına kilit vurulmasını, Fincancı'nın vatandaşlıktan çıkarılmasını istedi.
Fincancı, 26 Ekim 2022 sabah saatlerinde İstanbul'da gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından konuyla ilgili yapılan açıklamada, Korur Fincancı’nın, 20 Ekim'de “PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Terör Suçları Soruşturma Bürosunca başlatılan soruşturma kapsamında, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan gözaltına alındığı” belirtildi.
Ankara'ya götürülen Fincancı, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemlerin tamamlanmasının ardından tutuklama talebiyle Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Fincancı, 27 Ekim 2022'de tutuklanarak Sincan Kapalı Kadın Cezaevine kondu.
3 Kasım 2022'de, tutukluluk kararına karşı Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi’ne 582 avukat tarafından itiraz edildi ancak Ankara 49. Asliye Ceza Mahkemesi, tedbirin orantılı olduğu gerekçesiyle itirazı reddetti.
Soruşturmayı yürüten savcılık tarafından 10 Kasım 2022'de Fincancı’nın tutuklanması talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne gönderilen sevk yazısı aynen tekrarlanarak 'iddianame' haline getirildi. Korur Fincancı’ya Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesinde düzenlenen "terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması yöneltildi. İddianameyi kabul eden Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, iddia edilen suçun işleniş yeri ve ikamet adresi gerekçe gösterilerek dosyanın yetkisizlikle İstanbul mahkemelerine gönderilmesine karar verdi. Ankara'da hazırlanıp yetkisizlik kararıyla İstanbul'a gönderilen iddianame, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Üst seviyede fıtığı olan Fincancı, 23 Aralık 2022'de İstanbul'da görülecek ilk duruşmaya, beş buçuk saat süren karayolu yolculuğuyla Ankara’dan getirildi. Yolculuk süresinde kelepçeyle tutuldu. Fincancı ve üç avukatının savunmasının alınmasının ardından duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, Fincancı'nın basın yayın yoluyla “terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesi istendi. Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar verilirken bir sonraki duruşmanın 29 Aralık 2022’de yapılmasına karar verildi.
İkinci duruşmada da tutukluluğun devamına karar veren mahkeme, davayı 11 Ocak 2023'e erteledi.
Davanın üçüncü ve son duruşması öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yapan TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, "Tamamen siyasi hedeflerle ve hukuksuzlukla sürdürülen sürecin sonlandırılmasını, hukuki hiçbir dayanağı olmayan kararlarla halen tutuklu bulunan Merkez Konseyi Başkanımız Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.
Duruşmada son sözleri sorulan Fincancı ise, "Türkiye hukukun üstünlüğü bakımından 139 ülke arasında 127'nciyken, toplumun yüzde 60'ı yargıya güvenmiyorken, yolsuzluk bakımından Avrupa birincisiyken; her türlü hukuksuzluğa karşı çıktığı için hedeftedir TTB. Düşman ceza hukuku ne kadar işletilmeye çalışılırsa çalışılsın, düşmanlaştırmaya çalıştıkları kitleler TTB’ye güveniyor. TTB, pandemi sırasında en güvenilen kurumdu ve bugün de bu güveni koruyor" dedi.
Mahkeme “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdığı Fincancı’nın tahliyesine karar verdi.
İstinaf, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Fincancı hakkındaki değerlendirmesini yerinde bularak, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla verilen 2 yıl 8 ay 15 günlük hapis cezası 27 Ocak 2024'te onadı.
TTB merkez yönetiminin görevden alınması için dava açıldı
Korur Fincanı’nın kimyasal gaz kullanıldığıyla ilgili açıklamalarından sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınması için de bir davaname hazırladı. Dava, Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü.
Cumartesi Anneleri buluşmasında gözaltına alındı
Anayasa Mahkemesi’nin Cumartesi Anneleri/İnsanlarının eyleminin yasaklanmasına ilişkin 2023'te verdiği iki ihlal kararına rağmen polis müdahalesi sürerken, 6 Mayıs 2023'te yapılan 945. hafta buluşmasında gözaltına alınanlar arasında Şebnem Korur Fincancı da vardı. Sağlık kontrolünün ardından ifadeleri alınan 23 kişi aynı gün serbest bırakıldı.
MSB manevi tazminat davası açtı
Fincancı hakkında, katıldığı bir canlı yayındaki beyanları gerekçe gösterilerek Milli Savunma Bakanlığı tarafından açılan manevi tazminat davasının ilk duruşması 12 Ekim 2023 günü Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Avukatların, dava şartlarının oluşmadığı iddiasıyla yaptıkları itiraz reddedildi.
Bir sonraki duruşma 11 Ocak 2024'teydi. Fincancı'nın avukatları, bir kez daha davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın reddedilmesine ilişkin talebi reddetti ve Savunma Bakanlığı’nın davaya ilişkin beyanlarının alınması için duruşmayı 7 Mayıs 2024’e erteledi.
Hazırladığı işkence raporu nedeniyle hedef oldu
Şubat 2024'te, 140journos'un Adnan Oktar ve örgütünü ele alan ‘Adnan’ belgeselinde, örgüt üyelerinin Şebnem Korur Fincancı’ya işkence raporu hazırlattığı ve soruşturmanın bu raporla 'çöpe gittiği' iddiası yer aldı. İddianın ardından, Fincancı'ya dönük sosyal medyada bir linç kampanyası başlatıldı. İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı, bir açıklama yayımlayarak Fincancı'nın yanında olduklarını duyurdu.